Vali Ömer Faruk Koçak, ilk defa bu kadar uzun süre Aydın basını ile birlikte oldu ve kurumlar ölçeğinde Aydın’ın 2016 yatırımlarını ve 2017 hedeflerini anlattı.

Ve dedi ki;

-Valiler ya vaziyeti idare ederler ya da ili idare ederler birincisi kısa vadede iyidir ama uzun vadede milleti rahatsız eder.

İkincisi ise koordinasyonu gerektirir…

Biz ikinciyi tercih ediyor ve uyguluyoruz.

-Gelecek yıl Aydın’da bütün ilk ve ortaöğretim kurumları tekli öğretim yapacaktır.

-Jeotermal konusunda halkta oluşan tereddütleri gidermek için önyargısız, bağımsız insanlardan bir inceleme heyeti oluşturulacaktır.

-İlimiz 2016’da devlete olan katkısından %15 daha fazla tüketmiştir.

-Yine Aydın Türkiye genelinde Yavru Balık yetiştiriciliğinde ikinci..Bal üretiminde  dördüncü..sütte iller arasında yedinci sıradadır.

-Olası referandum öncesi kampanya döneminde özgürlük- güvenlik dengesine dikkat edilecektir.

-Hain FETÖ başta her türlü bölücü örgütle kanun çerçevesinde amansız mücadeleye bu günkü gibi devam edilecektir.

Benim sunumdan altını çizdiğim konu başlıkları bunlar…

Bu sunumla seleflerine göre Vali Bey’in sorun tespit ve çözüm noktasında bazı farklılıkları da ortaya çıktı.

Mesela,

Vali Bey göreve başladığı Haziran 2016’dan bu yana her bir kurum amirini bu günü tespit yarını belirleme konusunda deyim yerindeyse bir hayli terletmiş.  

Her kurumdan toplanan veriler bir planlamacı bakışıyla çözüm gerektiren kronik sorunlar..kurumlar ölçeğinde 2016 yatırımları..2017 kalkınma eksenleri başlığı altında bir kitapçıkta toplanmış.

Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu döneminde Kenan Mortan’a hazırlatılan ve üzerinden otuz yıl geçen “Aydın’ın Stratejik Planını” saymazsak bu yapılan bir ilk…

Tespite göre kronik sorunlardan bazıları;

BİR: Menderes’in kirliği…

İKİ: Jeotermal-Çevre ilişkisi…

ÜÇ: Trafik sorunu…

DÖRT: Kıyı-sahil şeridinin kullanımı…

BEŞ: Sahil kentlerinde çarpık yapılaşma…

ALTI: Tarım arazilerinin tarım dışı kullanımı…

YEDİ: Bürokratik performans düşüklüğü…

SEKİZ: Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması vs gibi sorunlara yer verilmiş.

Gelişme kalkınma eksenlerinden örnekler;

BİR: Şehir Hastanesi…

İKİ: Serbest Bölgeler (Sağlık, Turizm, Genel)

ÜÇ: Jeotermal Enerjinin Bütüncül Kullanımı…

DÖRT: Hava Alanı…

BEŞ: Hızlı Tren…

ALTI: Turizm Platformu

YEDİ: Aydın Antalya Otoyolu…

SEKİZ: Aydın-Antalya Otoyolu…

DOKUZ: Güllük Demiryolu…

ON: Şehir Stadyumu…

Vali Bey sunumda bir müjde de verdi…

Şehir Hastanesi’nin projesi hazır… İhale için Kalkınma Bakanlığı’nın izni bekleniyor.

Ümitlendik…

Ardından da darısı diğerlerinin başına dedik…

Çünkü projelerin gerçekleşmesinde Vali’nin gücü belli bir yere kadardır.

Gerisini getirecek olan vatandaştır.

Onun iteklemesiyle harekete geçecek siyaset kurumudur.

Bir gerçeğin altını çizelim…

Siyasetçi ne bir proje mühendisidir, ne de yapılacak işin yüklenicisidir…

Araba yakıt misali halkın talebi doğrultusunda hareket eden bir mesleğin mensubudur.

O talepleri dillendirecek, siyasetçi üzerinde baskıya dönüştürecek vatandaştır… onları temsilen meslek odalarıdır… Derneklerdir… Benzeri gönüllü kuruluşlardır.

Olaya bu noktadan bakıldığında verimli topraklar üzerinde yaşamanın rahatlığının bir sonucu Aydın insanı hem devletten ne isteyeceğini bilmez hem de bu konuda son derece gururludur.

Bu özelliği onun toplu talep oluşturma kültürünü olumsuz etkilemiştir. O nedenle siyasetçileri de oda başkanları da son derece rahattırlar.

Yeter ki, halkın ağzına onları oyalayacak laf vermesini becersinler...

Sonrası kolayNasıl olsa onlar işin dedi kodusunu yapmaktan.. hükümet kurmaktan ya da idare etmekten ne kendi işini düşünecek zaman bulur ne de kendini temsil edenleri rahatından eder.

Jeotermal üzerinden konuyu açalım…

Bu gün jeotermal Aydın’da sadece enerji üretiminde kullanılmakta konut, sera ısıtmasında ya da soğutmada istifade edilememektedir.

Bunda birinci etken kaynağın bütüncül kullanımı için yeterli, açık, zorlayıcı yasal düzenleme bulunmamasıdır ikincisi de sera ve konut ısıtma gibi alanlarda vatandaşın arayış içinde olmamasıdır.

Milletin konuya ilgisizliği bu imkândan faydalanmanın son derece maliyetli olmasına bağlanabilir.

Zira bir jeotermal kuyu açmak artezyen açmaya benzemez..maliyeti orta ölçekli bir çiftçinin gücünün çok üzerindedir.

Peki, Ziraat Odaları ne güne duruyor?

Bir taraftan oda mensuplarına önderlik ederek bu talebi gündeme getirmekle diğer taraftan yasal düzenleme konusunda siyasetçi üzerinde baskı kurmakla olayı sahiplenmesi gerekmez mi?

İşte zincirin zayıf halkası burası…

Fakat Aydın’ın tarımda, turizmde, ticarette atacağı adımlarla refahını yükseltmesi için küresel dünyanın bir parçası olması bu zinciri kırması ile mümkündür.

Vali Ömer Faruk Koçak Aydınlının gerçekleri görmesi için onun duvarında bir pencere açmıştır.

Gerisini getirecek olan da vatandaşıyla, meslek odalarıyla, dernekleriyle baskı grupları ve siyasetçilerdir.

Demokratik bir ülkede sorunlar bizdeki gibi insanların sorun çözme melekelerini körleştiren ..mış gibi yaparak üzerinden siyaset üretmekle değil herkesin üzerine düşeni yapması ile halledilir.

Demem o ki, vatandaş ve siyaset ayağı sahiplenmez de bu güne kadar olduğu gibi neme lazımcılığa devam edilirse Vali Ömer Faruk Koçak’ın proje ve hedefleri dosyada kalır.

Hayata geçmesi için de bu topraklar üzerinde yaşayan, geleceği düşünen her insana çok şey düşüyor.