Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okullarının 125. yılı dolayısıyla mezun olan 125 ünlünün portreleri, biyografileri ve okul yıllarına ait anılarının yer aldığı ''Işıklı Portreler'' adlı kitapta, öğrencilerin görüşlerine de yer verildi.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, kitapta yer verilen bazı ünlülerin öğrencilik yıllarına ilişkin anıları şöyle:

- Oyuncu Ali Sunal: (1988-1995) Üniforma olarak, her zaman kurallara uyar, ancak saç kesimi konusunda her pazartesi uyarı alırdım. Okula ilk başladığımda tombulca bir çocuktum, daha sonra yavaş yavaş şekle girdim. Komik, biraz yaramaz, tehlikelere karşı su tabancası taşıyan, sınavlarda bilemediği sorunların yanıtları için arkadaşlarıyla yardımlaşan, konuları, sınavdan önceki akşam arkadaşlarından dinleyerek anlamaya çalışan, öğretmenlerine ve okuluna aşırı derecede bağlı, vaktinin çoğunu spor ve tiyatro salonlarında geçiren bir öğrenciydim. En sevdiğim dersler, spor ve dramaydı. Sevdiğim halde bir türlü beceremediğim dersler ise matematik, geometri ve resimdi. Flüt çalmayı bir türlü başaramadım.

- Oyuncu Doğa Rutkay: (1993-1996) Okulunu çok seven, arkadaşlarına düşkün, çalışkan olmayan fakat dersleri iyi dinleyen bir öğrenciydim. Okulda en sevdiğim yer, dans çalıştığım basketbol salonuydu. Matematik ve fen, en sevmediğim iki dersti. Çarpım tablosunu bir türlü beceremezdim.

- Futbolcu, futbol antrenörü, İtalya'da oynayan ilk Türk futbolcu Bülent Eken: (1936-1944) Küçük yaştan itibaren futbola merakım vardı ve okulda en sevdiğim yer de tabii ki bahçemdeki çamın altındaki futbol sahasıydı. Kimyayı, fiziki ve matematiği çok severdim.

- İş adamı Can Has: (1966-1972) Arkadaşlarım arasında, okulun kurallarına uyan, arkadaşlarıyla son derece uyumlu, sevecen ve esprili bir kişilik olarak tanınırım. O zamanlarda kızlarla flört etmeye bayılırdım ve öğle aralarında grup halinde yengen ve gofret yer, kola içerdik. Derslerim biraz orta şekerli olmasına rağmen, tarih ve geometri derslerim çok iyiydi. Işık'ta tarih dersine olan merakım, benim uzun yıllar sürecek koleksiyonerlik hayatımın temelini kurmuştur.

- Jeolog Prof. Dr. Celal Şengör: (1966-1969) Kendimi doğa bilimi ve askerlik meraklısı bir öğrenci olarak tarif edebilirim. İyi, çalışkan bir öğrenciydim. Okulda en sevdiğim yer kütüphane, en sevdiğim ders tabiat bilgisiydi. En sevmediğim ders ise beden eğitimiydi.

- İş adamı Erman Yerdelen: (1954-1957) Çalışkan bir öğrenci değildim, aile baskısıyla okula gidip, sınıf geçmeye çalışırdım. Nişantaşı'nda nöbet tutmak daha cazipti. Hafta sonu partilerine hazırlanırken, ödev yapmayı genelde ihmal edebilirdim. Okulda biraz hareketli ve muzip bir kişiliktim. En çok hocalara muziplik yapmayı severdim. Ön kapıdan kaçarken Müdürümüz Sacit Bey'in beni yakalaması unutulmaz hatıralarımdan biridir.

- Eski MÜSİAD Başkanı Erol Yarar: (1975-1977) Çok hareketli ve sosyal bir talebeydim. Kimya, tarih gibi sevdiğim dersler dışında tek amacım geçer not almaktı. Okulda en sevdiğimiz yer, hocaların gözetiminden uzak olduğumuz yerlerdi. Genelde en arka sırada oturduğumuz için sınıfta olan biten her şeyi görürdük.

