“Teknolojik gelişmeler ve artan dünya nüfusu bu sorunlara her gün bir yenisini ekledi” dedi.

1972 yılından bu yana 5 Haziran’ın Türkiye ve dünyada çevre korumacılığının yaygınlaştırılması, çevresel kalitenin iyileştirilmesi ve aktif katılımın sağlanmasını amacıyla Dünya Çevre Günü olarak kutlandığını hatırlatan Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Selahattin Varan, Çevrecilik Haftası kapsamında çeşitli etkinlikler yapıldığını söyledi. Çevre konularının sosyo kültürel bir olgu olarak güçlendirilmesi amacıyla bu yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ‘Temiz Türkiyem’ adında bir çalışma başlattığını belirten Varan, “Dünyada küresel bir boyut kazanan sanayi kaynaklı çevre kirliliği, çevrenin korunması, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ilgili koruma ve kullanım esaslarının belirlenmesine yönelik uluslar arası anlaşmalar, çevre ile ilgili yargı kararları ve bu yargı kararları sonucu ortaya çıkan içtihatlar çevre hukuku ile ilgili gelişmelerdir. Çevre hukuku ile ilgili gelişmeler ilk olarak 1982 anayasasının 56. Maddesinde; ‘Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak, çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların görevidir’ ibaresiyle yer almıştır. Anayasada bu hükmün ve hakkın yer alması, çevre mevzuatının da ülkemiz açısından geliştirilmesini ve uygulanmasını zorunlu hale getirmiştir. İlk çevre kanunu 09 Ağustos 983 tarihinde 2872 sayı ile yayınlanmıştır” dedi.

“SORUNLAR AZALMADI”
1972’den bu yanan gerçekleşen çevre etkinliklerine rağmen çevre sorunlarının azalmadığına işaret eden Varan, “5 Haziran tarihinin ‘Dünya Çevre Günü’ olmasının üzerinden tam 41 yıl geçti. Fakat çevre sorunları azalmadı, teknolojik gelişmeler ve artan dünya nüfusu bu sorunlara her gün bir yenisini ekledi. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen bilgi ve iletişim çağını yakalayan dünya, çevre sorunları karşısında daha duyarlı bir toplum olma, daha fazla sivil hareket yeşil ekonomik gelişmelerle iklim değişikliği ve biyolojik çeşitliliğin yok oluşuyla mücadelesini arttırmayı başardı. 2023 hedefine yönelik sürdürülebilir kalkınma açısından hayati önem taşıyan sürdürülebilir şehirleşme ve çevre için şimdiki kuşakların ihtiyaçlarını karşılarken, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama imkânlarını tehlikeye atacak, sürdürülemez üretim ve tüketim biçimleri azaltılmalı veya ortadan kaldırılmalıdır. Öncelikle ekonomik refah ve sağlıklı bir çevre dâhil sürdürülebilir kalkınmanın bütün boyutlarının birlikte ele alınmasına ihtiyaç bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

“2023 HEDEFLERİ İÇİN YENİ POLİTİKALAR ÜRETİLMELİ”
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için entegre şehirleşme politikalarının üretilmesi gerektiğini savunan Varan, şunları söyledi: “Sürdürülebilir kalkınma kavramının çevreye dayalı çevreye dayalı bir yaklaşım olduğu gerçeği kabul edilerek, ulusal stratejiler, hedefler ve uygulamalar bu gerçekten hareketle biçimlendirilmeli, şehirleşmenin ortaya çıkardığı ekonomik, toplumsal ve çevresel sorunların çözülebilmesi için Türkiye’nin 2023 hedefi olan sürdürülebilir kalkınma stratejisinin uygulanması bakımından hayati önem taşıyan ve özel önlemler içeren entegre şehirleşme politikaları üretilmelidir. Yaşamış olduğumuz çevre atalarımızdan emanet aldığımız çocuklarımıza miras olarak bırakacağımız bir çevredir. Gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak hepimizin ortak hedefi olmalıdır”

aydinpost-twitter.png aydinpost-facebook.png