Türkiye İşitme Engelliler Milli Federasyonu Genel Başkanı Ercüment Tanrıverdi, Türk İşaret Dili (TİD) sisteminin oluşturulması ve uygulanması çalışmalarının 5,5 - 6 yıllık çalışmaya ve ilgili kanuna rağmen hayata geçirilemediğini belirterek, “Eğer bunu bir yıl daha uzatırlarsa, bu yıl da bunu yapamazlarsa 2012 yılında federasyon devletle mahkemelik olacak” dedi. 
 
Tanrıverdi, federasyonun, Türk İşaret Dili'ni savunan, kullanan ve yaygınlaştırmaya çalışan taraf olduğunu söyledi. 
 
Avrupa'nın bir çok ülkesinde de halen işaret dilinin resmi olarak kullanılmadığına işaret eden Tanrıverdi, Türkiye'de işaret dili sisteminin oluşturulması ve uygulanmasına yönelik çalışmaların, BM'nin Engelli Hakları Konvansiyonu'ndan da önce başladığını vurguladı. 
 
Tanrıverdi, 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 15. maddesi ve ek 8. maddesinde Türk İşaret Dili sisteminin oluşturulmasına ilişkin düzenlemeler yapıldığını hatırlattı. 
 
Bu kanunda çalışmaların tamamlanması için 7 yıllık süre verildiğini, bu sürenin de 2012'de dolacağını anımsatan Tanrıverdi, “Bu süre zarfında işaret dili sisteminin oluşturulması, tercümanlık hizmetlerinin hayata geçirilmesi gibi talimatlar veriliyor. Bu talimatlarla birlikte devletin 4 kurumu bu alanda görevlendiriliyor. Türk Dil Kurumu'na koordinatör kuruluş yetkisi veriliyor. 
 
Bunun yanında Özürlüler İdaresi Başkanlığı, SHÇEK ve Milli Eğitim Bakanlığı da görevlendiriliyor. Bu 4 kurumun kanunen aldığı görevin yanında, kanuna bağlı olarak 2006 yılında çıkarılan yönetmelikle federasyonumuz da Türk İşaret Dili Bilim ve Onay Kurulu'nda görev alıyor” şeklinde konuştu. 
 
Bilim Onay Kurulunun içinde bulunmalarına rağmen, verdikleri mücadelenin sonunda bir şey kazanamadıklarından şikayetçi olan Tanrıverdi, şunları söyledi: 
 
“Sadece kurulda fikrimizi paylaşıyoruz. Israr ediyoruz ama her türlü ısrara ve 5,5 - 6 yıllık mücadeleye rağmen, kanuna rağmen bugün itibariyle maalesef sistem hayata geçmiş değil. Demek ki bir yerlerde bir hata var. Bunların da mutlaka çözülmesi ve biran evvel pratik şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor. Tek tek görüştüğünüzde ilgili devlet kurumları bu işin biran evvel hayata geçmesini istiyor ama buna rağmen bir şekilde hayata geçmiyor. Kurumlar istemesine rağmen nasıl olmuyor anlayabilmiş değiliz. 
 
Eğer bunu bir yıl daha uzatırlarsa, bu yıl da bunu yapamazlarsa 2012 yılında federasyon devletle mahkemelik olacak. Ben, temsil ettiğim insanların eğitim hayatlarında ve sosyal alanda ihtiyaç duydukları işaret diliyle ilgili kanun olmasına rağmen bir şeylerin hayata geçirilmemesini tepkiyle karşılayıp hakkımızı savunma yoluna gideceğim.” 
 
Bu konuda yaşanan sıkıntıların, işitme engellir arasında iletişimsizlik, sınavlarda başarılı olamama, üniversite kazanma oranının yok denecek kadar az olması gibi sorunlara yol açtığından yakınan Tanrıverdi, “İşitme engellilerin zeka anlamında bir sorunları yok. Ama bilgiyi alamadıkları, bilgiye ulaşma noktasında iletişim sıkıntısı yaşadıkları için bazı kesimler tarafından zekalarında sorun olan bir kitle olarak görülüyor. Bunun tam tersine, işin içinde olanlar, bu kişilerin ne kadar zeki olduğunu bilirler” görüşünü paylaştı. 
 
Olumsuzluklara rağmen, federasyon olarak üniversiteler ve çeşitli kurumlarla işbirliği halinde kurslar düzenlediklerini anlatan Tanrıverdi, “Bu alandaki uluslararası tecrübelerden yararlanarak, ülkemizde yapılan bir çalışmayla birlikte belirlenen bir program dahilinde, biraz da zenginleştirerek, biz bu kursları düzenliyoruz. Elimizde iki tane program var şu anda işaret diline dair. Bu programlar dahilinde kurslar yapıyoruz” diye konuştu. 
 
‘TDK BAŞKAN YARDIMCISI PROF. DR. ÖZYETGİN’ 
Türk Dil Kurumu (TDK) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Melek Özyetgin, “Çalışmamızı, Devlet Planlama Teşkilatı'ndan kaynak sağlayarak projelendirdik. Ancak mevzuatta bir takım sorunlar vardı, onları aştığımızda çalışmalarımızı somut olarak ortaya koyacağız” dedi.
Özyetgin, TDK'nın, yasanın verdiği görev doğrultusunda çalışmalarına devam ettiğini belirterek, “Yasada bu görev, Türk İşaret Dili Sistemini Oluşturmak diye geçiyor. Türk İşaret Dili sözlüğü ve dil bilgisi kitabını hazırlamak TDK'nın sorumluluğunda. Bizim hazırlayacağımız dil bilgisi ve sözlük Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından kullanılacak. Çalışmamızı, Devlet Planlama Teşkilatı'ndan kaynak sağlayarak projelendirdik. Ancak mevzuatta bir takım sorunlar vardı, onları aştığımızda çalışmalarımızı somut olarak ortaya koyacağız” şeklinde konuştu. 
 
