Tunus'ta devam eden hayat pahalılığı ve işsizliği protesto gösterilerinde çıkan olaylarda üç sivilin polis ateşi sonucu öldüğü bildirildi.

Görgü tanıkları, ülkenin güneyindeki Duz kentinde düzenlenen gösteride polisle protestocular arasında çıkan çatışmalarda iki siilin polisin ateş açması sonucu öldüğünü belirttiler.

17 aralıkta olayların başladığı ülkede, başkent Tunus'un 550 km güneyindeki 30 bin nüfuslu bu küçük kentte ilk kez şiddet olayları meydana geldi.

Bazıları ağır 4 veya 5 kişinin de yaralandığı gösteride ölenlerden birinin üniversitede öğretim üyesi, diğerinin de elektrikçi olduğu kaydedildi.

Ülkenin orta batı kesimindeki Tala kentindeki çatışmalarda da 23 yaşındaki bir gencin vurularak öldüğü bildirildi.

Tunus İşçi Komünist Partisi'nin lideri Hamma Hammami'nin de polis tarafından evinden alınarak tutuklandığı belirtildi.

Öte yandan, Birleşmiş Milletler (BM) insan hakları Yüksek Komiseri Navy Pillay Cenevre'de yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanmasıyla ilgili haberlerin ardından Tunus hükümetini bağımsız soruşturma yapmaya davet etti.

-"İLK KEZ BİN ALİ HEDEFTE"

Bu arada, merkezi Paris'te bulunan Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü'nden (IRIS) Kerim Emile Bitar, bağımsızlığın babası Habib Burgiba'nın ayağının kaydırılmasından üç yıl sonra 1984'deki açlık gösterilerinden beri en önemli krizle karşı karşıya bulunan Tunus'taki gösterilerde, ilk kez 23 yıldır ülkeyi demir yumrukla yöneten Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin kendisine, ailesine ve oligarşiye saldırıldığını belirterek, "Önemli kilitler açılmakta, korkunun saf değiştirdiği hissi mevcut" dedi.

Bir başka Fransız düşünce kuruluşu Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nden (CNRS) Beatrice Hibou da, Tunus'taki hareketin, rejimin ekonomik bütünleşme talebine yanıt verememesi ve baskı uygulaması yüzünden siyasileştiğini belirtti. Hibu, rejimin tüm etkinliğinin tükendiğini, şimdiye kadar insanların koktuğunu, bugün ise kaybedecek birşeyleri olmadığını anladıklarını söyledi.

Tunus İşçi Sendikası'nın gösterilerde özellikle etkili olduğunu, bunun 1970'lerde iktidar tarafından yokedilen büyük muhalif gücün yeniden ortaya çıkışını gösterdiğini belirten uzmanlar, bugün Tunus'taki rejimin birçok yönden zayıfladığının görüldüğüne işaret ediyorlar.

Afrika Dünyası Araştırmalar Merkezi'nden (CEMAF) Pierre Vermeren de, polisin sert müdahalesi ve aşırı güç kullanmasını, güvenlik güçleri tarafından cezaevleri ve karakollarda uygulanan şiddetin normal görüldüğü ülkedeki "zayıflığın itirafı" olarak niteledi.

Vermeren, Bin Ali'nin ülkede istikrara hakim olma açısından sarsıldığının görüldüğünü de sözlerine ekledi.
Uzmanlar, buna karşın kendiliğinden gelişen ve lideri olmayan bu başkaldırı hareketinin, bu aşamada Devlet başkanı Bin Ali'nin iktidarını gerçek anlamda tehlikeye sokacak durumda olmadığının da altını çizdiler.

Ortadan kaldırılan, marjinalize edilen veya sürgün edilen muhalefetin, hareket alanı bırakılmayan sendikaların ve sesleri duyulmayan entellektüeller ile 90'lı yıllarda İslamcıların da oyun dışı bırakılmasıyla, Tunus'taki devlet yapısının kendisini korumaya devam ettiğini belirten uzmanlar, ordu içinde görüş ayrılığı varsa bile silahlı kuvvetlerin polis karşısında ikinci planda bulunan rolünün sürdüğüne de dikkat çektiler.

A.A.