Toplantıda konuşan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, “Gelir eşitsizliği, toplumsal dayanışmanın en büyük düşmanıdır.”dedi.

Türk Metal Sendikası"nın Aydın'ın Didim ilçesindeki Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlediği “Zorunlu Organları ve Genişletilmiş Temsilciler Meclisi'nin 2. Toplantısında konuşan Türk Metal sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak demokrasilerin olmazsa olmazlarından birinin sendikalar olduğunu söyledi. Dünyadaki sendikal hareketlerin sürekli kan kaybettiğini, bugün Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde sendikalaşmanın yüzde 5'in altında kaldığını, ABD'de ise bu oranın yüzde 9 olduğunu belirten Kavlak,“Türkiye'de Türk-İş'e bağlı sendikaların genel başkanları sürekli bir kampanya içerisindeler. Sürekli Türk-İş'i eleştiriyorlar. Türk-İş Başkanlar Kurulu kadar demokratik bir ortam göremezsiniz. 1984'ten beri teşkilatların içerisindeyim. Bu kadar demokratik bir ortam görmedim. Herkes her istediğini dile getirebiliyor. Ama o toplantıdan çıktıktan sonra Türk-İş'e vurmak adeta moda oldu” dedi.

Bir ülkenin ekonomisinin büyük olup olmadığını anlamak için gelir dağılımıyla birlikte işsizlik, vergi adaleti, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarındaki kriterlerin de önem taşıdığını ifade eden Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Kavlak, OECD'nin tespitlerine göre, Türkiye'nin Meksika'dan sonra gelir dağılımı en adaletsiz olduğu ikinci ülke olduğunu iddia etti.

Vergi adaletsizliğinin yıllardan beri sendikal hareketin şikayet ettiği konuların başında geldiğini kaydeden Kavlak,”Türkiye'de kamu açığı denildiğinde, akla ilk vergi, vergi denildiğindeyse çalışanlar gelmiştir. Böyle olduğu için çalışanlar vergi yükü altında ezilen kesim olmuştur. 2008 yılında gelir vergisinin yüzde 45'ini çalışanlar ödemiştir. OECD ülkelerinde çalışanlar üzerindeki vergi yükü ortalama yüzde 27 iken, Türkiye'de bu oran yüzde 37'ye yakındır. Maaşlardan kesilen vergilere bir de motorlu taşıtlar vergisini, KDV'yi, damga vergisini eklediğinizde bu yük daha da artmaktadır. 2004 ve 2008 arasında devlet, vergilerin yüzde 10,5'ini çalışanlardan toplamıştır. Aynı dönemde toplanan 156 milyar liralık gelir vergisinin de yaklaşık yarısını çalışanlar ödemiştir. Vergi konusunda toplumun en namuslu kesimi çalışanlardır. Çünkü daha ücretlerini almadan stopaj yoluyla vergisini ödemektedir. Buna rağmen, vergiden en çok patronlar yakınmaktadır. Oysa OECD'nin 2007 yılında yaptığı tespitlere göre, Türkiye'de iş verenlerin toplam vergi gelirlerine katkısı yüzde 17'dir. Bu bakımdan Türkiye 23. sıradadır” ifadelerine yer verdi.

“KIDEM TAZMİNATI FONU"NU ÇALIŞANLARIN ALIN TERİNE SALDIRI OLARAK GÖRÜYORUZ”

Kavlak, Türkiye"de çalışanların gelecek için sahip oldukları tek teminatlarının kıdem tazminatı olduğunu, bu paranın 25 yıllık emeğin, alın terinin karşılığı olduğunu belirtti.
Şimdilerde bu birikime göz dikenler olduğunu ve hükümetin kıdem tazminatları için bir fon oluşturmak istediğini savunan Kavlak “Bizim şartlarımızı yerine getirenlere biz, fondan tazminatı ödeyelim” diyorlar. Buna inanmak mümkün değil. Türkiye'yi bugüne kadar idare edenlerin, Tasarruf Teşvik Fonu'nda, Konut Edindirme Fonu'nda sabıkaları vardır. Şimdi böyle bir sabıka kaydı varken, biz Kıdem Tazminatı Fonuna evet demeyiz, diyemeyiz. Bu fon masalına inanıp yola çıkanlar, yarı yolda kalacaktır. Emekli olacak ama kıdem tazminatı peşinde yıllarca koşacaktır. Kıdem Tazminatı Fonu'nu, çalışanların alın terine karşı yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz.”dedi.
Konuşmanın ardından, sendika üyelerinden Mustafa Budak, Genel Başkan Pevrul Kavlak'a plaket verdi.