Boğazda kızarıklık, şişlik, gıcık tarzında öksürük, boğaz temizleme gereksinimi ve yutkunma zorluğu da eklendiyse farenjit olmuş olabiliyor. Öksürük ve gıcıklanma hissinin azalmasına karşın bir türlü iyileşemiyorsanız kronik farenjit hastası olma ihtimali yükseliyor.

Boğaz iltihaplanması olan farenjit; geçmeyen öksürükler, boğazda gıcıklanma ve yanma hissi, yutkunma güçlüğü ve boğaz ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Uzmanlar süresine ve yoğunluğuna bağlı olarak hastalığı ikiye ayırıyor. Akut durumlarda hastalık kısa süreli ve şiddetli seyrederken, kronik farenjitte belirtiler daha az şiddetli fakat çok daha uzun süreli görülüyor.

ÇEVRESEL FAKTÖRLER
Üst solunum yolu enfeksiyonlarının sebep olduğu virüsler akut farenjiti tetiklerken, kronik farenjit virüslerin yanı sıra yoğun sigara ve alkol tüketimi, alerji, kuru ve kirli hava, burun kemiğinde eğrilik, reflü, sinüzit, diş ve bademcik iltihapları gibi çevresel faktörlerin etkileriyle oluşuyor.

Ülkemizde farenjit hastalığının çok sık görüldüğünü belirten Özel Medline Aydın Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Aylin Eryılmaz, “Akut farenjitler viral veya bakteriyel kaynaklı olmalarına göre kolayca tedavi edilir. Ancak, kronik farenjit daha uzun ve zorlu bir tedavi süreci gerektirir. Uzun süre geçmeyen öksürükler kronik farenjit belirtisi olduğundan dikkate alınmalı ve muhakkak bir hekime danışılmalıdır” dedi.

TEDAVİ SÜRECİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
En sık görülen boğaz hastalıklarının başında gelen farenjitin tedavisi aslında çok kolay. Antibiyotik kullanımı akut farenjitin tedavisi için yeterli olurken, kronik farenjitte hastayı daha uzun ve zorlu bir tedavi süreci bekliyor. Kronik faranjiitin tedavisinde ilaç kullanımının yanı sıra hastalığa sebep olan dış faktörlerin tespit edilerek bunların da tedavi edilmesi gerekiyor. Tedavi sürecinde hastaların gündelik hayatlarında bazı değişikliler yapmaları gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Aylin Eryılmaz, dikkat edilmesi gereken konuları şöyle sıraladı: “Öncelikle kişinin sigara içmemesi ve sigara içilen ortamlardan uzak durması gerekiyor. Ayrıca, tozlu ortamlardan ve kirli havalardan da kaçınması gerekiyor. Bunların yanı sıra kişi yeme içme alışkanlıklarını değiştirmeli, aşırı sıcak ve soğuk yiyeceklerle acı ve ekşi yiyeceklerden uzak durmalıdır. İyileşme sürecinde ise sürekli su içerek tahriş olan bölgeyi nemli tutmak da faydalı olacaktır. Burundaki eğrilik sürekli ağız solunumu yapmaya neden olabilir. Özellikle bazı meslek gruplarında sesin kullanımı oldukça önemlidir. Bu gibi durumlarda reflü açısından burun muayenesi gerekmektedir”