Söke Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kocabaş, Meclis Başkanı Kemal Göven ve yönetim kurulu üyeleri ile görüşen Bülent Tezcan, yaşanan afetin kendilerini çok üzdüğünü, çiftçiye sahip çıkacaklarını söyledi. 
     Tezcan, çiftçinin maliyetleri zor karşıladığı bir zamanda bir de şiddetli yağışla zarar görmesinin üzücü olduğunu belirterek, bölgedeki tüm milletvekilleri ile siyasi parti ayrımı yapmadan bu işe sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. 
     Tezcan, şöyle konuştu: 
     ''Söke Ziraat Odası'nın talebi, en azından çiftçinin borçlarının ertelenmesi konusunda. Biz her türlü desteğe hazırız. Önceki gün yine Aydın milletvekilimiz sayın Lütfü Baydar meclisteki konuşmasında bunu ifade etti. Osman Aydın bey de bu konuda soru önergesi hazırlıyor. Bu zararların karşılanması için meclis araştırması isteğimiz olabilir. Mecliste bölgenin bu sel felaketinde uğradığı zararı ve sizin başlattığınız kampanyayı anlatıp destek vermemiz gerektiğini ifade edeceğiz. Önemli olan çiftçimizin bu işi devam ettirebilmesi için zararının karşılanması. Pamuk, dünyada çok önemli bir sanayi maddesi. Türkiye'nin de çok önemli bir ürünü.'' 
     Söke Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kocabaş, ''Söke'de bazı çitçilerimiz yağışlardan dolayı tarlalarını 3 kez ekmek zorunda kaldı. Tarımda her zaman sıkıntı var. Biz tarımı üstü açık bir sanayi işletmesi olarak düşünüyoruz. Hayat ve tabiat şartlarına açık, ısıdan bile etkilenen bir ürün yetiştiriyoruz. Hava sıcaklıklarında 3-4 derecelik değişiklik bile ürünün strese girmesine ve verim kaybına neden oluyor'' diye konuştu. 
     
     -''TARSİM düzenlenmeli''- 
     
     Kocabaş, tarım sigortaları kanununun TARSİM adı altında uygulamaya geçtiğini, ancak eksiklikler ve sıkıntıların olduğunu savunarak şöyle devam etti: 
     ''Fazla yağışlardan dolayı meydana gelen zararda TARSİM 'Ben bu aşırı yağışı kabul etmiyorum. Zararınızı tazmin etmiyorum' diyor. Risk kapsamında görmüyor. Tarım tamamen hava şartlarına bağlı. Bunun için TARSİM'in eksikliklerinin giderilmesi istiyoruz. 
     Tarım ile ilgili afet yasasının biran önce değişmesi lazım. Herhangi bir zarar gören çiftçimiz, afet kapsamına tüm mal varlığı üzerinden giriyor. Tarladaki ekili ürünün tamamı gitse bile, çiftçimizin 3 tane evi varsa afet kapsamına girmediği söyleniyor. Neresi zarar gördüyse oraya göre yararlandırılmalıdır. Bunların düzelmesini istiyoruz.''