Uzun süredir ekranlardasınız. Çizginizi bozmadan müzik yaşamınızı sürdürmeyi nasıl başarıyorsunuz?
Zaman; yaşamak için az, beklemek içinde çok üzün süre...her nefesimizin kıymeti büyük, üstlendiğiniz misyon mensubu olmaktan gurur duyduğunuz bu toplumsa sebebi para yada şan şöhret için çizgi dışına çıkmak büyük kayıp ve acizlik olur... Binlerce yıllık köklü ve asil kültürümüzün devamı ve tanıtılması adına yaptığımız çalışmalar dururken dünyevi kaygılar ve hırs girdabında boğulmak bana ve ekibime göre değil...

Türkülerinizde farklı bir tat var. Hemen her kesime türkülerinizi sevdirmeyi nasıl başarabiliyorsunuz?
Türküleri sadece otontik haliyle bağlamayla veya yöresel sazlarımızla icra etmek güzel ama yeterli değil artık, biz hem aranjelerimizde türkünün yapısını bozmadan modernizasyonlar yapıp hemde sahnede halkoyunlarıyla harmanladığımızda ilgiyi çekmek adına, geriye sadece kalbimizle ve ruhumuzla gülümsemek kalıyor sahnede. bunun adına güzel ve hakkıyla yapılmış bir alışverişte diyebilirsiniz.

Her yöreden türküler söyleyen, her yörenin dansını çok iyi ayak uydurabilmektesiniz. Danslar için özel ders alıyor musunuz?

Evet İstanbul Teknik Üniversitesi ve Beşiktaş Halk Eğitim'den arkadaşlarımla 7 yıldır birlikte sahne alıp çalışmalar yapıyorum...

SAF VE TEMİZ DUYGULARLA TÜRKÜLER YAKILMIYOR ARTIK

Türküden uzak bir jenerasyon yetişiyor. Bir Neşet Ertaş'ı, Mahsuni Şerif'i bilmeyen gençler yetişiyor. Bu durum neyden kaynaklanıyor. Sizce bu durumun önüne nasıl geçilmeli?

Hızla modernleşen ve sosyal hayatımızı sohbetlerimizi aşklarımızı arkadaşlıklarımızı internette yaşadığımız bir ortamda doğal ve üzücü bir süreci yaşıyoruz. Artık bir çift göze bakarak değil monitörlere bakıp duygularımızı açıklıyoruz. Türküler eskisi gibi dağa taşa denize rüzgara yakılmıyor. Saf ve temiz duygularla türküler yakılmıyor artık. Dolayısı ile geçmişteki büyük üstadların aşık ve ozanların duyguları ve kimliğide ilgi görmüyor ve bu güzelliği gençler anlamakta güçlük çekiyor. Belki yeni ve postmodern projelerle bu değerlerimizi tekrar anlatıp bu zenginliği genç nesle aktarabiliriz.

Türk halk müziği çok fazla star çıkaramıyor bunun sebepleri nelerdir?

Tek suçlusu medyadır. Halk müziği sanatçılarının saçmasapan magazinsel ve hafif hayatları olmadığı için rating faktörü devreye giriyor acı bir şekilde. Halk müziği ve sahnesi anlamındada senelerdir eskimiş ve geçerliliğini yitirmiş olan şarkı patlatma ve kısa yoldan kendinizden 40 yaş büyük insanlarla magazinsel birliktelik yapıp tanıtma yoluna giden yorumcularımızla hergün kan kaybediyoruz. Bence proje albümleri yapılmalı a1 peşinde koşmak yerine.

Dünyaca tanınmış biri ile türkü düeti yapmak ister misiniz? İsterseniz bu kim olabilir?

Yıllardır çok istediğim bir konudur bu. Hep yerli sanatçılarımız yapancı starlarla İngilizce şarkılarla düet yapma sevdasıyla komik durumlara düştü. Dünyanın en zengin kültürüne sahip bir toplumuz türküsünü bir dünya starıyla okuyup sahnesini sergilemeyi çok istiyorum halen.

Gündemde Eurovision söz konusu. Gidecek olan temsilcimizi nasıl buluyorsunuz? Eurovision'da pop müzik ile temsil ediliyor. Türkü ile temsil edilmesini ister misiniz? Siz çok sevdiğiniz bir türkü ile Eurovision'da temsil etmek ister misiniz?

Bir süre sesimi yükselttim türkü okunmalı diye ama artık bazı gerçeklerin farkına vardım. TRT'nin kaygılarıyla milletimizin kaygıları çok farklı. Bu toprakların kültürünü anlatmak yerine sonucu belli olan bu yarışta Avrupalılaşmak gibi garip ve anlayamadığım bir hırsın içinde yokolup gidiyorlar. Artık kesinlikle düşünmüyorum.

"Anne ya da Leyla" isimli sinema filminde başrol oynamıştınız. Ayrıca bu filmle Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne aday olmuştunuz. Oyunculuk için her hangi bir eğitim aldınız mı? Önümüzdeki günlerde bir film veya dizi projeniz var mı? Oynamak istediğiniz bir karakter var mı?

Evet bu yaz büyük bir projede başrol oynuyorum. Yönetmen Sami güçlü'nün sabırsızlıkla beklediğim ve çok ses getirecek projesi 'takım' isimli askeri bir filminde rol alacağım.

Bir televizyon kanalında program yapmaktasınız? Bu program teklifi nasıl geldi? İlk teklif geldiğinde düşünceniz ne olmuştu?

Evet Davetsiz Misafir isimli Kültür gezi ve doğa sporlarını konu alan renkli ve çok verimli bir programı sunuyorum. STV grup başkanımız Hidayet Karaca ile ortaklaşa karar verdiğimiz ve 2010 Avrupa Kültür başkenti İstanbul kapsamında hazırladığım ve tv formatına çevirdiğim bir proje. Şuan Türkiyede en çok takip edilen gezi ve eylence programı haline gelip unutulmaya yüz tutmuş zengin ve renkli kültürümüzü tüm illerimize konuk olup anlatmaktayız.

Sisteki Sesler adında bir albümünüz çıkmıştı. Yeni bir albüm hazırlığınız var mı?

Evet yaklaşık 10 ay oldu ve yeni albümümün hazırlıklarına ne mutluki gezdiğim gördüğüm araştırdığım topraklarda repertuar toplayarak başladım.

Son olarak dinleyicilerinize neler söylemek istersiniz?

Sizlere ve okurlarınıza saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum. Teşekkür ederim.