Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türk bankacılık sektörünün görünümünü ''durağan/negatif''den ''durağan''a çevirdi.

Kuruluş, görünümdeki olumlu yükselişe neden olarak, Türk bankacılık sisteminin, sermaye, likidite pozisyonu ve aktif kalitesindeki iyileşmeyi gösterdi.

Moody's, Türk bankacılık sisteminin görünümüne ilişkin yaptığı değerlendirmede, görünümün değiştirilmesinde, ekonomik toparlanma ve pozitif ekonomik büyüme beklentisinin de belirleyici olduğunu vurguladı.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türk bankacılık sisteminin kredi görünümünü ''durağan/negatif''ten ''durağan''a çevirdi.

Moody's ikinci başkan yardımcısı ve raporun yazarı Arif Bekiroğlu Türk bankacılık sisteminin görünümüne ilişkin yayımladığı raporda, görünümün yükseltilmesinde iyileşen sermaye ve likidite pozisyonu, ilerleyen varlık kalitesi eğilimleri ile Türk ekonomisindeki toparlanma ve pozitif büyümenin etkili olduğunu belirtti.

Türk bankalarının, küresel mali kriz sırasında uygun kredi kayıp karşılıkları, güçlü bir sermaye tabanı ve tekrarlanan kar yaratma kapasiteleri ile desteklenen bilançolarının gücünün kanıtı olarak dayanıklılık gösterdiğini ifade eden Bekiroğlu, 2000-2001 mali krizinin ardından yürürlüğe konulan finans sektörü reformlarının, bugünkü bankacılık sisteminin istikrarının temellerini attığını vurguladı.

Türk bankalarının net kar ve net faiz marjlarının sağlıklı olmaya devam etmesinin beklediğini vurgulayan Bekiroğlu, bununla birlikte Türk bankalarının kar ve faiz marjlarının kısa vadede 2009 yılındaki rekor seviyelerden bir miktar düşüş göstermesinin muhtemel olduğuna dikkati çekti.

2009 yılında, sistem, bankaların merkez bankasının güçlü parasal genişlemesinden faydalanmasıyla, rekor net kar oranları bildirmişti. Gecelik politika faiz oranları, Kasım 2008'deki yüzde 16,75 seviyesinden, Kasım 2009'da yüzde 6,50'ye düşürülmüştü.

Bekiroğlu, Türk bankalarının çoğunun iyi likidite profillerinden yararlanmaya devam ettiklerini ve bunun Moodys'in ''durağan'' görünüm değerlendirmesini desteklediğini belirterek, 30 Haziran 2010 itibariyle Türk bankalarında yüzde 40'a varan likit varlıkların kademeli olarak kredilere dönüşmesini öngördüklerini kaydetti.

Arif Bekiroğlu, Türk bankalarının güçlü sermaye seviyeleri, sağlıklı karlılıkları ve oldukça büyük rezervlerinin bankacılık sisteminin şokları absorbe etme kapasitesini desteklediğine işaret etti.

-''TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GÜÇLÜ BÜYÜME, BANKALAR İÇİN BÜYÜME FIRSATLARI SAĞLIYOR''

Bekiroğlu raporunda, Türkiye'deki kredi büyümesinin yeniden devam ettiğini ve henüz orta seviyedeki piyasa nüfusu gelişimi, olumlu demografik özellikleri ve uzun vadede nüfusun sosyal değişiminin getirdiği potansiyelini yansıttığını bildirdi.

Bankaların ağırlıklı olarak yurt içine dayanan mevduat fonları ve sağlam sermaye tabanının büyük olasılıkla yeterli bir karlılıkla sonuçlanacak büyüyen bankacılık faaliyetlerini desteklediği ifade edilen raporda ancak, marjların baskı altına gireceği uyarısında bulunuldu.

Raporda, önceden negatif olan kredi sürecinden çabuk dönüşümün ve buna eşlik eden hızlı kredi büyümesinin, Moody's'in durağan sistem görünümünü desteklemekle beraber, daha uzun vadeli endişelere de yol açtığına dikkati çekilerek, kredi büyüme hızının büyüyen ekonominin genel reel talebini aşması halinde tüketicilerin kaldıraç derecesinin aşırı seviyede artması ile aktif balon risklerinin, orta ile uzun vadede artış göstereceği kaydedildi.

Bu durum, özellikle yeni ve tecrübesiz kredi alıcılarının kredi pazarlarına girmesiyle daha da gündeme geleceğine işaret edilen raporda, sistemdeki kritik hususun, giderek artan rekabete rağmen risk disiplininin muhafaza edilmesi olduğuna dikkati çekildi.

Raporda, hane borçlanmasının düşük seviyede olması ve ortalama kurumsal kaldıraç seviyesinin, bankaların kredi defterlerinin sağlıklı performansına katkıda bulunduğu belirtilerek, bunun yanı sıra, Türkiye ekonomisinin sergilediği güçlü büyümenin, bankalar için büyüme fırsatları sağladığı kaydedildi.

A.A.