Çocukluk hatıralarını anlatan ünlülerin röportajları gösteriyor ki çocukluklarını doya doya yaşamışlar.

Türkiye'de ünlü simaların çocukluk anıları merak edilir hep. Aralarında yaramazlık yapanı da var, elini prize sokanı, aşıdan korkanı, lisede kopya çekeni de var. Çocukluk hatıralarını Kehkeşan dergisine anlatan ünlülerin röportajları gösteriyor ki aslında onlar da herkes gibi çocukluğunu doya doya yaşamış, koşup oynamış.

Kimi ünlü şarkıcı, kimi çok sevilen bir komedyen kimi de popüler bir oyuncu. Şöhretleri tüm Türkiye'yi sarmış, halkın ilgi ve sevgisinden dışarıda yürümekte zorlanan bu ünlü isimler de bir zamanlar çocuktu. Samanyolu TV'nin yayın hayatına yeni giren dergisi Kehkeşan, ünlülerden çocukluk hikâyelerini dinledi. Ünlü komedyen Cem Yılmaz, çocukken bulmacalarda annenin erkek kardeşi kısmına dayısının beş harfli ismini sığdırmaya çalışırmış.

Ünlü şarkıcı Teoman küçüklüğünü 'Salon çocuğu' olarak tanımlıyor. Meşhur aşçı Oktay Aymelek çocukken de yemek yapmaya meraklıymış, boş zamanlarında ise saklambaç ve futbol oynarmış. Oyuncu İpek Tuzcuoğlu korktuğu için aşı yapılacağı gün okuldan kaçarmış. Komedyen Beyazıt Öztürk de çocukken evde yemek yemeyi sevmezmiş.

Cem Yılmaz: "Bulmacalarda annenin erkek kardeşi kısmına dayımın beş harfli ismini sığdırmaya çalışırdım. Dedemle parka gittiğimiz bir gün TRT'ciler çekim için oradaydı. Beni oynarken çektiler. Yayın günü bizim aile programı izlemek için televizyon karşısına geçti. Kendimi ekranda görünce beni niye parkta unuttunuz diye gözyaşlarına boğulmuştum."

Ata Demirer: "Tekvando kursuna yazılmıştım, döner tekme atarım diye düşündüm hocanın önüne yuvarlandım, bir daha hiç gitmedim."

Acun Ilıcalı: "Tam bir sokak çocuğuydum. Kadıköy Anadolu Lisesi'nin en başarısız öğrencisiydim. Hiç sınıfta kalmadım, gelmiş geçmiş en büyük kopyacı benimdir herhalde."

Teoman: "Ropdöşambırlı bir çocuktum. Çünkü evimizde pijamayla dolaşmak ayıp karşılanırdı. Muhallebi çocuğuyla sokak çocuğu arasında gidip geldim. Salon erkeği denir ya, ben de salon çocuğuydum. Hep kibar ve ölçülü."

Beyazıt Öztürk: "Çocukluğumda mahalleden geçen ve kuru ekmek toplayan amcalar vardı. Çoğunlukla annem beni onların yanından alırdı. Eve gelip yemek yemezdim, onların torbalarından ekmek yerdim. 3-4 yaşlarında elimi prize sokmuştum. O kadar canlı bir anı ki, cansıza dönüyordum neredeyse!"

İpek Tuzcuoğlu: "Aşıdan çok korkardım, okulda aşı yapılacağını duyar duymaz kendimi dışarı atar, her seferinde mutlaka kaçardım. Öğretmenlerimden bu yüzden çok azar işitmişimdir."

Oktay Aymelek: "Çocukluğumda da mutfak işleriyle haşır neşirdim. Öyle ki evde kimse olmadığı vakit kendi yemeğimi kendim yapardım. Küçükken saklambaç, tombik ve futbol oynamayı da severdim."

Medyaradar