O kadar ki, Türkiye ile AB arasında "en büyük işbirliği potansiyelinin" bulunduğu enerji alanında bile işler yürümüyor.

Ankara, AB ile bu kilit konuda, enerji konusunda, müzakerelere önümüzdeki ay alınacak bir kararla başlamayı umuyordu. Ancak devreye Rumlar girdi.

Enerji başlığından müzakerelerin açılması için tüm hazırlıkların tamam olmasına rağmen, Rumlar, "Türkiye bizim Akdeniz'de petrol aramamıza sorun çıkarıyor. Biz de, Türkiye-AB arasındaki enerji başlığının açılmasını engelleriz" yaklaşımına girdi.

Şimdi Avrupalılar, başlığın açılması için Rum vetosunu aşmaya çalışıyor.

NABUCCO'DA DA SIKINTI VAR

Enerji başlığının bir an önce açılması Türkiye açısından da büyük önem taşıyor. Çünkü, müzakerelerle birlikte, Türkiye ile AB arasındaki enerji alanındaki işbirliği artacak. Bunun en büyük yansıması da, Türkiye'yi doğalgazda Rusya'ya "mahkum" olmaktan kurtaracak Nabucco doğal gaz projesine olacak.

Nabucco, Orta Asya ve Kafkasya doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya akıtılmasını öngören bir boru hattı projesi.

Ancak, inşasına resmen önümüzdeki yıl başlaması planlanan, hem Türkiye'yi, hem de AB'yi "enerjide Rus boyunduruğundan kurtaracak" bu proje için bile, Ankara-Brüksel hattında sıkıntılar yaşanıyor.

En büyük sıkıntı, AB'nin Türkiye'yi Nabucco projesinde "potansiyel alıcılardan biri" olarak değil de, sadece "transit ülke" olarak görmesinde yatıyor. Oysa Türkiye, artan doğalgaz ihtiyacı nedeniyle, Nabucco'dan akacak doğalgazın bir bölümünü de satın almayı planlıyor.

Daha bu büyük sıkıntı aşılamadan, işin içine bir de "Rum kaprisi" girip, enerji başlığı da vetolanınca, Türkiye ile AB'nin "en kolay işbirliği yapacakları alan" olan enerji konusunda bile problem ortaya çıkıyor.

Ama durun;

Rumların Türkiye'ye yönelik adımları sadece bununla da sınırlı değil;

Rum Bakan Markos Kipriyanu bugünlerde Brüksel'de;

Kipriyanu'nun en büyük amacı, AB Komisyonu'nun hazırladığı Türkiye ilerleme raporundan duydukları "sıkıntıyı"anlatmak. Rumlar'a göre, raporda Türkiye'nin Kıbrıs'a yaklaşımından "övgüyle" bahsedilmesi de, Ada'daki en büyük sorunlardan biri olan mal-mülk anlaşmazlığı için,
KKTC'nin kurduğu "Mal tazmin komisyonuna" atıfta bulunması da "yanlış."

Şimdi Rumlar, AB Konseyi'nden rapordaki bu ifadeleri "kendi açılarından dengeleyecek" yeni kararlar çıkarmak için atağa geçmiş durumdalar.

Kısacası, "Batı cephesinde yeni bir şey yok.."

AB ile ilişkilerimiz de gündem, hala vetolar, hala sıkıntılar….
HÜRRİYET