Türkiye'de açılan ilk işitme engelliler okulu olan ve İkinci Abdülhamit döneminde öğretime başlayan Yıldız Sağırlar Okulunda işaret dilinin kullanıldığının bilindiğini bildiren Özyetgin, Cumhuriyet döneminde ise 1950'li yıllarda işaret dili kullanılmasının yasaklandığını hatırlattı. 
 
Bu yasaklamanın temelinde işitme engellilerin sözel dille eğitiminin gerekli olduğu ve bir kolaycılık olarak görülen işaret dilinin konuşma eğitimini engelleyeceği düşüncesinin yattığını anlatan Özyetgin, Türkiye'de işaret dili konusundaki tek kaynağın, MEB tarafından 1995 yılında yayımlanan “Yetişkinler İçin İşaret Dili Kılavuzu” adlı eser olduğunu dile getirdi. 
Bilgisayarların kullanım alanına girmesiyle işaret dili eğitimi, öğretimi ve araştırmalarının yeni bir boyut kazandığına dikkati çeken Özyetgin, “Dünyada yapbozlarla, kartlarla, bilgisayar oyunlarıyla işaret dili çocukluktan itibaren herkese öğretilmeye çalışılmaktadır” dedi. 
 
1 Temmuz 2005 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5378 sayılı Kanun ile Türk İşaret Dili Sistemi'nin oluşturulabilmesi görevinin TDK'ya verildiğini anımsatan Özyetgin, “Süratle göreve başlayan TDK, paydaş kurumlar olan Millî Eğitim Bakanlığı, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Türkiye İşitme Engelliler Millî Federasyonundan temsilcilerin bulunduğu bir kurul oluşturdu. 5378 sayılı Kanun'a dayalı olarak Türk İşaret Dili Sisteminin Oluşturulması ve Uygulanmasına Yönelik Usul ve Esasların Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik çıkarıldı” diye konuştu. 
 
Türk İşaret Dili Bilim ve Onay (TİDBO) Kurulu başkanlığını da yürüten Özyetgin, “Bilim ve Onay Kurulu, bugün ülkemizde akademik düzeyde yeterli çalışma sahası bulunmayan Türk işaret dilinin, diğer ülkelerdeki işaret dillerinde olduğu gibi belli bir yapıya kavuşturulabilmesi, eğitim ve öğretim araçlarıyla yaygınlaştırılması konusunda araştırma ve uygulama çalışmalarını başlatarak önemli sorumluluk ve görev üstlenmiştir. TİD sözlük ve dil bilgisi kitaplarının hazırlanması amacıyla kaynak sağlanması için gerekli somut adımlar atılarak proje çalışmalarına başlanmıştır” şeklinde konuştu. 
 
TİDBO'nun bu çalışmalarına ek olarak TDK'nın ev sahipliğini ve başkanlığını yaptığı 7-8 Haziran 2007 tarihlerinde I. Türk İşaret Dili Çalıştayı'nın yapıldığını anımsatan Özyetgin, şunları söyledi: 
 
“Bu Çalıştay, Türkiye'deki işitme engelli toplumla ilgili tüm kurum ve kuruluşların temsilcilerinin geniş katılımı sağlanarak yapılmış olan ilk çalışma olması bakımından büyük önem taşımaktadır. Çalıştayda, ülkemizde işitme engelliler arasında kullanılmakta olan ve farklı uygulamaları bulunan parmak alfabesi ve sayıları belirlenmek üzere katılımcıların görüşlerine başvurulmuş ve onayları alındı. Türk İşaret Dili Parmak Alfabesi belirlendi ve Türk Dil Kurumu ağ sayfasında Güncel Türkçe Sözlük söz varlığındaki her sözcük, parmak alfabesi ile gösterilmeye başlandı. Çalıştay tarihi olan 7 Haziranın her yıl Türk İşaret Dili Bayramı olarak kutlanılmasına karar verildi. 
 
Sözlük, dil bilgisi kitapları ile TİD eğitim araç ve gereçlerinin hazırlanması geliştirilmesi için bilgi ve veri aktarımı sağlamak amacıyla 15-16 Ekim 2010 tarihlerinde 'Türk İşaret Dili Hazırlık Çalıştayı' düzenlendi. TİD Dil Bilgisi Çalışma Grubu, TİD Sözlüğü Çalışma Grubu ve TİD Eğitim Araç ve Gereçleri Hazırlanması Çalışma Grubu olmak üzere 3 çalışma grubu oluşturuldu. 
 
Türk Dil Kurumu bütün bu çalışmaların yanı sıra Türk işaret dili sözlük ve dil bilgisi kitaplarının hazırlanmasında kullanılacak geniş kapsamlı ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte bir Fonetik Laboratuarı oluşturmaktadır. Laboratuar hazırlanması konusu projelendirilmiş, mekan belirlenmiş ve en kısa sürede çalışmalar tamamlanmış olacaktır.”(AA)