Rize'nin Çamlıhemşin ilçesi Kaçkar Dağları eteklerinde yer alan doğal yaşam çiftliğine gelen turistler çiftlikte hem çalışıyor hem de tatil yapıyor.

Tatil tercihlerini doğayla iç içe çalışarak yapmayı amaçlayan turistler "Ekolojik Çiftliklerde Tarım Turizmi, Gönüllü Bilgi ve Tecrübe Takası" Projesi (TATUTA) kapsamında Mehmet Demirci'ye ait Kaçkar Dağları eteğindeki Ekodanitap Organik Tarım Çiftliğinde tatillerini ot biçerek, çay toplayarak, çapa yaparak, meyve toplayarak geçiriyor.

Yaklaşık bir ay organik tarım çiftliğinde kalan turistler bu süre içerisinde çiftlik sahibine, yaptıkları yardım karşılığında oda ve yemek ücreti ödemiyor. Haftanın 6 günü günde 4 saat çiftlik sahibine yardım eden turistler, kalan zamanlarını dinlenerek geçirebiliyor. Turistler, tatilleri boyunca doğal yaşam çiftliğinde işlere yardımcı oluyor ve organik ürünler tüketiyor.

Doğal Yaşam Çiftliği sahibi Mehmet Demirci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 yıl önce İstanbul'dan doğduğu topraklara döndüğünü, uzun yıllar turizm işiyle uğraştıktan sonra en büyük hayali olan doğal yaşam çiftliğini kurduğunu belirtti.

Buğday Derneği'nin "Ekolojik Çiftliklerde Tarım Turizmi, Gönüllü Bilgi ve Tecrübe Takası" Projesi kapsamında yabancı misafirleri ağırladıklarını ifade eden Demirci, "Gezginleri, bisiklet ile tura çıkanları, yürüyerek, İtalya'dan, Almanya'dan gelenleri burada misafir ediyoruz. İşlerimizde bize yardımcı oluyorlar. Müşteri olarak veya yemek yatak karşılığında bahçe işlerinde bize yardım ediyorlar" dedi.

Misafirlerin çiftlikten kolay kolay ayrılmak istemediğini ifade eden Demirci, şöyle devam etti:

"Misafirlerimiz çoğu zaman doğal yaşam merkezinde kalıyor. Çok farklı ortamlar oluşuyor. Masamızda 13 sandalyemiz var ve bazı akşamlar 13 sandalyede de farklı ülkeden insanlar oturur. Bütün yiyecekler, sebze ve meyveler organik. Kimyasal gübre kullanılmıyor. Beş dönüm arazide tamamen organik üretim yapılıyor. Burada hiçbir zaman satışımız yok. Burada üretilenleri burada tüketiyoruz. Bunlar için de ek bir ücret alınmıyor. Dünyanın en pahalı çayı olan beyaz çayı üretiyoruz. Kilogramı 400 lira bu çayı misafirlerimize ikram ediyoruz. Burada misafirlerimize ikram için üretim yapıyoruz" diye konuştu.

Avrupa'da ve Amerika'da doğal yaşam turizminin çok daha yaygın olduğunu kaydeden Demirci, "Doğal yaşam çiftlikleri akılda kalan bir turizm çeşidi. Yediğin, yaşadığın, gördüğünün hepsi doğal. İnsanları otobüslere bindirip bir yerlere taşımak para kazanmaya dayalı bir turizm çeşidi. Hedefimiz, hayalimiz bu değil" ifadelerini kullandı.

 

Kanadalı İngilizce öğretmeni Mary Leighton gönüllü tarım işçisi

Kanadalı Mary Leighton, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kanada'da Halk Eğitim Merkezi'nde İngilizce öğretmenliği yaptığını belirterek, "Farklı bir şey yapmak istedim. Her zaman Türkiye'yi düşünüyordum. Çok güzel ve doğal bir ülke. Uzun süreli kalmayı düşünüyordum. İngilizce öğretmeniyim, farklı çiftliklerde çalışıp, yeni şeyler görmek ve Türkçe öğrenmek istedim. Çok güzel ve keyifli bir şey" dedi.

Çay toplamaktan yabani ot ayıklamaya kadar pek çok iş yaptığını vurgulayan Mary, "Oraktan ve yabani otlardan ellerim biraz zarar görse de çok zor değil. Şanlıurfa'da kaldıktan sonra Kemalyeri'ne gittim. 10 gün önce bu çiftliğe geldim. Haftada 6 gün çalışıyor, bir gün dinleniyorum. Boş zamanlarımda dolaşıyorum. Aile, doğal yaşam her şey çok güzel. Bir kaç saat çalıştıktan sonra dinleniyorum. Çok enteresan misafirler geliyor. Dolmuşlarda yöresel müzik dinliyorum. Yöresel sanatçılarla tanıştım, çok keyifli ve mutluyum" diye konuştu.

Türkiye'nin çok zengin doğal bitki örtüsüne sahip olduğunu vurgulayan Mary Leighton, "Şanlıurfa'da buğday, mercimek, Kemalyeri'nde dut, Rize'de çay, üzüm ve böğürtlen gibi meyveleri yetiştirdim. Çok şey öğrendim. Macera benim için. Dil öğrenirken çok farklı şeyler de öğreniyorum" şeklinde konuştu.