Aile kilisede yapılacak askeri töreni kabul etmezken, olayda kasıt olmadığını sadece kötü bir kaza ve acı bir tesadüf olduğunu düşünüyor
 
Balıkçı ailesinin Yıldız Teknik Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü mezunu oğlu Sevag Şahin Balıkçı henüz 25 yaşındaydı. Türkiye’de yaşayan birçok Ermeni asıllı Türk vatandaşı aile gibi Balıkçı ailesi de ona ikinci bir isim olarak “Şahin” ismini vermişti.
 
Üniversiteden yeni mezun olan ve Batman’ın Kozluk İlçesi Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nda Jandarma Er olarak vatani görevini yapan Balıkçı’nın terhisine 23 gün kalmıştı.
 
‘Mama bana çörek gönder’
 
17 Mayıs tarihine otobüs biletini alan genç, ailesine ve sözlüsüne kavuşacağı günü bekliyordu.
 
İstanbul’a dönecek ve 6 yıldır birlikte olduğu sözlüsü ile evlilik hazırlıklarına başlayacaktı. 24 Nisan Paskalya Bayramı için birkaç gün öncesinden annesini arayan Balıkçı, “Mama asker arkadaşlarıma çörek vereceğim. Bana ellerinle çörek yap gönder ” dedi. Anne Ani Balıkçı oğlunun bu istediğini kırmadı ve iki kutu gönderdi.
 
‘Dayak yedi, dilekçe verdi’ iddiası
 
Bayram günü çöreklerini arkadaşları ile birlikte yiyen Sevag, selin zarar verdiği tel örgüleri tamirle görevlendirilmişti. En iyi arkadaşı olan ve aynı ranzada yattığı badisi ise koruma mangasındaydı. İddialara göre Balıkçı ve badisi verilen mola sırasında şakalaşmaya başladı.
 
Şakalaşma sırasında ateş alan arkadaşının tüfeğinden çıkan bir kurşun Sevag’ın karnına saplandı. Balıkçı aldığı kurşun yarasıyla şehit olurken olayın, ‘soykırım günü’ olduğu iddia edilen 24 Nisan’da gerçekleşmesi şüphe uyandırdı. Şehit erin birlikte kaybolan 50 TL için dayak yediği, bu yüzden şikayet dilekçesi verdiği, gördüğü baskı sonucu dilekçesini geri aldığı ve Paskalya Yortusu nedeniyle izinli gönderilmediği gibi iddialar ortaya atıldı.
 
‘Jandarma: Kaza kurşunu’
 
Ancak dün Jandarma Genel Komutanlığı’nda yapılan açıklamayla bu iddialar yalanlandı. Olayın kaza olduğu vurgulandı. Açıklamada Sevag Balıkçı’nın en yakın silah arkadaşıyla şakalaşırken onun tüfeğinden çıkan kurşunla ağır yaralandığı ve daha sonra hayatını kaybettiği söylendi.
 
Balıkçı Ailesi, oğullarının şehit olduğu haberiyle tam bir şok yaşadı. Sevag’ın en son izninde baba ocağında toplanan aile üyeleri, bu kez ölüm haberiyle acılarını paylaşmak için bir araya geldi. Ölümünden bir gece önce oğullarıyla telefonla konuşan anne Ani ve baba Garabet Balıkçı, Moda’daki evlerinde taziyeleri kabul etti.
 
‘Cenaze bugün, beyaz giyin’
 
Son görüşmelerinde ailesine çok iyi olduğunu söyleyen Sevag, baba Garabet Balıkçı’ya arkadaşlarıyla çiğ köfte partisi yaptıklarını dahi anlatmıştı. Baba oğlunu ziyaret etmek için İstanbul’dan Batman’a kadar gitmiş, komutanları ve askerleri ziyaret etmişti. Balıkçı ailesine acı olay hakkında bilgi veren askeri yetkililer, Kilisede bir askeri töreni de önerdi. Ancak Balıkçı ailesi askeri töreni kabul etmedi. Bugün Feriköy’deki Ermeni Kilisesi’nde düzenlenecek törene askeri yetkililerin de katılacağı öğrenildi.
 
