Galatasaray Kulübü, futbolda şike iddialarına yönelik soruşturmayla ilgili Spor Hukuku Enstitüsünün yaptığı açıklamayı, resmi internet sitesinde yayımladı.

Enstitünün açıklamasında, Türkiye Futbol Federasyonunun 11 Temmuz Pazartesi günü yaptığı açıklamanın sürece farklı bir boyut kazandırdığı belirtilerek ''Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 157'nci ve 153'üncü maddelerine göre soruşturmanın selameti açısından adli mercilerce verilen gizlilik kararı nedeniyle delillere ulaşamayan Türkiye Futbol Federasyonu, 'Elimize ulaşmış bir delil yoktur. Biz kararımızı iddianame hazırlanıp mahkemece kabule edildikten sonra karar vereceğiz' diyerek bir teslimiyet içerisine girmiştir'' denildi.

Açıklamaya özetle şöyle devam edildi:

''Ancak bu teslimiyet ifade edilirken evrensel şekilde benimsenmiş olan, 'Dünyada iki hukuk düzeni vardır, biri devletlerin hukuk düzeni, diğeri sporun hukuk düzenidir' tanımlaması göz ardı edilmiştir. Oysa bu tanım Türkiye'de de gerek 2008 Spor Şurası kararları, gerek Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Raporu, gerekse TBMM Spor Araştırma Komisyonu Raporu'nda da benimsenerek zikredilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 59'uncu maddesine yapılmış olan hüküm ilavesi ile Anayasa düzeyinde tescil edilmiştir. Bu durumun anlamı, devletin hukuk düzeni ile sporun hukuk düzeninin, birbirlerine bağımlı olmaksızın, birbirlerini etkiler veya engeller olmaksızın kendi mecralarında işlemelerinin gerektiğidir. Esasen, konu olan futbolda şike soruşturma ve kovuşturmasında adli merciler, ceza hukuku açısından gerçek kişileri hedef alırken spor hukuku ve onu uygulamakla yetkili merciler öncelikle tüzel kişilikleri hedef almaktadır. Ancak, adli mercilerin ellerinde bulunan kovuşturma bulgularını, yetkili sportif mercilerin de incelemelerine sunmamaları, bir hukuk düzeninin, diğer hukuk düzeninin işlemesini engeller niteliktedir. Adli mercilerce, sportif mercilerin delillere ulaşmasını sağlaması, gizlilik kararının ihlali olmayacağı gibi, anayasanın 59'uncu maddesinde yerini almış olan sportif yargının işleyebilmesi için de bir yükümlülüğüdür.''