Kenan Işık"ın sunduğu programa konuk olan Cem Yılmaz, acımasız eleştirilerin kendisini incittiğini söyledi.


Yılmaz, “Film çekmek çok keyifli bir iş ama zor. "Buna birazcık olsun hürmet edin" diye bir şey söyledim. Bunu bütün sinema yapanlar adına söylemişken, bunu kişisel alıp "Ben film yapıyorum, sen de izliyorsun. Bana hürmet et" diye tercüme edenler, bunu yapmasalar çok iyi olur” dedi.

Mutsuz insanların sözleri beni üzüyor

Kenan Işık"ın sunduğu “Dünya Bir Oyun Sahnesi” programına konuk olan Cem Yılmaz, acımasız eleştirilerin kendisini incittiğini söyledi. “A.R.O.G” için “Büyük beklenti yaratıldı ama beklenildiği gibi çıkmadı” eleştirileri yapılmasını doğru bulmadığını belirten Yılmaz"ın açıklamalarına Televizyongazetesi.com sitesinde de geniş yer verildi.

Kenan Işık"ın “Bir yıl önceden, daha filme bile başlamadan bir beklenti yaratıldı ve bu beklenti karşılığını bulamadı. Bu olmasaydı belki de "A.R.O.G" daha çok izlenirdi” sözleri üzerine Cem Yılmaz şöyle konuştu:

PARA ESPRİSİNİ BIRAKIN BEN YAPAYIM

“Ben öyle düşünmüyorum. ınsanlara kötü davranıyorlar, mesele bu. Mutsuz insanların sözleri beni şaşırtıyor, üzüyor, konu bu! Yoksa bu filmi kıyasıya eleştirmek gibi bir şeyi komik buluyorum. Emin olun ben yaptığım işlerin birçoğunda böyle davranıyorum zaten. Bunun tanıtım, hard-cord bir pazarlama, beyin yıkama falan gibi algılanması umrumda bile değil.”

Filmin parasının bir kısmını da kendisinin koyduğunu ifade eden Cem Yılmaz, “Bunun izleyiciyi ilgilendiren bir yanı yok. Parayla ilgili şakaları bırakın da ben yapayım. Çünkü ben çok lezzetli yapıyorum. Ama siz şaka yapmıyorsunuz, film yapmayı da bilmiyorsunuz. Çok acımasız ve mutsuzsunuz. Ben o kısmına takılıyorum” dedi.

Kenan Işık"ın “şakaları ben çok lezzetli yaparım sözü, acaba birilerine ters geliyor olabilir mi?” sorusuna da Yılmaz espriyle karşılık verdi:
“Bütünüyle benim ters gelmemle ilgili bir şey de olabilir. Ben yıllardır ters gelirim. Bir kere düz geldim o da doğum sırasında. Ben ters gelen bir insanım. Bununla da gurur duyuyorum.”

TERBİYELİ OLMAK DOĞAMA AYKIRI

Cem Yılmaz daha sonra aldığı eleştirilere yanıt vermeyi sürdürdü:
“Eleştirmenlerle uzlaşmacı tavır, benim işimin doğasına aykırı. Ben terbiyeli bir insan olmaya çalışırım ama mesleğimin doğasına aykırı bu... Bana terbiyeli, bana erdemli, bana akıllı olmayı tavsiye edebilirsiniz ama ben komedyenim. Bunları bilip uygulamama benim tasarrufumdadır. Ben işim değil de karakterim söz konusu olduğu zaman şaka yapmak istemiyorum. Dikkat edin eleştiriler hep benim karakterimle ilgili. "Bence orada öyle yapmamalıydı" falan... Çocuksu buluyorum bu çıkışlarını. Ben istediğim gibi birisi olmaktan mutluyum. Beni niye bir kalıba koymaya çalışıyorlar? Ben biriyle uzlaşmak zorunda değilim. "Seni çok seviyorum, sen de beni sev" gibi bir mizahçı profili dünyada yok!

