Terör psikolojisi yakın zamana kadar büyük ölçüde kuramsaldı. Araştırma yapacak gerçek denekler bulmak neredeyse imkânsızdı. Fakat artık teröristlere daha kolay ulaşılıyor ve bundan da yeni bir bilim doğuyor. Yaşadıkları hakkında açık açık konuşan eski teröristlerin sayısı giderek artıyor. "Radikalliği giderme" programlarına katılan on binlerce teröristle görüşülüyor, onlara danışmanlık yapılıyor, psikolojik testler uygulanıyor ve böylece konu hakkında gerçek veri toplama şansı yakalanıyor. Terör propagandası internette dalga dalga yayıldığından, sempatizanların düşüncelerine kolayca erişilebiliyor. Fakat yeni araştırmaların da bir sınırı var. Aşırılık yanlılarının anlattıklarını doğrulamak zor. Ayrıca araştırmacılar radikalleşmeye giden yol hakkında farklı düşünüyorlar. Kimileri bunu dine indirgiyor, kimileri siyaset ve ikidara, kimileri de türlü psikolojik ve toplumsal etkilere. Terörün saikleri çok büyük çeşitlilik gösterebilmekle birlikte yine de kimi ortak özellikler tespit edilebildi.

1. Şiddete Giden Yol
Tek bir terörist profili olmamakla beraber araştırmacılar, teröre karışmanın risk faktörleri üstünde büyük ölçüde fikir birliğine varmış durumdalar. Bu faktörlerden bazılarını, George Washington Üniversitesi'nde Psikiyatri, Siyaset Psikolojisi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Jerrold M. Post şöyle açıklıyor: Aşırı kanaatlerin erken yaşta olmak üzere "kuşaktan kuşağa aktarılması"; güçlü bir aldatılma ve yabancılaşma duygusu; düşmanın yaptığı haksızlıkların "yüksek bir ahlâka" ulaşmak için şiddeti mazur gösterdiği inancı; teröristin ait olduğu etnik, dini veya ulusal topluluğun yok olma tehlikesi içinde olduğu inancı ve bu topluluğun şiddetsiz herhangi bir değişim gerçekleştirebilecek siyasi güçten yoksun olduğu inancı. Araştırmalar kimi teröristlerin bir suçlu zihniyetine sahip olduklarını ve hayatlarında daha önce de suç işlediklerini ortaya koydu. Çelişkili bir şekilde, terörist ve intihar bombacılarının telkin sürecinde ölüm kaygısı - yeni araştırmalara göre ölümden, bir iz bırakmadan gitmekten duyulan bilinçdışı korku - önemli rol oynuyor. Çoğu araştırmacı, Tanrısal bir tecelli anının olmadığında hemfikirken, radikalleşmeyi hızlandıran bir tetikleme olayı tipik olarak görülüyor. Örneğin, bir dost veya akrabanın siyasi nedenlerle öldürülmesi böylesi bir tetklemeye pekâlâ yol açabiliyor.

2. Topluluk İçinde
Hayat Çoğu araştırmacı- ister dini ister laik bir doktrin aracılığıyla olsun - aşırı eylemlerin gerekçelerinin ya tamamen grup dinamiklerine dayandığını ya da büyük ölçüde bu dinamiklerce perçinlendiğini kabul ediyor. Dr. Post, internetin "sanal bir nefret topluluğu" yarattığını belirtiyor. Kuramlardan birine göre, grup içindeki insanlar riskli kararlar alabiliyor, çünkü riskin paylaşıldığını ve o yüzden daha az korkutucu olduğunu düşünüyorlar. Toplulukla beraber grubun ortak kararına katılmak için muhtemelen büyük bir baskı hisseden birey de giderek radikalleşiyor.

3. Ahlâki Sorular
Pennsylvania Devlet Üniversitesi'nde Uluslararası Terör Araştırmaları Merkezi'nin yöneticisi olan Dr. John Horgan, teröristlerin iç sınırlarına dikkat çekiyor. Dr. Horgan geçen yıl yayımlanan bir kitap için, çoğu İrlanda Cumhuriyet Ordusu ve El Kaide gibi gruplardan kaçan 29 eski teröristin açıklamalarını derlemiş. Bulgularına göre teröristler düşmana gösterilen şiddetin kesinlikle yanlış olmadığına inanıyorlar; ama iç sınırları da var ve bu insanları söz konusu sınırları çoğu zaman grubun iyice içine girdikten sonra fark ediyorlar. Görevi başında olmayan askerleri öldürmeyi kabul eden kimi teröristler havyanların öldürülmesinden nefret ediyor. Kimileri sınırlı bir sayıda zayiat vermekte bir sakınca görmüyor.

4. İntihar Bombacıları
Terörist olduktan sonra geri dönüş zor. Bu özellikle müstakbel intihar bombacıları için geçerli. Ölümcül görevlerine atandıktan sonra onlara "canlı şehit" deniyor. Geri adım atmaksa çok fazla utanç ve horlanma demek. College Park Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan ve intihar bombacılarının son sözlerinin, anneleriyle yapılan görüşmelerin kamera kayıtlarını inceleyen Arie W. Kruglanski, intihar bombacılarını motive eden asıl şeyin kişisel varlığa anlam katma arzusu ve ancak ölümle erişilebilecekmiş gibi görünen anlamlı bir hayata duyulan çaresiz özlem olduğunu ileri sürüyor.

5. Terörü Bırakmak
Dr. Horgan'a göre, teröristlerin bu hayatı bırakma sebepleri, zihinlerinin nasıl işlediğini çok iyi aydınlattığı gibi, inanışlarının değişime sanıldığından daha açık olabileceğini de ortaya koyuyor. Dr. Horgan'a göre, genellikle heyecanlı, görkemli maceralar ve dünyayı değiştirme fırsatı vaat edilen katılımcılar çoğu zaman girdikleri grubun kıskançlıktan ve kişisel rekabetten geçilmediğini görüyor. Ayrıca hayatları sıkıcı oluyor. Bazıları yaş ilerledikçe önceliklerinin değiştiğini fark ediyor. Örneğin, bir aile kurmak istiyorlar. Bazen grubun hedeflerine ulaşmanın imkânsız olduğunu ve aşırılığa doğru gidildikçe içsel olarak ahlaki sınırlarına dayandıklarını görüyorlar. Vakalardan biri olan eski bir El Kaide militanı, Dr. Horgan'a, savaşmak için Afganistan'a gittiğinde çocuk ve yaşlıların zorla çatışmalara sokulduklarını görerek dehşete düştüğünü dile getirmiş. Dr. Horgan, "Adamın her şeyi gören, her şeye gücü yeten bu çok soylu harekete dair imajı orada ilk darbesini almış" diye konuşuyor./sabah