Alman Max Planck Astronomi Enstitüsü'nden araştırmacılar, 1572'de Danimarkalı astronom Tycho Brahe'un gözlemleyerek kaydettiği süpernovanın, yıldızlar arası toz tarafından yansıtılan donuk ışık yankılarını, Havai ve
İspanya'daki teleskopları kullanarak tespit ettiler.

O dönem tüm dünyada gözlemcilerin büyük ilgisi çeken bu gök olayının doğası üzerindeki 436 yıllık gizemi çözmeye yardımcı olması beklenen, meşhur süpernovanın "fosil izleri" konusundaki araştırma, Nature dergisinde yayınlandı.

Max Planck Enstitüsü'nden Dr Oliver Krause, 1572'dek süpernova patlamasının bilim tarihinde çok önemli bir nokta olduğunu belirterek, bu gözlemle gökyüzündeki değişmezlik ilkesinin ortadan kalktığını kaydetti.

1572'de Kasım ayının başlarında Cassiopiea takımyıldızında beliren ve gün ışığında bile görülebilen parlak "yeni yıldız", aralarında ünlü Danimarkalı astronom Brahe'nin de bulunduğu birçok gözlemciyi büyülemişti.

Süparnovanın kesin konumunu "Stella Nova" adlı kitabında belirleyen Tycho Brahe, ölçümlerinin yeni yıldızın, "yıldızların değişmez olduğunu söyleyen ve 2 bin yıl Batı düşüncesine hakim olan Aristo geleneğine ters düşecek" biçimde Ay'ın çok gerisinde olduğunu kaydetmişti. Bu bulgu Kepler, Galileo, Newton ve diğer bilim adamlarının çalışmaları için önemli bir dayanak teşkil etmişti.

Enerjisi biten büyük yıldızların şiddetle patlamasına denilen süpernovaların bazen parlaklığı Güneş'in parlaklığının yüz milyon katına varabiliyor.

Başlangıçta yapısı, iyonize madde olan plazma şeklindeki bir süpernovanın parlaklığını yitirmesi haftalar ya da aylar sürebilir. Bu süre zarfında yaydığı enerji, güneşin 10 milyar yılda yayacağı enerjiden daha fazladır.

Bu patlamalar, maddenin evrende bir noktadan başka noktalara taşınması işine yarar. Patlama sonucunda dağılan yıldız artıklarının, evrenin başka köşelerinde birikerek yeniden yıldızlar ya da yıldız sistemleri oluşturduğu varsayılmaktadır.

Bu teoriye göre, Güneş, Güneş Sistemi içindeki gezegenler ve bu arada elbette bizim Dünyamızın da, çok eski zamanlarda meydana gelmiş bir süpernova patlaması sonucu ortaya çıktığı ileri sürülüyor.