Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Dolmabahçe Sarayı'nda "Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal Sağduyu İnisiyatifi" programı gerçekleştirildi. Programa Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler ve çok sayıda siyasi katıldı. Kuran-ı kerim hilafeti ile başlayan programda bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, yapılan toplantının siyasi içerikli bir toplantı olmadığını kaydederek,"Maalesef bu toplantı Allah-u Ekber nidaları ile Ramazan günlerinde namaz kılınan camilerin nasıl bombalandığı, aynı kıbleye yönelenlerin birbirine nasıl cihat ilan ettiğini, masum insanların kardeşleri tarafından nasıl katledildiğini acı acı konuşacağımız bir toplantıdır" dedi.

Son yıllarda neredeyse tüm Ramazan aylarında acı olayların yaşandığını kaydeden Mehmet Görmez, "Son yıllarda hemen hemen tüm Ramazanları acı ve kan, gözyaşı ile idrak etmeye başladık. Bu Ramazan'da Irak, Filistin olmak üzere İslam bölgelerinden yüreğimizi burkan, iftarlarımızı zehir eden çok acı hadiseler yaşıyoruz. Bizler bu ve benzer toplantılardan sonuç alamaz, ölümlere, çatışmalara son veremezsek, parçalanmış İslam dünyasından güç devşirenler hapishaneye çevirdikleri Gazze'ye saldırır masum çocukların kadınların yaşlıların üzerine bomba yağdırmaya devam ederler. Bilinmelidir ki Irak'ta, Suriye'de, Libya'da yaşananlar adam öldürtmeler, intihar saldırıları, masum kız çocuklarını kaçırmalar camileri bombalamalar sadece buradaki insanları etkilemiyor bunlar bugün bir İslam alemini tahrip ediyor. Bakışlarını öne eğdiriyor. Müslümanlar bulundukları coğrafyalarda korku dışlanma ile karşı karşıya kalıyor" diye konuştu.

"YAŞANANLARIN SEBEPLERİNİ İSLAM'IN KÖKENİNDE ARIYORLAR"

"Çağdaş dünya bütün yaşananların sebeplerini okuyup tespit etmekte zorlanmaktadır" diyen Görmez,"Herkes bu vahşetin sebeplerini İslam dininim ve mezheplerin tarihi köklerinde aramaktadır. Meydana gelen olayların sebeplerini dışarıda aramak en kolay açıklama yoludur. Yaşanan bu hadiseleri dış düşmanlara, emperyalistlere bağlamak bu günümüzü kurtarabilir. Müminler önce kendi tarafına bakar, yanlışlığı önce kendinde arar. Alimler ümmetin vicdanı, peygamberlerin varisleridirler. Alimler, ümmeti her türlü aşırılıktan, tehlikeden ümmeti muhafaza edebilmeli. Hiçbir kirli siyasal ilişkilere girmeksizin hak ve hakikat arayıcısı olmalıdırlar. İlim ve siyasetin ilişkisi ilmin yol göstericiliğindedir"şeklinde konuştu.

"TERÖR, CİHAT OLARAK KABUL EDİLEMEZ"

Yaşananların terör olduğunu kaydeden Görmez, "Müslüman bir başka Müslüman'ı müşrik göstererek onunla savaşır halinde olamaz. Mezheplerin bir din gibi algılanması ve bu algının topluma dayatılması İslam toplumunun birlikte yaşama iradesini bozmuştur. Mezhebine fikrine anlayışına uymayanı öldürmeyi kimse cihat olarak tarif edemez. Toplumda kaos çıkarma, insanları topluca öldürme, camileri bombalama, katliam yapmanın adı terördür. Terör cihat olarak kabul edilemez. İslam'ın cihadında terör bir yöntem olarak kabul edilemez ve uygulanamaz. Cihat terörün, vahşetin ve öldürmenin değil; diriltici bir gayretin hayat veren bir mücadelenin adıdır" diye konuştu.

"ORTAK TEHLİKE IRKÇILIK, MEZHEPÇİLİKTİR"

Başbakan yardımcısı Emrullah İşler, İslam'ı tehdit eden önemli olayların olduğunu kaydederek, "Hem İslam ülkelerini hem de diğer ülkeleri tehdit eden ortak tehlike ırkçılık, mezhepçilik ve farklı düşünceleri dışlamaktır. Ortak tehlike için tüm dünya ortak bir tavır geliştirmek zorundadır. Kuran farklılıkların doğasını kabul eder. Bizler farklılıkları zenginlik kabul eden bir medeniyetin evlatlarıyız. Bu olayların büyüyerek geri dönülemez noktaya gelmesi durumunda İslam dünyasında kalıcı parçalanmalar yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Şüphesiz Müslüman kimliği her türlü mezhebin üstündedir. Tekbir getirerek kardeşini hunharca öldürmek nasıl bir anlayışın ürünüdür" dedi.