"Türkiye’de dinleme terörü kol geziyor.
En son CHP Grup Başkanvekilimiz Emine Ülker Tarhan’a ait olduğu iddia edilen ortam dışı dinleme kaydı internet ortamında servis edildi.
İktidar suçluların psikolojisi altında sessiz ve seyirci.
AKP iktidarı döneminde dinleme ve izlemeler 55 kat arttı.
AKP iktidarı öncesi ses kaydı basına sızan general sayısı 1 iken AKP iktidarında 17, siyasetçi sayısı 3 iken AKP iktidarında 77, işadamı sayısı 9 iken 83’e çıktı.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, Yargıtay üyeleri, Yargıtay binası, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Generaller, Genelkurmay Karargahı, siyasetçiler, işadamları, gazeteciler, yargıçlar, savcılar yasadışı dinleniyor.
Bir süre önce, AKP ile arası açık olan Cübbeli Ahmet Hoca’ya ait olduğu iddia edilen görüntüler sosyal medyaya servis edildi.
Seçim öncesinde siyaset internet medyasında servis edilen görüntülerle dizayn edilmeye çalışıldı.
Yasa dışı dinlemeler AKP hükümetlerinin gözü önünde servis edildiği halde bu güne kadar bu konuda ciddi bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadı.
Dinlenenlerin ortak paydası AKP iktidar çevrelerinin hoşlanmadığı kişiler olmak. Muhalif olmak.
Başbakan Erdoğan’ın, 1 Haziran 2011 tarihinde Diyarbakır mitingindeki sözleri bu tip kayıtlardan önceden haberdar olduğu şüphesini güçlendirmiştir. Başbakan, BDP eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile BDP eski Elazığ İl Başkanı Baki Yıldırım arasında geçtiği iddia edilen bir ses kaydından bahsederek "Bugün yarın yayınlanabilir" derken, belirttiği ses kaydı o sırada internete düşüyordu.
AKP iktidarları döneminde örtülü ödenek patlaması oldu. 2002-2011 arası örtülü ödenek harcaması 2 milyar 100 milyon TL. Bu harcamaların istihbarat ve dinleme aygıtları alımıyla ilgili olduğu söylenmişti. Bu artışın yasa dışı dinlemelerle bir irtibatı yok mudur?
Başbakan’ın konuşma kayıtlarını sakladığı iddia edilen gazete ve televizyon kanalları terör örgütü soruşturması kapsamında birer birer basılıp gazeteciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı adına ÖSYM Başkanı Ali Demir'e sahte mail attığı belirtilen kişi bir hafta gibi kısa bir sürede tespit edilip yakalanıyor.
Ortada servis edilmiş bir kayıt olmamakla birlikte AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Brüksel’de yaptığı konuşmada bazı yayın organlarına yapılan baskınlarda “… Başbakan’ın eşiyle yatak odalarındaki özel sohbetlerinin kaydının bulunduğunu…” ifade ediyor. Yani varsa bu hukuk dışı kayıtlara yayınlanmadan ulaşılıp elde edilebiliyor.
Ancak bu tip kayıtlar AKP iktidarının hoşlanmadığı kişilere aitse ulu orta yayınlanıyor ve failleri nedense bulunamıyor.
Tüm bu veriler yaşanan dinleme terörünün AKP iktidarından bağımsız ve habersiz olamayacağı şüphesini doğurmaktadır.
Bu dinlemelerin hangi internet siteleri ve yayın kuruluşları aracılığıyla yayınlandığı, servis edildiği bellidir. Sevisin zamanlaması bellidir. Kritik siyasi dönemeçlerde veya polemiklerde bu yayınların yapıldığı ve amacın siyaseti dizayn, muhalefeti bertaraf etmek olduğu da açıktır. Ciddi ve samimi bir soruşturmanın bu ilişkileri takip ederek sonuca ulaşması zor değildir. Buna karşın dinleme terörü halen devam ediyor ve kişilerin özel hayatı iftira, yalan ve tecavüzlerle lime, lime ediliyor.
Bu eylemlerin kayıt anından yayınlanma anına kadar bir dizi organize faaliyet gerektirdiği ve örgüt olmadan işlenemeyeceği de aşikardır.
Yapılan açıklamalarda yasadışı kayıtları servis eden sitelerin başka ülkede kayıtlı olduğu için faillerin bulunamadığı gerekçesi ileri sürülmektedir. Oysa anılan ülkelerin tamamı ile ceza işlerinde karşılıklı yardımlaşmayı düzenleyen uluslararası sözleşmelerimiz mevcuttur.
İktidar çevrelerine dönük fiiller derhal tespit edilip ortaya çıkarılırken, AKP karşıtlarına dönük eylemlerin soruşturulmaması manidardır.
AKP iktidarı yasa dışı dinlemeleri ortaya çıkarmak, önlemek, sorumlularını bulmak zorundadır."
Aksi halde DİNLEME TERÖRÜNÜN ORTAĞIDIR.