Finansbank’ı her şeyini satarak kurduğunu belirten Özyeğin, “O dönem asker arkadaşım Murat Vargı Turkcell’i ilk bana getirdi. Param vardı ama dikkatim dağılmasın diye ben girmedim Mehmet Emin Karamehmet’e yönlendirdim. Aslında hata ettim. Bence girmeliydim” dedi.

İş adamı, duayen bankacı Hüsnü Özyeğin 72 yıllık yaşamını “Bir Dünya Kurmak” adlı kitabında anlattı. Rıdvan Akar tarafından kaleme alınan kitapta Hüsnü Özyeğin’in aile öyküsünden bugünlere gelişi, tek sermayesi iyi bir eğitim olan gencecik bir insanın yükselişi anlatılıyor. 10 yaşında ailesinin karşısına geçip “Robert Kolej’de okumalıyım” diyen, neredeyse 3 kuruş parayla Amerika’ya giden, üniversitede okurken girişimci olan ve yüreğini koyarak yaptığı işlerle yakaladığı başarıyla ilkleri yapan Hüsnü Özyeğin, En Zenginler Listesi’nde olmaktan çok “gönlü zenginler” listesinde olmayı önemseyen biri. Hayatı 532 sayfaya sığacak biri değil. Her şeyini satarak kurdu En büyük pişmanlığını açıkladı...

Hürriyet'ten Elif Ergu, Hüsnü Özyyeğin'in her yönüyle öğretilerle dolu kitabı üzerine bir röportaj yaptı. İşte o röportajdan dikkat çeken bölümler:

* Kitabınız 9 yılda yazılmış. Kitap yazma fikri nasıl doğmuştu ve neden bu kadar uzadı? 

- Kitap yazma fikri belgesel çekme kararıyla başladı. Merhum Mehmet Ali Birand yakın dostumdu, bana, “Hüsnü böyle giderse ileride çocuklarına, kurumlarında çalışanlarına bir hatıra bırakmayacaksın” dedi. Beni ikna etti. Biz yıllar önce bir araya gelerek çalıştık, çekimler yapıldı. 2.5 saatlik bir çekim oldu. Sonra da bunu kitaplaştıralım dedik. Maalesef Mehmet Ali’yi kaybettik. Rıdvan Akar da onun ekibindendi. Ben kitabın önemli bölümlerini resmen el yazısıyla yazdım. Sonradan öğrendim, asistanım da tüm el yazısı notlarımı ciltlettirmiş. Onlar da duruyor.

Hisse alamayınca ayrıldı

* Mehmet Emin Karamehmet hayatınızda önemli bir isim. Robert Kolej arkadaşınız, Amerika dönüşü 10 dakika görüşerek onun şirketinde işe başlıyor 13 yıl çalışıyorsunuz. YapıKredi’de size hisse vermiyor diye ayrılıp Finansbank’ı kuruyorsunuz. Sizin arkadaşlığınız nasıl bir ilişki ve nasıl devam ediyor? 
- 10 ile 18 yaşları arasında yatakhane arkadaşlığı çok farklı bir şey. Ben Çukurova Grubu’na girdiğimde 12 yıl Mehmet’i hiç görmemiştim. Ben geldim uğradım dediğimde sanki yaz tatilinden dönüp okula başlamış gibiydik. İş teklif etti kabul ettim. Banka yönetirken de kolejli gibiydik. Ben 13 yıl çalıştıktan sonra hisse istedim. Vermedi. Gerekçelerinde haklıydı. Çok şirketi vardı, her genel müdür hisse istese ne yapacaktı?

* Sizin banka kuracağınızı basından öğrenmiş.

- Dönemin duayen gazetecileri Gülcin Telci ve Meral Tamer’den kaçmadı. Farklı yola girdiğimi, ileride beraber iş yapmak isteyebileceğimi de söyledim. Yüzde 50 ortak olmak istedi, ama ben yapmak istemedim.

* Finansbank’ı kurarken sermayeniz yok. Her şeyi satmak çok riskli değil miydi?

