Orman yangınlarına sebep olan insanların kendilerinin, hemcinslerinin ve tüm canlıların bu gününü ve geleceğini yaktığını ifade eden Mehmet Özdemir, “Ormanlar, topraklarımızı, su kaynaklarımızı besler ve korur. Ormanlar, selleri, su taşkınlarını, çığ, heyelan ve toprak kaymalarını önler. Ormanlar, oksijen fabrikalarıdır. Havayı süzer, küresel ısınmaya sebep olan karbondioksiti yapı taşı haline çevirir. Ormanlar, iklimi, yağış rejimini düzenler. Ormanlar, gürültüyü, hava kirliliğini önler, yazın serinlik, kışın sıcaklık sağlar. Ormanlar, canlıların yurdu, yuvası, besin kaynağıdır. Ormanlar, kağıt, mobilya, ilaç ve parfümeri sanayinin ana kaynağıdır. Hayatımızı borçlu olduğumuz topraklarımızı, erozyona karşı koruyan, su kaynaklarımızı besleyen, iklimi düzenleyen, ihtiyacımız olan bol oksijeni, temiz havayı üreten ormanlarımızın korunması sorumluluğunu, orman teşkilatımıza ve ilgili kurum ve kuruluşlara yükleyemeyiz. Türk milletimizin bireyleri olarak, ormanlarımızı koruma sorumluluğunu paylaşmalıyız” dedi.
Orman içinde ve ormana yakın yerlerde ateş yakılmaması gerektiğini savunan Özdemir, çevreye, yol kenarlarına sönmemiş sigara, kibrit ve yanıcı maddeler atılmaması gerektiğini söyleyerek, “Tarım arazilerindeki anızları, çerçöp birikintilerini yakmamalıyız. Aracımızdan yola dökülen yağ veya benzinin üzerini kalın bir toprak tabakası ile örtmeliyiz. Şişe ve cam parçalarını orman içinde bırakmamalıyız. Küçük yangınları seyretmek yerine, müdahale ederek söndürmeliyiz. Ormanlık alanlarda ya da yakınında duman, ateş gördüğümüzde; Orman Yangın İhbar Alo 177, Jandarma Alo 156 veya Polis İmdat Alo 155 telefonlarını arayarak bilgi vermeliyiz. Orman yangınları ile mücadele, müdahale ve koruma tedbirleri için ihtiyaç duyulan teçhizatın kendi imkan ve teknolojimizle karşılanması için destek olmalıyız” diye konuştu.


YAPILAŞMA ORMANLARI TEHDİT EDİYOR
Tatil yörelerini barındıran kıyı şeridinin yapılaşma tehdidi altına olduğunu kaydeden Özdemir, şunları söyledi: “Akdeniz Ege sahillerinden İstanbul’a kadar uzanan ülke ormanlarımızın yarısına karşılık gelen 12 milyon hektar büyüklüğündeki kıyı bandı, yapılaşma ve yaz aylarında da yangın tehdidi altındadır. Yangın ve yapılaşmalarla yaşam koşullarımızın yok olmasını, ekolojik dengenin bozulmasını, orman bütünlüğünün bozulmasını önlemeliyiz. Plansız yapılaşma ve orman alanlarının yok olmasıyla, ormandan, yeşilden mahrum hayalet şehirlerin, kirlenmiş kıyı ve plajların oluşmaması için halkımızı ve yetkilileri duyarlı olmaya çağırır, ülkemiz toprakları üzerinde yaşayan insanlarımızın kardeşçe yaşadığı, yangınların yaşanmadığı, suyu bol, toprakları verimli, havası temiz, yaşam ortamı kirletilmemiş, kaynakları tüketilmemiş bir gelecek istiyoruz”