Kayseri eski Jandarma Komutanı Emekli Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. 
 
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın sabahki oturumunda tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın, Hıdır Altuğ ve Adem Yakin hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan Kukel Atağ ise katılmadı. Duruşmada, mahkeme heyeti, sanıklardan Kukel Atağ'ın sanık avukatların talebi üzerine ara celsede yapılan değerlendirme sonucunda tahliye edilmesiyle ilgili karar okundu. 
 
SİİRT EMNİYET MÜDÜRÜ GÜVEN
 
Duruşmanın sabahki oturumunda ilk olarak Siirt Emniyet Müdürü Recep Güven tanık olarak dinlendi. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, sanıklardan Hıdır Altuğ'un tanık Güven ilgili beyanını okudu. Sanık Altuğ'un ifadesinde "Ben Ankara'da iş adamı Ali İhsan Kaya'nın yanında çalışıyordum. Şantiyede kalıyordum. İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Recep Güven ve Emniyet Müdürü Hanefi Avcı gelip giderlerdi. Güven ve Avcı benden Diyarbakır'a gidip ifade vermemi istediler. Benden, polise bazı paşaların isimlerini vermemi istediler. Ben de 'Neden?' diye sordum. Bana, 'Bak paşaların kulağından tutup cezaevine atıyorlar' dediler" şeklinde konuştuğunu anlatan Mahkeme Başkanı Yılmaz, tanık Güven'e bu iddianın doğru olup olmadığını sordu. 
 
Tanık Güven, 1991-1996 yılları arasında Diyarbakır'da istihbarat görevinde bulunduğunu, sanıklardan Fırat Altın ve Hıdır Altuğ'u itirafçı oldukları için tanıdığını, diğer sanıkları ise tanımadığını söyledi. İş adamı Ali İhsan Kaya'nın terör mağduru olduğunu, iş makinelerinin örgüt tarafından yakıldığını belirten Güven, "1991 yılında Ali İhsan Kaya ile tanıştım. Arkadaşlığımız vardı. Sık olmamakla birlikte görüşüyoruz. Ancak Hanefi Avcı ile 5 yıldır görüşmüyorum. Edirne Emniyet Müdürlüğüne atandığından itibaren görüşmedik" dedi. 
 
Sanık Hıdır Altuğ ile bir görüşmesinin olmadığını kaydeden Güven, "Ali İhsan Kaya, bir gün bana Hıdır Altuğ'un durumu anlattı. Bende 'Bildiği bir şey varsa savcılığa gitsin, adalet yerini bulsun' dedim" şeklinde konuştu. Müdahil avukatlardan Selçuk Kozağaçlı, tanık Güven'e görev yaptığı dönemde bir takım kolluk görevlilerinin bölgede yetkilerini aşıp bazı yasa dışı olaylara karıştığı yönünde bilgisi olup olmadığını sordu. Bu konuda kendisine intikal eden somut bir olayın olmadığını bildiren tanık Güven, "Basına yansıyan şeyler vardı. Bende duyuyordum. Ancak somut bir şey yoktu" dedi. Avukat Kozağaçlı, tanığa bu kez "JİTEM diye bir yapı hakkında bilginiz var mı?" diye sordu. Tanık Güven, JİTEM'i Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele diye bildiğini belirterek, "Bu konuda bazı belgelerin de yayınlandığını zannediyorum" diye konuştu. 
 
Sanık Hıdır Altuğ'un durumu konusunda iş adamı Ali İhsan Kaya'ya savcılığa intikal etmesi konusunda tavsiyede bulunduğunu ifade eden Güven, vicdanen rahat olduğunu söyledi. "Bak paşaların kulağından tutup cezaevine atıyorlar" diye bir cümle kurmadığını belirten Güven, "Ben öyle nezaketsiz bir cümle kurmam. Bu devlet terbiyeme terstir" dedi. Cumhuriyet savcısı, tanık Güven'e 2009 yılında Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile birlikte iş adamı Ali İhsan Kaya'yı ziyaret edip etmediğini sordu. Tanık Güven, Avcı ile bir araya gelip Kaya'nın bürosuna gitmediklerini söyledi. 
 
