İHH Genel Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan İHH Başkanvekili Hüseyin Oruç, uzun yılardır Myanmar'da çalışma yaptıklarını söyleyerek, ''Orada olmamızın iki ana amacı var; yardım faaliyetlerine devam etmek ve orada yaşananları dünyaya duyurmak'' dedi. Arakan'da faaliyet gösteren İHH ve Türk basın mensupları sayesinde, hem dünyada hem de Türkiye'de ciddi bir gündem oluştuğuna dikkati çeken Oruç, katliamların bir an önce durdurulması ve Burma hükümeti tarafından Arakanlı Müslümanlara yasal haklarının verilmesi gerektiğini belirtti.

Gazetecilerin izlenimleri

Arakan'dan dönen A Haber editörü Fatih Er, ''bilinenler buz dağının görünen kısmı'' nitelemesinde bulunarak şunları kaydetti:

''Ben normalde duygusal bir insan değilim. Ama orada çekim yaparken, montaj yaparken ağladım. Mültecinin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum, ama oradakiler umuda kaçan mülteciler değil. Ölüm oradaki insanlar için bir kurtuluş halini aldı. Eğer orada zulüm olmasaydı, 65 yaşındaki bir kadın 4 gün bataklıkta yürümezdi, 12 yaşındaki kız çocuğu tecavüzden korunması için başkasının yanına verilmezdi.''

Toplantıda konuşan Türkiye Gazetesi muhabiri Osman Sağırlı da, Arakan'da yaşanan dramı şu şekilde tarif etti:

''Dünyanın bütün mülteci kamplarını gezdim ama böyle zulüm görmedim. Orada insanlar, 'Artık bize kurşun sıkmıyorlar, canlı canlı toprağa gömüyorlar' diyor. Orada 400 bin kişi 60 yıldır göç halinde, tüm dünya bunu görmezden geliyor.''

Sağırlı, yaşanan olaylar karşısında Birleşmiş Milletler'in (BM), sessiz kaldığını dile getirerek, mülteci kamplarında şartların çok ağırlaştığını, insanların açlıktan değil, ölümden kaçtığını vurgulayan Sağırlı, ''Böyle bir rezalet görmedim'' diye konuştu.
Kaynak: AA