Görünen o ki, bir dahaki seçimlere kadar;

-Kent trafiği ve oto park sorunu,

-Tarihi ve kültürel değerleri ile Aydın’ı marka şehirlerarasına sokma,

-Bu günün yeni kuşağına geleceğini hazırlama,

-Kentliye daha rahat ve huzurlu bir yaşam sunma,

- Geri kalmış bölgelerin kalkınma sorununa çare arama gibi konular yerine, oy getirisi yüksek sosyal belediyecilik adına dağıtılan ikramları konuşmaya devam edeceğiz.

Ama ne var ki, halk ekmekte olduğu gibi bazen hizmet adı altında sunulan ikram beklentinin aksine zahmete dönüşmekle kalmıyor arzu edilmeyen görüntülere neden oluyor.  

Kim ne derse desin büyükşehrin “halk ekmek” imalatında eleştiri konusu yapılacak bir şey yok… Sorun bu hizmetin halka sunumunda… Sergilenen beceriksizlikte.

Efeler İlçesinde görüldüğü kadarıyla bazı mahallelere ekmek satış noktası açıldı. Ama talep fazla arz yani ekmek üretimi yetersiz olunca vatandaş için ekmek alabilmek çileye dönüştü.

Yağmurda, soğukta yaşlı, kadın erkek yüzlerce metreye ulaşan kuyruk bizlere 2015 yılında değil de sanki karneyle ekmek veya temel gıda maddesi dağıtılan, yokluğun, kıtlığın hâkim olduğu, yaşlılardan dinlediğimiz, 1940 lı yılları hatırlatıyor.

Ekmek kuyruklarında bekleşenleri insanlar görmese Özlem Hanım’ın ulusal basında yer alan “Aydın’da aç, açık insan bırakmadık” sözünü gerçek zannedecek.

Üstelik bazı gerçek ihtiyaç olan mahallelerde mesela Ovaeğmir, Çeştepe gibi yerlerde gerçek nedeni nedir bilinmez ekmek satış noktası yok.

Haydi, Ovaeğmir’de beklediği oyu alamadı da, ne kadar ekmek, o kadar köfte misali bura halkı bu hizmetten mahrum bırakılmak isteniyor, desek.

Yaklaşık 4 bin oyun 3 bin 200 ünü alan Özlem Hanım’ın ekmek satış noktası açmamakla Çeştepe’yi iddia edildiği şekilde cezalandırmasına ne demeli?

Onların söylediğine bakılırsa propaganda döneminde her gelişinde Özlem Hanım cemevi, toplu taşıma başta sorunların hepsini halledeceği sözünü vermiş.

Fakat o günden bu yana onun bir daha ne yüzünü gören ne de sesini duyan olmuş.Gayet masum bir istek olan ekmek satış bürosu açılmasına cevap bile alamamışlar.

O zaman da akıllara yoksa mevcut kapasiteyi artırma veya her ilçeye hatta mahalleye yeterli ekmek fabrikası açma imkânı varken Özlem Hanım bu işi seçimlere bırakarak “kuyrukları bitirdik” denmeye mi hazırlanılıyor sorusu takılıyor.

Gidişat yeni fabrikalar açılması bir yana günü geldiğinde bedava ekmek dağıtımı ile sonlanırsa kimse şaşırmasın. 

Haydi, bir an için hepsini bir yana bırakalım ve olaya iyimser noktadan bakalım, trilyonluk bütçesine rağmen yeni fırın açılamamasını da bir yana bırakalım, yeterli imalat olmadığı için bu mahallelere hizmet verilemediğini varsayalım.

Peki, merkezde bu çağ dışı kuyruklar ortada iken Nazilli’de kavgalı, gürültülü ekmek satış noktaları açılmasına ne demeli?

Yoksa Ovaeğmir, Çeştepe gibi mahalleler üzerinden MHP Nazilli seçmenine üstü örtülü bir mesaj mı verilmek isteniyor? Hani nerede kaldı sizin “şehri eminliğiniz”?

Benzeri geçmişte Demirperde ve Üçüncü Dünya ülkelerinde görülen bu kuyruklar tek parti dönemi özlemi içindeki CHP lilerin güdülerini tatmin edebilir ama ben manzaranın Aydın’a yakışmadığını, bu halka bu manzarayı bir oy uğruna kimsenin yaşatmaya hakkı olmadığını düşünüyorum.

 “Fransa’da meydana gelen Charlie Hebdo olayından sonra şapkalarını önlerine koyup düşünen Parisliler bu işin böyle gitmeyeceğini, kentin varoşlarında, taşrasında yaşayanların daha fazla bu kopukluğa dayanamayacağını nihayet görüp, anlayıp yeni bir kent planı üzerinde düşünmeye başlamışlar.”(Hasan Bülent Kahraman, Sabah,16.02.2015)

Hani hep deriz ya bu işler vizyon meselesi diye… Görüyorsunuz değil mi aramızdaki farkı?   “Eller aya biz yaya” bizimki öyle bir şey.