Değerli Aydınlılar,

Sanırım Haziran ayı olacak. Neydi o estirilen rüzgâr, kaldırılan toz. Gazete manşetleri, internet haberleri, sosyal medya paylaşımları vs. Dünya’da kimsenin aklına gelmeyen bizim büyükşehrin aklına gelmiş Kuşadası turizmine yıllık 500 binlik bir turist katkısı yapacağı pompalanan denize batırılan uçak hikâyesi.

Hesapta uçak batırılınca, yeryüzündeki ve uzayın derinliklerindeki bütün su altı spor tutkunları, balık avcıları işi gücü bırakıp Kuşadası’na gelecek ve güzel ilçemiz bu seneyi turizmde fevkalade iyi bir kazançla kapatacaktı. Hatta bundan sonra Kuşadası’nın otellerini bırakın parklarında bile yatacak yer kalmayacaktı. Falan filan…

İşin aslı Türk turizmi için 2016 yılı korkulu bir rüya gibi. Rusya ile yaşanan gerilim gerçi özel olarak Antalya’yı genel olarak Türkiye’yi etkiledi de Aydın turizminin de bundan pek farkı yok. 2014 yılında zirve yapan yerli ve yabancı turist sayısı 2015 yılında düşüşe geçmiş. 2016 yılının ilk yedi ayını 2015 yılı ile karşılaştırdığımızda yerli ve yabancı turist sayısında (yerleşikler hesabın dışında tutulduğunda) yüzde 40 ile 50 arasında (yılın ilk 7 ayında 387 bin yabancı turist kaybı) yerli ve yabancı turist kaybı yaşadığımız ortaya çıkıyor. Bu üzerinde düşünmemiz gereken önemli bir husus. Çünkü turizm gelirleri ülkemizin cari açığının azalmasına katkı yapmakla kalmıyor, aynı zamanda yabancı turistlerin konakladığı otellerin ihtiyacını karşılayan sektörleri de çok yakından ilgilendiriyor. Turizm geliri ihracat gelirinden sonra en büyük gelir kalemi. TÜİK verilerine göre bir yabancı turistin ortalama harcama miktarı 980 Amerikan doları olduğunda yaşanan gelir kaybını hesap ediverin gari!

Denizin dibine balıklar yuva kursun diye batırılan bir uçağa fazla anlam yüklendiği kanaatiyle yukarıda kısa bir özet geçtiğimiz durumu en azından uçak batırma gösterisi ile tersine çevirmek mümkün olamadı, olamazdı, olmadı. Kurban bayramı ile birlikte tatilin uzatılması yaraya merhem olur mu? Zor. Açıklamalara bakılırsa 2017 yılının da turizmde kaybedilmemesi için çalışmaların çok hızlı olarak yapılması gerektiği. Aksi takdirde 2017’nin de 2016’dan farklı olmayacağı görüşü ağırlık kazanıyor. Aydın olarak biz ne yapıyoruz?

Bu şehir tarımdan kazandığının çok daha fazlasını turizmden kazanabilir. Günümüzde şehirler de birbirleri ile rekabet ve alış veriş halindeler. Bu projeksiyonu göz önünden ayırmadan ne yapabiliriz? Aydınımızı dünyanın sayılı şehirleri arasına katacak vizyon, turizm ile başlayabilir mi? Dememiz o ki Aydınımızın turizmden aldığı payı artıracak ve 12 aya yayacak ciddi tedbirlere ihtiyaç var. Peki, bunu yapacak niyet ve irade var mı? Turizmden sadece otellerin değil hepimizin zarar gördüğünü, bu işin içine Aydınımız insanını kattığımız zaman daha iyi sonuçlar alınabileceğini söylemek kehanet mi olur? “Gökyüzü altındaki en güzel yeryüzü” sözü neden söylenmiş düşünmek çok mu zor?

Hülasa; Aydın BŞB bilmem kaç kilometre olan sahil hattını bana devretmiyorlar diye sızlanmak ve denize “minibüs” seferi koymaktan başka yapabileceğim ne var diye düşünmeye başlasın bizce! Ne tedbir alalım diye düşünürseniz işte bedava danışmanlık!

2017’de, bulursanız uçak yerine eski püskü bir uçak gemisi batırın. Üzerine de amiralinin resmini koyup Aydın Büyükşehir Belediyesi Deniz Kuvvetleri yazarsınız. 5 milyon turist garanti. Hadi bakalım hoppa!

Memleketler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökerler. CICERO