‘Öldüğünü internette okudum’
 
Anne Ani Balıkçı ölüm haberini önce internetten öğrendiğini belirterek, “Paskalya Bayramı için benden çörek istemişti. Gönderdiğim iki paket Paskalya çöreğinden birini almış. Bayramlaştık bana Ermenice ‘Kisher Pari Mama’ yani iyi geceler anne deyip telefonu kapattı. Sabah yok oldu. Sevag’ın bir arkadaşı vardı beraber gitmişlerdi. Annesi beni aradı haber alamadığını söyledi. Merak ettim internette aradım. Adıyla çıkmadı. Askerlik yaptığı yerin adını yazınca acı haber orada çıktı. İnanamadım yanlıştır diye düşündüm. Ama üç ismi de doğruydu. Yaralı sanmıştım ama otopsi yazıyordu” dedi
 
‘Şehit annelerini şimdi anladım’
 
Oğlunun çocuklukta tabancadan oyuncağının bile bulunmadığını anlatan anne Ani Balıkçı, “Kavgadan korkan, sanatçı bir ruha sahipti. Tüfeği ilk eline aldığı gün ‘Anne bana tüfek verdiler’ dedi. ‘Oğlum askersin tabii ki verecekler, onun içinde kurşun yoktur, korkma’ dedim.
 
Ama o tüfekle gitti. O arkadaşını çok seviyordu. Onun için de çok üzülüyorum. Sadece başındakiler niye dikkat etmedi, bunu öğrenmek istiyorum. Kaza yapan benim oğlum olsa ne yapardım. Aynı şey. Telefon açıyordum birliğine. Hangi asker çıksa halini hatırını soruyordum.
 
Tanımam etmem. Şehit haberlerini okuyor çok üzülüyordum. Bende o anneler gibi oldum.
 
Olayın kasıtlı olduğunu düşünmüyorum. Sadece başındakiler neden dikkat etmedi onu bilmek istiyorum” diye konuştu. Ani Balıkçı bugün Feriköy Ermeni Kilisesi’ndeki cenaze törenine katılacakların beyaz renkli elbiseler giymesini istedi.
 
24 Nisan sadece tesadüf
 
Enişte Murat Şant Özler haberi vermek için askeri yetkililerin önce eski adrese gittiklerini, bulamayınca karakoldan telefonla yeni adresi alarak eve gelip haber verdiklerini anlattı: “TSK ’nın kurumsal ihmali yok ama bireysel ihmalin var. Gördüğümüz tutanaklarda olayın bir istirahat esnasında şakalaşma sırasında meydana geldiği şeklinde. Böyle şeyleri şaka olarak gören insanlar var. Yaptıkları şeyi şaka zannediyorlar. Böyle bir anda kazayla silah patlıyor. 24 Nisan tesadüfü nedeniyle kafamızda hiçbir şüphe uyanmadı. Aynı zamanda o gün Paskalya bayramıydı. Sevag’ın aklına 1915 olaylarından ziyade, bayram geliyor ve annesinden arkadaşlarına vermek üzere çörek istiyor. Aklına gelen şey onu tartışmak değil, arkadaşlarıyla çörek paylaşmak. İhmal varsa, kasıt varsa araştırılacak tabii ki.”
 
Baba: Vatan sağ olsun
 
Oğlunun ölüm şekli nedeniyle şehit olduğunu düşünmediğini söyleyen Baba Garabet Balıkçı kahrolmuştu: “Vatan sağ olsun, ben onun çatışarak ölmesini yeğlerdim. Beş kurşun atıp, iki kurşun da o yeseydi. Ölüm şekli yüzünden şehit olduğunu kabullenemiyorum. Olayın 24 Nisan’a gelmesi de şanssızlık. Olayın kasıtlı olduğu düşüncesine hiç kapılmadım. Subaylarımın ve komutanlarımın hakkında asla art niyetli bir düşüncem olamaz.”
 
JANDARMA: ‘Aile oğullarının öldüğü karakola götürülecek’
 
Sevag Şahin Balıkçı’nın şehit olması ile ilgili Jandarma Genel Komutanlığı tarafından da bir açıklama yapıldı. Komutanlığın internet sitesinde yer alan bilgi notunda,önceki gün karakola 40-50 metre mesafede aşırı yağıştan zarar gören mevzi ve fens tellerinin onarımını yapmak üzere karakoldan 7 kişilik bir çalışma grubu oluşturulduğu belirtildi.
 
