Kalyoncu yaptığı yazılı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2008 verilerine göre Türkiye’nin, 53 Avrupa ülkesi arasında “hekim başına düşen nüfus oranı” sıralamasında 10 bin kişiye düşen 16 hekim ile 52. sırada yer aldığını söyledi. 
 
Türkiye’nin hekim ve hemşire sayısı ile Avrupa ülkelerinin de ötesinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin gerisinde kaldığını ifade eden Kalyoncu, 10 bin kişiye düşen hekim sayısı ile Kazakistan 39, Azerbaycan 36, Özbekistan 27, Türkmenistan 25, Kırgızistan’ın 24 hekim ile Türkiye’nin üstünde yer aldığını ifade etti. Kalyoncu, “Bu durum, hastaların randevu sistemlerinden elleri boş dönmesine sebep olmakta; randevular aylar hatta bir yılı aşkın süre sonralarına alınabilmektedir. Bu kadar çok kişiye bir doktor düşünce de sağlık bedelleri olması gerekenin çok üzerinde kalmakta, sağlık sektörü kozmetik sektörü gibi algılanıp en karlı yatırım olarak görülmektedir” dedi.
 
-129 DOKTOR İSTİFA ETTİ DİYE SAĞLIK SEKTÖRÜ ÇÖKMÜŞ GİBİ FERYAT KOPARILMAMALI-
 
Almanya’da bir profesöre 26 öğrencinin, Türkiye’de ise 3.8 öğrencinin düştüğünü ifade eden Kalyoncu, “Bu oranın sonucunda çok daha verimli ve yüksek sayıda doktor beklentisi maalesef karşılık bulamamaktadır. Tam gün yasasının ardından istifa eden 129 doktor ile sanki sağlık sektörü çökmüş gibi feryatlar koparmanın yerine, ülkemizde yabancı hekimlerin de çalışabilmesine olanak sağlayacak çalışmaların bir an önce başlaması gerekmektedir. 1920 yılından kalma Cumhuriyet’ten önceki kanunla yabancı hekim çalışmasını kısıtlamak günün şartlarına uyum sağlayamamak olarak görülmektedir. Hekimlerimiz hekim olduklarını bir kez daha hatırlayacak ve hastaya en iyi hizmeti verme yarışında çaba göstereceklerdir” diye konuştu.
 
Hastaların “iyi doktor” isteyeceğini söyleyen Kalyoncu, “Bunu T.C. vatandaşı ile kısıtlamak, işi tekelleştirmek anlamına gelir. Oysa her konuda olduğu gibi bu konuda da rekabet, doktorlarımız arası hizmet yarışını arttıracak, sonuçta daha kaliteli hizmeti vatandaşımız daha kabul edilebilir sürede ve fiyatta alacaktır. Ülkemiz insanının Türk hekimlerine emanet edilmesi, Türk hekimlere mahkum edilmek haline getirilmemelidir” dedi.