Ne için inciniyor olabilirim biliyor musunuz? Benim ya da arkadaşlarımın ucuz işler yaptığımızı söylüyorlar. Ben 15 senedir yapıyorum, neredeyse emekli olacağım. Hâlâ "Bırak şunu" diyebiliyor. Bu adam "bırak şunu" derken, benim bir yandan milyonlarla temasım var. Yaptığım işin dünya standartlarında değerlendirildiği zaman bir yeri var. "Bu bir komedi filmidir" falan gibi özür dileyeceğimiz ya da "Elimizden böylesi geldi" diyeceğimiz işler olmadığı -artık nezaketi bırakıyorum- "kabak" gibi ortada!”

"HÜRMET EDİN" LAFIM BAŞKA YÖNE ÇEKİLDİ

“Çekerken çok eğlendik” deniliyor, ama bana hiç öyle gelmiyor. Çileli ve zor bir iş... Ben bunu yakın zamanda dile getirdim. "Film çekmek çok keyifli bir iştir, ama zordur da. Buna birazcık olsun hürmet edin" diye bir tabir kullandım. Bunu bütün sinema yapan arkadaşlarım adına söylemişken, bunu çok kişisel alıp "Ben film yapıyorum, sen de izliyorsun. Bana hürmet et" şeklinde tercüme edenler, bunu yapmasalar çok iyi olur.

Daha geçen gün çok önemli bir yönetmenden şunu duydum. Bunu bizim ülkemizde duymanın zor olması benim zoruma gidiyor: "Film yaptıktan sonra yönetmen çok şey bekler, çocuksu bir duyguya kapılır, herkes onu beğensin ister, bu çok olağandır." Bunu, çok önemli, hakikaten seyircinin hiçbir duygusunu önemsemeyen, kendine güveniyle film yapan çok önemli bir adam söyledi. Hayatta bu varken, bizim daha 2-3 filmle buna yakın duygularla söylememiz takdir edilmeli bence.”

Cem Yılmaz, Mazhar Alanson ile birlikte rol aldığı ve ilk sinema deneyimi olan “Herşey Çok Güzel Olacak” filmine de değindi:

İLK FİLMDEN SONRA HER ŞEY ZORLAŞIYOR

“24 yaşında ilk filmimi yaptığımda bana dediler ki "Filmin olunca her şey çok güzel olacak". Evet her şey daha güzel oluyor, ama diğer yandan da daha zor oluyor. Artık o zorluktan zevk almanız gerektiğini idrak etmeniz gerekiyor. Benim hayatım her seferinde daha zor oldu. Daha iyi, daha kaliteli şakalar yaptım, dolayısıyla daha zorlaştı işim. "Herşey Çok Güzel olacak" filminin üzerinden 15 sene geçmesine rağmen duyuyorum "Abi çok iyiydi ya" dediklerini...

Evet çok iyiydi, ben de oradaydım. Bir sakınca yok, beğenmen hoşuma gidiyor. Ama o "çok iyi"yi o zaman söylememiştin! Yine oradaydım. Yani her seferinde sınav biraz daha zorlaşıyor. Ne mutlu ki böyle ilgilenen bir kitle var.”

YILMAZ"IN DİYALOGLARINI BEĞENİYORUM

Yılmaz Erdoğan"ın “Organize ışler” ve “Vizontele 1” filmlerinde de oynayan Cem Yılmaz, Erdoğan için şunları söyledi:

“Kendisi komedyense, şakaları beğenmez insan... Ama ben Yılmaz"ın "Vizontele"lerdeki, sahnedeki ve diğer işlerindeki birçok diyaloğunu, repliğini çok beğenirim. Kendisiyle çalışmanın, arkadaş olarak bana sağladığı şöyle bir şey oldu:

Tatlı, süs karakterleri canlandırdım. Bana hakikaten böyle bir imkan tanıdı. Yılmaz"a, bana verdiği bu imkandan dolayı çok müteşekkirim. Mizah anlayışları bazı yerlerde ayrılan iki insan olarak, kooperatif çalışıp çok güzel işler çıkardığımızı düşünüyorum ben.”