- Ressam Esat Tekand: (1963-1969) Aklı sokaklarda olan bir öğrenciydim. Tembeldim, okulda en sevdiğim yer bahçeydi. Sadece ortaokuldaki resim derslerini sevmiştim. Kantinde hiçbir şey sevmezdim. Özellikle hatırladığım an, lise sonda en kritik sınavda uyuyakalmamdır.

-''TENEFFÜSLERDE TUVALETLERDE SİGARA İÇMEKTEN KEYİF ALIRDIM''-

- Piyanist, besteci Fahir Atakoğlu: (1974-1980) 6 sene yatılı okudum. Çalışkan bir öğrenciydim. Hayatımdaki tek kırık notumu bir kez matematikten almıştım. o da 4'tü. En sevdiğim ders matematik, sevmediğim ders biyolojiydi. Teneffüslerde tuvaletlerde sigara içmekten keyif alırdım. İlgimi çeken tek meslek müzik oldu.

- Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu: (1945-1948) İyi bir öğrenciydim, her yıl iftihar belgesi alırdım. Okulda en sevdiğim yer futbol sahasıydı.

- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş: (1957-1958) Hiçbir zaman boş vakit geçirmedim, ''Yoruldum'' tabirini hiç kullanmadım. Meşguliyet değiştirerek dinlenirim. Çocukluğumda da böyleydim. Ailem 1928 yılında İstanbul'a gelmiş. Okula başladığım yıl, annem Artvin'de köyde kalmak istedi. Ben de İstanbul'da amcamlarda kaldım. Beyoğlu'nda evimiz vardı. Işık Lisesine gelmemi, burada iyi bir eğitim alır diye düşünerek dayım istedi. Gidip gelmesi zor olmasın diye de yatılı olmam istendi. Bir yıl okuduktan sonra İmam Hatip Lisesine geçmem istendi. Bizim yatakhanemiz bölümlü değildi, koğuş gibiydi. Bizi susturamazlardı. Matematik, geometri ve fizik derslerinde çok iyiydim. Ama Türkçe ve İngilizceden ikmale kaldım. Okul yıllarımda da mimar olmak istiyordum.

- Manken Merve İldeniz: (1970-1982) Biraz içine kapanık, çok fazla arkadaşı olmayan, ne kötü ne harika bir öğrenci olarak görüyorum kendimi. Sıska, küçük ama neşeli... En sevdiğim yer kütüphane ve biyoloji laboratuvarının olduğu kattı. Kantini kalabalık ve pis, bahçeyi de karamsar bulurdum. Oldum olası fizikten hazzetmezdim, matematik dersini de ürkütücü bulurdum. Edebiyat, tarih, resim, spor ve İngilizce derslerini severdim.

- Modacı Cemil İpekçi: (1954-1962) Ben içine kapanık bir çocuktum, orta dereceli bir öğrenciydim. Okuldaki en sevdiğim yer yukarı kattaki yatakhane, en sevmediğim yer bahçeydi, çünkü duvarlardan ibaretti. Kantinde gazoz içmeyi severdim. Bir türlü başaramadım şey, matematiksel düşünmeydi.

- Seramik sanatçısı Sadi Diren: (1934-1939) Bronşitli bir öğrenciydim. Annem öğretmenlerimi sürekli 'Aman koşmasın, terlemesin' diye tembihlerdi. Yaramazdım. Hocalarım bana kelebek derdi. Matematiği bir türlü başaramazdım, resim yapmaktan hoşlanırdım.

- Dr. Said Akçura: (1955-1964) Derslerine düzenli çalışan, dürüst, sportmen iyi bir öğrenciydim. Çevreme örnek olmaya çalışırdım. Spor salonu ve sınıfım okulda en sevdiğim yerlerdi. Derin ve çok boyutlu düşünme gerektirmeyen dersleri benimsemezdim. Basketbol oynamaktan ve hazır olduğumda sözlüye kalkmaktan çok keyif alırdım.