Türk Telekom, tüm dünyadaki halka açık şirketlerin sera gazı salınım miktarlarını kurumsal yatırımcıların bilgisine sunan CDP yani Karbon Saydamlık Projesi’ne başvurarak yaydığı karbon miktarını raporlayan ilk telekomünikasyon şirketi olduğunu duyurdu. Böylece şirket İMKB’de karbon ayak izini açıklayan ilk telekomünikasyon şirketi olarak kayıtlara geçti. 
 
Şirket bu girişimden hareketle, sürdürülebilirlik adına yeni bir dönemi başlatacağının da sinyalini verdi. Türk Telekom, başlattığı enerji dönüşümü projesi ile her yıl 5 bin 400 hektarlık bir ormanın azaltacağı kadar karbon emisyonunu azaltmayı hedefliyor. Bu tür projelerini önümüzdeki yıllarda artıracak olan şirketin çevreye duyarlılık adına yaptığı daha pek çok çalışma gerçekten kayda değer. Ancak Türk Telekom yine de çevrecilerin tepkisini çekmede devam ediyor. 
 
Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özesmi,  “Bütün şirketlerin ve tedarikçilerinin günümüzde karbon ayak izlerini takip etmeleri, raporlamaları ve indirmeye yönelik tedbirleri almaları artık bir standart haline gelmiştir, yapmakla övünmek güzel, ancak şimdiye dek yapmayanlara sormak gerek, nerede kaldınız diye” açıklamasını yaptı.
 
Şirketlerin sürdürülebilirlik hedefleri konusunu da değinen Özesmi, “Diğer önemli konu azaltım hedefleri koymak. Yani her yıl ne kadar azaltıp, ne zaman artık tamamen karbon nötr olunacak onun ilanı da gerekiyor. Tabii konu sadece karbon değil, doğaya dost uygulamaların işletmenin her alanında uygulanması gerekir, eğer biz karbonu azaltırken etrafa toksik maddeler saçıyorsak bu kabul edilemez” diye konuştu.
 
Özesmi şirketlerin sıfır atık politikasını benimseyerek, yaşam dönüşümü analizi ile ürünlerini üretimden kullanıma, geri toplamaya ve yeniden kullanmaya kadar her alanı değerlendirerek tasarlamaları ve uygulamaya sokmaları gerektiğinin altını çizerek, “Firmalar eleştirilere savunma ile karşılık vermek yerine bu konuda ne yapacaklarına ilişkin yol haritası sunmalı ve gerekli hedefleri koymalı. Sonra da bu hedefleri toplumla paylaşmalı. Şirketlerin bir tüzel kişilik olarak varlık nedeni topluma fayda üretmek, sadece hissedarlarına para kazandırmak değil. Artık topluma fayda üretmeleri de yetmiyor doğayı korumaları da gerekiyor, yoksa yakın zamanda varlıklarını sürdüremezler” dedi. (www.bilgicagi.com)