Sağlık-Sen, düzenlediği çalıştayda, aile hekimlerine değindi. Türkiye’de aile hekimliği uygulamalarının ciddi alt yapı eksikliklerine rağmen başlatıldığını düşünen aile hekimleri, uygulamaya yönelik tanıtıcı reklamların halkın beklentisini yükselttiğini, gerçekte ise önemli sorunların olduğuna dikkat çekti.
Sağlık-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, Sağlık-Sen’in düzenlediği çalıştayda, Türkiye genelinden aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, yaşadıkları sorunların masaya yatırıldığı ve çözüm önerilerinin geliştirdiği bildirildi. Açıklamada, Türkiye’de aile hekimliği uygulamalarının ciddi alt yapı eksikliklerine rağmen başlatıldığını düşünen aile hekimlerinin, aile hekimliği uygulamasına yönelik tanıtıcı reklamların halkın beklentisini yükselttiğini, gerçekte ise önemli sorunların olduğuna dikkat çektiği kaydedildi.

-EVDE BAKIM VE KÖY GEZİLERİ HEDEFİ KARŞILAMIYOR-

Açıklamada, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının, sistemin temel sorunlarının yanı sıra idari uygulamaların da aile sağlığı hizmetlerinin niteliğini ve çalışma koşullarını olumsuz etkilediği ifade ediydi.

Çalıştay’da tespit edilen sorunlar şöyle sıralandı:

–Aile hekimliklerine yüklenen geniş sorumluluk alanları nedeniyle koruyucu sağlık hizmetlerine yeterince zaman ayrılamıyor.

–Evde bakım ve mobil hizmetler konusundaki tanıtıcı reklamlar halkın beklentisini yükseltiyor, talebi kışkırtıyor. Pratikte ise evde bakım hizmetlerinin aile hekimlerince yürütülmesi kararının uygulanabilirliği yok. Bu hizmetler, Hastaneler bünyesinde kurulacak evde sağlık hizmetleri birimi tarafından verilmeli.

–Mobil hizmetler kapsamındaki köy ziyaretlerinde ise halk aile hekiminden tanı ve tedavi hizmeti istiyor. Aile hekiminin mevcut koşullarda bu talebi karşılaması mümkün değil. Halk ayağına gelen hekimle tüm sağlık sorunlarını çözmek istiyor. Talebi karşılanmayınca da aile hekimini değiştiriyor.
Mobil hizmetler konusunda belirlenen kriterler nüfus yoğunluğu ve coğrafi engeller dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmeli

–Sağlık kurumlarında genel bir problem olan istihdam yetersizliği aile hekimlerinin hareket kabiliyetini daraltıyor. Aile hekimliklerine ikinci bir ebe veya hemşire takviyesi şart

–Kanser, kronik hastalıklar gibi ileri tetkik gerektiren ve aile hekimlerinin sorumluluğuna verilen taramaların yapılabilmesi mümkün değil.”

-AİLE HEKİMLERİ SINIFLANDIRMAYA KARŞI-

Açıklamada, çalıştayda aile hekimlerinin sistemin çalışanları teşvik edici olmaktan çıktığını vurguladıkları belirtilerek, aile hekimlerinin kendilerini aldatılmış hissettiği vurgulandı.

Açıklamada, “Yönetmelikle aile hekimliklerine getirilen standartlar idari anlamda en büyük problem olarak öne çıkıyor. Aile hekimlerinin çoğu, Devlete ait sağlık ocaklarında hizmet veriyor. Bu binaların A sınıfı standartlarına dönüştürülmesi için yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Aile hekimleri, bu uygulama ile vatandaşın aile hekiminden aldığı hizmetin sınıflandırıldığına dikkat çekiyor. Aile hekimleri; ya A sınıfı aile sağlığı merkezinin standartları düşürülsün, ya da devlet tarafından tüm aile hekimlikleri A sınıfı standartlara kavuşturulsun istiyorlar.

Bakanlığın aile sağlığı elemanı tanımlaması aile hekimliklerindeki ebe ve hemşireleri ciddi şekilde rahatsız ediyor. Ebe ve hemşireler kendi uzmanlık alanları ile tanımlanmayı istiyor, aile sağlığı alanında mesleki eğitim verilmemesinden yakınıyor” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Çalıştay’ın sonuçlarına göre; mevzuattaki zorlayıcı hükümlerin, keyfi denetlemeler ve onur kırıcı cezaların, aile hekimlerinin mesleki motivasyonlarını olumsuz etkilediğinin ortaya çıktığı kaydedildi.

-“TESPİTLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÖNEMSENMELİ”-

Çalıştay’ın sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş şu ifadeleri kullandı:

“Çalıştayın en önemli sonucu, halkın nitelikli sağlık hizmetine ulaşmasını isteyen aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının sorunları sahiplenmiş olmasıdır. 20 bin aile hekimi ve bir o kadar aile sağlığı çalışanı ile 74 milyon ülke insanının sağlığını koruma mücadelesi veriliyor. Aile sağlığı hizmetlerinin başarısı ve sürdürülebilirliği için, sahanın tozunu yutan insanların tespitleri ve çözüm önerileri önemsenmelidir.”