ABD'deki Yale Üniversitesi'nde görevli Prof. Erol Fikriğ ile ekibi, tıp ve ilaç sektörlerinin geleceğini etkileyecek bir buluşa imza attı.

Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde Bulaşıcı Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Fikriğ, beden saatinin hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde çok önemli bir role sahip olduğunu ortaya çıkardı.

"Immunity" adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmaya göre, bağışıklık sistemindeki bir protein, gün içinde bedende meydana gelen değişimlerden etkileniyor. Prof. Fikriğ ve ekibi, bağışıklık sisteminin gün içinde sürekli değiştiğini belirledi ve bu değişime neyin neden olduğunu araştırdı. Fareler üzerinde yapılan deneyler, bağışıklık sisteminde bakteri ve virüsleri saptayabilen TLR9 adlı proteini ortaya çıkardı.

Üretilen TLR9 proteini miktarının ve proteinin işlevinin sürekli değiştiğini saptayan bilim adamları, protein üretimi ile işlevinin beden saati tarafından kontrol edildiğini keyfetti. Bilim adamları, TLR9 etkinliği doruk noktasına ulaştığında bağışıklık sisteminin de en güçlü olduğu evreye yükseldiğini buldu.

Protein üretimi ve işlevindeki değişikliğin enfeksiyonun günün hangi saatinde bedene girdiğine göre şiddetini değiştirdiğini belirleyen Prof. Fikriğ ve ekibi, kan zehirlenmesi ve sepsis tehdidi altındaki kişiler üzerinde yaptıkları incelemelerde bu kişilerde ölüm riskinin saat 02:00 ve 06:00 arasında en yüksek seviyesine ulaştığı belirledi.

JET LAG ETKİSİ

Bitkiler, hayvanlar ve hatta bakterilerin bile 24 saatlik ritm içinde yaşadığını belirten araştırmacılar, saat dilimin değiştiği uzun uçuşlar sırasında bedenin alışık olduğu ritm bozulduğu için "jet lag" etkisinin ortaya çıktığını söyledi.

Prof. Erol Fikriğ, BBC'ye yaptığı açıklamada, 24 saatlik ritm ile bağışıklık sistemi arasındaki doğrudan moleküler bağlantının hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde önemli bir etkiye sahip olduğunu vurguladı.

Fikriğ, günlük ritmin bozulmasının insan bedeninin patojenlere hassasiyetini artırdığını sözlerine ekledi.

Bilim dünyası, keşfi gelecek 10 yıl içinde tıp ve ilaç sektörlerinde önemli değişikliklere yol açacak bir gelişme olarak niteledi.