İki personelin ise çalışma grubunun emniyet unsuru olarak görevlendirildiği bildirildi.
 
Açıklamada özetle şöyle denildi: “Aynı gün saat 11.15 sıralarında, çalışan grubun emniyetini sağlayan ve vefat eden erimizin çok samimi arkadaşı olup emniyetle görevlendirilen bir er, kendisine zimmetli bulunan piyade tüfeği ile oynadığı sırada, çalışma grubunda bulunan ve o esnada birkaç metre ötede çalışmakta olan J.Er Sevak Şahin Balıkçı’yı karın boşluğundan kazaen yaralamıştır. Yaralanan Jandarma er derhal Kozluk Devlet Hastanesine kaldırılmış, ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak vefat etmiştir.
 
Olaya ilişkin olarak, Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Savcılığına gecikmeksizin bilgi verilmiş, Askeri Savcılığın yetkilendirmesi ile de Kozluk Cumhuriyet Savcılığı tarafından olay yeri incelemesi ve adli tahkikat yapılmıştır. Yapılan soruşturma sonucunda, Kozluk Sulh Ceza Mahkemesi tarafından, olayda kasıt görülmemesi üzerine ölüme sebebiyet veren er tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Aile ile varılan mutabakat doğrultusunda, önümüzdeki günlerde, ailenin, olayın vuku bulduğu karakolda misafir edilmesi ve vefat eden erimizin komutanları ve arkadaşları ile baş başa görüştürülmesi planlanmıştır.
 
Vefat eden erimizin, karakolda vuku bulan bir başka olay nedeniyle suçlanması, bu yüzden şikayet dilekçesi vermesi, gördüğü baskı sonucu dilekçesini geri alması, Paskalya Yortusu nedeniyle izinli gönderilmemesi gibi hususlar gerçeği yansıtmamaktadır.”
 
SÖZLÜSÜ MELANİ KUMRUYAN: 50 TL için komutandan dayak yemiş
 
Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu Sevag Şahin Balıkçı’nın 6 yıldır birlikte olduğu sözlüsü Melani Kumruyan ise şehit erin geçen ay karakolda yaşanan bir olay nedeniyle komutanı ile sorunlar yaşadığını öne sürdü. Görev yaptığı Gümüşgörü Jandarma Karakolu’nda bir askerin 50 lirasının kaybolduğunu ve kayıp para için karakol komutanlarından birisinin Sevag’ı dövdüğünü öne süren Kumruyan, “Para için Sevag ile bir arkadaşı dövülmüş. Bana anlatmıştı. Şikayet dilekçesi vereceğini söylemişti. Ama sonra dilekçeyi verdi mi bilmiyorum. Komutanlarının hepsini çok seviyordu. ama bir tanesi ile bu nedenle sorunlar yaşamıştı” diye konuştu.
 
Evlenecektik
 
Sevag’la son olarak Cumartesi akşamı konuştuklarnı belirten Kumruyan, “Çok mutluydu, şüphelenecek hiçbir şey yoktu. Ama yine de ben olayın şaka sonucu olduğuna inanmıyorum.
 
Bu kadar tesadüf çok fazla” dedi. İstanbul Üniversitesi’nde İngilizce İktisat Bölümü okuyan Kumruyan, “Sevag’la lisede bir ortak arkadaşımız sayesinde tanıştık. Birbirimize aşık olduk. O günden sonra hiç ayrılmadık. Tam 6 yıl oldu. Askere gitmeden sözlendik. Terhisine 23 gün kalmıştı. Dönecek ve evlilik için hazırlıklara başlayacaktık. Ben evleneceğimiz günü beklerken cenazesi geldi” şeklinde konuştu.
 
Vuran asker serbest kaldı
 
Olayın ardından Kozluk Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldığı ve olaya karışan askerin çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı öğrenildi. Ancak bu karara Savcılık itirazda bulundu.
 
Vatan