Arabadasınız ve trafiğin içindeki yüzlerce araçla beraber ilerliyorsunuz. Aniden telefonunuz çaldı ya da bir mesaj geldi… Ne yaparsınız?

Araba kullanırken telefonla konuşup, mesaj yollayabileceğinizi düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz.

Uzmanlar, bu konuda sürücüleri uyarıyor: telefonunuza gelen çağrı veya mesaja verdiğiniz yanıt, ölüm ya da yaralanmaya neden olan kazalara yol açabilir.
Haberin devamı ↓reklam

‘AYNI ANDA İKİ İŞİ YAPAMAYIZ’

Otomobilde telefon kullanımı konusunda yıllardır çalışmalar yapan Utah Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. David Strayer, insanın iki işi aynı anda yapamadığımı savundu.

Strayer, “Sanılanın aksine insan aynı anda iki işi yapamaz. İçkiliyken araba kullanan birinin kaza yapma olasılığı sarhoş olmayan birine göre dört kat fazla. Arabada telefonla konuşan ya da mesaj atanların kaza yapma riski ise sekiz kat fazla” dedi.

Prof. Dr. Strayer’i destekleyen Nörolog Rene Marois de yaptığı çalışmada, aynı anda iki işi birden yapmaya çalışan kişilerin prefontal korteks tabakalarının daha uzun süre çalıştığını tespit etti. Bu şu anlama geliyor; bu kişilerin etraflarında olan olaylara reaksiyon gösterme hızları yavaşlıyor.

MESAJLAŞAN SARHOŞU BİLE SOLLUYOR

İngiltere’de yapılan bir araştırmada ise otomobil kullanırken SMS yazanların, alkollü araba kullananlara göre çok daha büyük risk taşıdığı belirlendi. Söz konusu kişiler, mesajlaşma sırasında olup bitenleri sarhoşlardan bile daha geç algılıyor.

BİNLERCE ABD’Lİ ŞOFÖR TELEFON KURBANI

ABD’de yapılan bir araştırmaya göre; sürücülerin yüzde 77’si araba kullanırken telefonla SMS mesaj ya da elektronik posta gönderiyor.

Bu ülkede otomobilde kullanılan telefonlar yüzünden her yıl 6 binden fazla kişi hayatını kaybediyor. Yaklaşık 500 bin kişi de meydana gelen kazalarda yaralanıyor.

KONUŞMA BİTSE DE KAZA RİSKİ SÜRÜYOR

Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü’nce hazırlanan raporda, cep telefonu görüşmesi bittikten sonra bile oluşan kaza riskine dikkat çekiliyor.

Raporda şu ifadeler kullanıldı:

“Cep telefonunu kullanımı, yalnızca numara çevirirken ya da konuşurken değil, telefon beklerken ve görüşme bittikten sonraki süre içinde bile kaza riskini artırıcı bir etki yapıyor. 699 sürücü üzerinde yapılan araştırmada, görüşme bittikten sonraki 5 dakika içinde kaza olasılığının 4.8 kat, 15 dakika içinde ise 1.3 kat daha fazla olduğu bulunmuştur.

Cep telefonunu araca bağlı olarak kullanmakta kaza riskinin azalmasına bir katkı yapmıyor. Çünkü sürücünün dikkatini dağıtan telefonun fiziksel özellikleri ve konumu değil, konuşmanın içeriği ve yoğunluğudur.

Cep telefonu kullanımı, kişiyi fiziksel olarak meşgul etmesinden çok artan zihinsel faaliyet ve buna bağlı olarak dikkatin dağılması, konsantrasyonun bozulması nedeniyle kaza riskini artırıyor.”

IŞIK: TELEFON VE ALKOL AYNI ETKİDE

Konuyla ilgili olarak ntvmsnbc’nin sorularını yanıtlayan Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. İdil Işık, araçta cep telefonuyla konuşma ve mesajlaşmanın kaza olasılığını artırdığı görüşünü destekledi.

Doç. Dr. İdil Işık, şöyle konuştu:

“2006 yılında bir simülasyon aracı kullanılarak yapılan bir çalışmada, cep telefonuyla doğrudan ya da araç kiti ile konuşan grubun sanal araç kullanma ortamında karıştığı kaza sayılarında ve yaptığı hatalarda artış ile tepki hızında düşüş olduğu görülmüştür. Kanında 0.08 promil alkol olan grup ise daha saldırgan araç kullanma, yakın takip, daha sık ve keskin fren yapma eğilimi göstermiştir. Zaman ve ortam açısından farklılıklar kontrol edildiğinde cep telefonu kullanarak ve alkol etkisi altında araç kullanmanın yarattığı kaza riskinin birbirine yakın olduğu görülmüştür. Yani, cep telefonu dikkat dağıtıcı etkisi, alkol ise davranışlarda bozulma nedeniyle kazaya neden olmaktadır. Ancak her ikisinin kaza oluşumuna etkisi yakındır.”

‘OTOMOBİL KULLANIMI OTOMATİKLEŞSE DE…’

Otomobil kullanımının otomatik bir şekilde yapıldığına dikkat çeken Işık, “Motorlu taşıtları kullanma psikomotor (tepki hızı, koordinasyon, el mahareti vb.) ve bilişsel süreçlerin (algı, dikkat, hafıza, karar verme, problem çözme vb.) bir arada kullanılması sonucu gerçekleşen bir görevdir. Motorlu taşıt kullanma aynı zamanda deneyimle otomatikleşen bir süreç, yani deneyim sayesinde aracı kullanırken daha az çaba göstererek düşünmeye başlarız” dedi.

Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Direksiyonu yolun gereklerine göre döndürmek, fren, gaz ya da debriyaja basmak, sinyal vermek ve vites değiştirmek gibi hareketler otomatikleşmiş olarak algılansa da beyin ve sinir sistemi üzerinde önemli bir iş yükü oluşturuyor. Bu iş yükünün üzerine bir de dağıtıcı başka hareketler ve konuşmalar eklenmesi, bilgi işleme ve beyin hücreleri arasındaki sinirsel iletişim kapasitesinin yeni faaliyetlere de kaydırılması demek.”

TELEFON BAĞIMLISI GENÇLER BÜYÜK TEHLİKEDE

Özellikle 2000’li yıllardan sonra yaygınlaşmaya başlayan cep telefonu kullanımı, bazı kişiler üzerinde bağımlılık derecesinde bir etkiye sahip.

Cep telefonunu bağımlı gibi kullanan bu kişiler, otomobilde de telefondan uzak kalamıyor. Örneğin; mesaj sesi geldiğinde, bağımlı birey için en öncelikli şey, tetiklenen bu davranışı sergilemek, yani o mesajı okumaktır. Bu kişiler trafikte büyük risk altında kalıyor.

Amerikan Psikiyatri Derneği’nin psikolojik bozuklukları sınıflandırmasıyla ilgili el kitabında, aşırı cep telefonu kullanımının “madde dışı bağımlılıklar” kapsamına alınması istendi.

ŞİRKETLERDEN YAPTIRIM

Öte yandan, çoğu şirket, cep telefonunun araç içinde kapalı olmasını çeşitli yaptırımlarla kontrol ediyor.

Bazı GSM operatörleri de şoförler için “Şu an araç kullandığım için size yanıt veremiyorum” şeklinde sesli mesaj hizmeti sunuyor.