Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ortadoğu'daki değişimin gereklilik olduğunu ve tarihin doğal seyri içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Ortadoğu bölgesine dışarıdan gelebilecek askeri müdahalelerin, olayı daha da karmaşıklaştıracağı kanaatindeyiz" dedi.

Davutoğlu, TRT'nin Arapça kanalından Sefer Turan'a, Ortadoğu'da Tunus'tan başlayıp Mısır'la devam eden ve Libya'da süren gelişmelerle ilgili Katar'ın başkenti Doha'da açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, şunları söyledi:

"Aslında bu kendiliğinden gelişen bir süreç gibi görünmekle birlikte, uzun dönemden bakıldığında beklenen bir süreçti. Şöyle ki 20. yüzyıl, Ortadoğu'da tarihin akışına zıt iki akışım birden yaşadı.

Sömürgecilik nedeniyle, Arap ülkeleri arasındaki köprüler zayıfladı. Bu bir anormallikti, toplumları birbirinden ayıran bir süreçti. 20. Yüzyılın ikinci yarısında, Soğuk Savaş döneminde de ulus devletler oldu, ama bu ulus devletler Soğuk Savaşta yaptıkları tercihler dolayısıyla ya Batı yanlısı ya Sovyet yanlısı görüldükleri için birbiriyle ilişkileri problemli oldu.

Bu iki dönemde de toplumlar arasındaki, bölgenin içindeki doğal tarihi seyir kesintiye uğradı. Ayrıca bölgede ortaya çıkan İsrail'in ordusunun oluşturduğu tehdit dolayısıyla da otoriter rejimlere kayışlar yaşandı. Şimdi tarihin normalleşme vakti geldi."

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, her ülkenin özel şartları olduğunu, ancak bugün Ortadoğu halklarının tarihi iradelerinin yansıttığı yeni bir dönemin önünün açıldığını belirterek, "Aslında, 1990'lı yıllarda talep edilmesi gereken bazı haklar, bazı beklentiler biraz gecikmiş olarak bölgemizde gündeme geldi. Şimdi Soğuk Savaşın ve 20. yüzyılın sonuna geliniyor Ortadoğu'da. Bu değişim bir gereklilikti, bir zaruretti. Bu zaruretin yaşanması anormallik olarak görünmemeli. Tarihin doğal seyri içinde değerlendirilmeli ve bu tarihin doğal seyrine, herkes uyum göstermeye çalışmalı" dedi.

Davutoğlu, Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin Libya'ya askeri müdahaleyi gündeme getirirken Türkiye'nin buna karşı çıkmasıyla ilgili olarak da, Türkiye'nin Ortadoğu bölgesine dışardan gelebilecek askeri müdahalelerin, olayı daha da karmaşıklaştıracağı kanaatinde olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

Biz prensip olarak, Ortadoğu bölgesine dışarıdan gelebilecek askeri müdahalelerin, olayı daha da karmaşıklaştıracağı kanaatindeyiz. Askeri müdahaleler yeni kutuplar, yeni çatışmalar doğurur. Dolayısıyla insani yardım konusunda ve insan kayıplarının engellenmesi konusunda her türlü katkının yapılmasını düşünüyoruz. Ama Ortadoğu bölgesine fiili askeri müdahalelerin doğurabileceği sıkıntıları yakın dönemde gördüğümüz için, bu tür fiili askeri müdahalelerden kaçınılmasının doğru olacağı kanaatindeyiz. Ancak özellikle Arap ülkelerinin içinde olduğu bir barış misyonu anlamında bir askeri çaba, belki değişik aşamalarda gündeme gelebilir, düşünülebilir. Fakat Birleşmiş Milletler'in kararı olmaksızın, NATO'dan veya herhangi bir yerden yapılacak tek taraflı müdahaleler, her şeyden önce Libya'da değişim isteyen tarafların meşruiyeti üzerinde gölge oluşturur."

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin askıya alınıp alınmadığı şeklindeki bir soruya ise, "İsrail'le ilişkilerimizde, bizim bütün bölgesel politikalarımızdan kaynaklanan belli ilkelerimiz var ve İsrail'in bu ilkelere saygı duymasını bekleriz.

Herşeyden önce Türkiye, İsrail'in bölgedeki saldırgan tutumuna karşı bir tutum almıştır ve bu tutumu sürdürecek. İsrail'in bugünkü yönetiminin sürdürmekte olduğu son derece yanlış politikalar, İsrail'i bölgede gittikçe izole etmektedir. Mavi Marmara sivil konvoyuna yapılan saldırı sonrasında, bildiğiniz gibi büyükelçimizi çektik ve ilişkilerimizi büyük ölçüde dondurduk. Teknik düzeyde temaslarda ciddi şekilde azaldı, yok derecesine geldi. Biz bu konuda kararlıyız. İsrail, yaptığı saldırının bedelini ödeyecek şekilde özür dilemedikçe, tazminat ödemedikçe, Türkiye-İsrail ilişkilerinin herhangi bir şekilde normalleşmesi, bırakın iyileşmeye gitmesi, normalleşmesi söz konusu olamaz. İsrailliler, eğer bu bölgede bir şekilde güvenlik içinde yaşamak istiyorlarsa, öncelikle bir barış vizyonuna sahip olmak durumundalar" cevabını verdi.

Bakan Davutoğlu, İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi için herhangi bir tarih belirlenip belirlenmediği sorusu üzerine de şunları söyledi: "Biz bunun hemen gerçekleşmesini istiyoruz. Şu anda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Palmer Komisyonu var. bu Palmer Komisyonu'nu Birleşmiş Milletler geçen sene kabul etti. Başkanlık açıklamasına istinaden kurmuştu. O komisyonun çalışmalarını tamamlamasını bekliyoruz. O komisyonunun alacağı tutuma göre de Türkiye atacağı adımları belirleyecek."

A.A.