İZMİR VALİSİ KIRAÇ
 
Duruşmada, Güven'in ardından dönemin Şırnak Valisi olan İzmir Valisi Cahit Kıraç, tanık olarak dinlendi. Sanıklardan Cemal Temizöz ve Kamil Atağ'ı tanığını, diğer sanıkları tanımadığını belirten Kıraç, "1993 yılında atandığım Şırnak'ta 13 ay görev yaptım. İlçelere yaptığım ziyaretler esnasında jandarma komutanları ve belediye başkanlarını da ziyaret ederdim. Temizöz ve Atağ'ı o yönden tanırım" dedi. Mahkeme Başkanı Yılmaz, tanık Kıraç'a, iddianamede yer alan cinayet olayları ve jandarmanın sivil kıyafetli sorgu ekibi hakkında bilgisinin olup olmadığını sordu. Kıraç, aradan 18 yıl geçtiğini, görevi esnasında böyle bir olayı hatırlamadığını söyledi. Sanık avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, tanık Kıraç'a o dönemde işlenen cinayet olaylarının il ve ilçe idare kurullarına yansıyıp yansımadığını ve JİTEM yapılanmasını sordu. Tanık Kıraç, böylesi bir iddianın idare kurullarına yansımadığını, JİTEM ismini de gazetelerden duyduğunu belirtti. Şırnak'ta o dönemde asayiş yönünden bazı sıkıntıların yaşandığını ifade eden Kıraç, sanık Cemal Temizöz'ün "terör örgütü PKK'nın Cizre Kaymakamlığına saldırısını hatırlıyor musunuz?" sorusu üzerine de "Bazı kamu binalarına bu tür şeyler olduğunu hatırlıyorum" dedi. Demokratik hukuk devletinde, devletin güvenlik birimlerinin yapacaklarının kurallar çerçevesinde belirlendiğini anlatan Kıraç, "Sıkıntılı bir dönemdi. Ancak devlet olarak biz oradaydık. Benim kapım vatandaşa sonuna kadar açıktı" diye konuştu. 
 
TEMİZÖZ'DEN TANIK KIRAÇ'A "BENİ NASIL TANIRDIN?"
 
Duruşmada, sanıklardan Temizöz, tanık İzmir Valisi Kıraç'a, "Beni nasıl tanırdın?" diye sordu. Tanık Kıraç, "O dönemde yüzbaşıydı. Onun gibi çok ilçe komutanı vardı. Benim öyle ve böyle biriydi dememin bir mantığı yok" dedi. Müdahil avukatlardan Tahir Elçi, tanığa, "Temizöz'ün görev yaptığı dönemde faili meçhul cinayetlerde yaşanan artış dikkatinizi çekti mi?" diye sordu. 
 
Tanık Kıraç, böylesi çok yoğun bir iddianın kendisine ulaşmadığını söyledi. Avukat Elçi, önceki duruşmalarda tanık olarak dinlenen Antalya Vali Yardımcısı Osman Bulgurlu ve Buca Kaymakamı Şenol Bozacıoğlu'na duruşmada nasıl ifade vermeleri gerektiğini anlatan mektup gönderildiğini, böylesi bir mektubun kendisine de ulaşıp ulaşmadığını sordu. Tanık Kıraç, "Bana böylesi bir mektup gelmedi" diye konuştu. Mahkeme heyeti, tanık ifadelerinin ardından duruşmaya, öğleden sonra devam edilmek üzere ara verdi. 
 
İSTENEN CEZALAR
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK'nın "Adam öldürmek", "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" ve "Adam öldürmeye azmettirmek" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün dokuz, Kamil Atağ'ın yedi, Tamer Atağ'ın iki, Adem Yakin'in yedi, Hıdır Altuğ'un üç, Fırat Altın'ın altı, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. 
 
Sanık Temizöz'ün 1993'te Cizre'de "Terörle mücadele ediliyor" görüntüsü altında "Korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı" ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden bir kısmını öldürdüğü iddia ediliyor. (AA)