Deniz ve hava taşımacılığı konularında uğraş veriyorsunuz. İşler, ekonomik krize rağmen yolunda mı?

- Mahmut Serter: Asıl işimiz armatörlük. Dünya denizlerinde seyir halinde olan pek çok gemimiz var. Çok şükür, saygın bir şekilde bu mesleği senelerden beri sürdürüyoruz. Artık çocuklar da büyüdü ve sorumluluk üstlenmeye başladı. Bir gün yönetim kurulu toplantısında çocuklar jet filosu kurmaya karar verdi. Bir, iki derken şimdi tam dört tane jetimiz oldu. Atatürk Havalimanı"nda hangarımızı bile tamamladık. Krize gelince... Kısa süre içinde toparlandık. Oğullarımla iftihar ediyorum.

Evlatlarınızla nasıl bir iş bölümü yaptınız?

- M. Serter: Sinan uçak işinde çalışıyor. Jetlerimizin bulunduğu Sertur"un başında gayet başarılı. İş ve sanat dünyasından devlet başkanlarına ve de dünya jet sosyetesine kadar pek çok tanıdık simayı uçuruyor. Geniş bir dost grubu var. Ailenin küçük prensi Gökçin, üniversiteyi yeni bitirdi. Londra"da ekonomi üzerine okudu. Aile şirketlerinde gemicilik sektörünün önemli kuruluşlarından Mistral Şirketi"nin başına geçmeye hazırlanıyor. Bir süre sonra vatan borcunu ödeyecek. Bu arada Çapa ailesinin güzel kızı Ceylan Çapa ile Londra"da başlayan ve sekiz yılını dolduran bir beraberlikleri var. Çok mutlular.
Gökçin Serter: En büyük amacımız, hem denizde hem de havada bu filoyu genişleterek, daha büyük bir heves ve keyifle yeni başarılara imza atabilmek.

GENÇLER ACELECİ VE TAHAMMÜLSÜZ

Her başarılı erkeğin ardında mutlaka bir kadın olduğu bilinir. Eşinizin ardında da sizin gücünüz, moraliniz ve emeğiniz olmalı Şükran Hanım...

- Şükran Serter: 35 sene kolay geçmiyor. Ama her zaman şükrediyorum, böyle bir eşim ve evlatlarım olduğu için. Şimdi aile büyüdü, gelinim var, torunum var...

Günümüzdeki evlilikleri nasıl değerlendiriyorsunuz, gençler daha mı tahammülsüz?

- Ş. Serter: Hem tahammülsüz hem aceleci. Öyle ki her şey anında olsun istiyorlar.

BİRBİRİMİZE AŞKLA BAĞLIYIZ

Gelelim Özlem ve Sinan Serter çiftine... Evlilikle ilgili açıklamaları önce Özlem Hanım"dan dinleyelim...

- Özlem Serter: Biz de ailelerimizden gördüğümüz sevgi, saygı ve aşkla temelini attığımız yuvamızı, üzerine titrediğimiz oğlumuzla taçlandırdık. Sinan ve ben birbirimize sevgiyle, aşkla bağlıyız. Bu,tanıştığımız ilk günden beri sürüyor. Gözlerimizin içine bakan ailelerimiz var, hemen her dakika birlikteyiz.
Sinan Serter: Bakmaya ve koklamaya doyamadığım bir oğlum var, bu dünyanın en güzel duygusu. Hele oğlumun, babamla birlikte geçirdikleri saatleri görünce duygulanmamak elde değil. / hürriyet