- Her şeyi sattım. Sermaye bulabileceğim kişiler vardı. Evleri sattım. Kiraya çıktık. Hedefim vardı çoğunluk hissesi hep bende oldu. 19 yıl sonra Finansbank’ı sattığımda yüzde 56’sı bendeydi. Hep bankayı kontrol etme noktasındaydım. Bir bankada kontrolü kaybederseniz işler çok zor olabilir. Ben bankacıydım, sektörü çok iyi biliyordum. Turkcell’i asker arkadaşım Murat Vargı ilk bana getirdi ama ben girmedim Mehmet Emin Karamehmet’e yönlendirdim. Param yoktu diye değil dikkatim dağılmasın diye girmedim. Aslında hata ettim. Bence şimdi bakıyorum girmeliydim ama bankaya odaklanmak istedim.

* Pamukbank’a genel müdür olduğunuzda çok gençtiniz, ilk kez bu kadar genç biri 29 yaşında yönetimdeydi. Ve yapılmayan bir şey yaptınız, Anadolu’yu karış karış gezdiniz. Neydi size bunu yaptıran şey?

- Bu o yıllarda önemli bir özellikti. Anadolu girişimcileri, tüccarları İstanbul ve Ankara’daki bankacılardan çok ilgi görmüyorlardı. Antep, Adana, Ordu, Konya, Denizli, Kayseri her yere gittim, Anadolu’da ekonomik faaliyetlerin olduğu her yere gittim. Anadolu insanı üst düzey yönetici gelmesinden çok etkileniyor. Antepli iplik fabrikası kuran biriyle bir banka genel müdürünün fabrika ziyareti yapması, sohbet etmesi, işleri yerinde görmesi çok etkili oluyor. Pamukbank Gaziantep’te en çok kredi veren banka olmuştu. Orada bir numara oldu. Orada bizden büyük olan 4-5 bankanın hepsinden fazla kredi bakiyemiz oldu.

* Çok genç olmanın dezavantajları olmadı mı? 

- Ben kendim 29 yaşında banka yönetimine girip, 32 yaşında genel müdür oldum. Demek ki bu yaşta bir insan bu işleri yapar. Ömer Aras 34 yaşında oldu. Onur Umut, Feyzi Bozer Finansbank Genel Müdürlerinin hepsi 30’lu yaşlarındaydı. Pamukbank’ta başlattığım gelenek devam etti.

* Gençlere fırsat verin diyorsunuz…

- Evet. Üniversiteyi 21-22 yaşında bitiriyorsunuz, hemen çalışmaya başlayıp 47-48 yaşında emekli olabilirsiniz. Bankacılık çok yıpratıcı. O yüzden de bence genç yapılmalı. Pamukbank’taki birçok yardımcım benden önce emekli oldu, başka işler yapıyorlar ya da hiçbir şey yapmamanın keyfini çıkarıyorlar.

Cavit Çağlar helikopterle para getirdi

* Finansbank kurarken helikopterle Cavit Çağlar para getiriyor. Nasıl güvendi size?

- Faizsiz borç verdi bana çok inandı. Aramızda büyük güven ilişkisi vardı. Jest yaptı bana. Bir an tereddüt etmedi. Evleri satmıştım, her şeyi değerlendirmiştim ama yetmedi bunlar, ben de bulurum dedim. Ve yakın gördüklerimi aradım. “Kısa kaldım sermayede” dediğimde hemen getirdi. Benden belge de almadı. 300 bin Dolar verdi. 4-5 ay sonra iade ettim.

Onun kahramanı Ayşen Özyeğin

* Ayşen hayattaki en buyuk sansim. Sosyal sorumluluk calismalarimizda beni en fazla tesvik eden ve ilham ver kisi. Cocuklarimizin yetiskin olma safhasina kadar da her seyle Aysen ilgilendi. Ben universitede daha fazla mesgul oldum. Her iki cocugumuz cok iyi egitim aldi, Harvard ve Stanford’dan mezun oldular. Simdi tum islerimizi birlikte yonetiyoruz. 

* Murat’ın doğumunda Bağdat, Ayşecan’ın doğumunda da Libya’daydım. Hep sonradan yetiştim. Çocuklarımı Ayşen yetiştirdi. Ben çok çalıştım. Şimdi 6 torunum var. Sanırım onlarla daha çok zaman geçiriyorum. İlk torunum Lal’in doğumunda Amerika’ya gittim.