Türkiye İstatistik Kurumu'nun bu hafta yayınladığı hanehalkı tüketim harcaması araştırması, tüketim harcamalarının yanı sıra aile yapısındaki değişimlere ilişkin çok ciddi bazı gelişmeleri de ortaya koydu. TÜİK'in verilerine göre tek yetişkinli ailelerin sayısı bir yılda yüzde 44 gibi yüksek bir oranla arttı.

Tek kişilik aile tanımının içine tek başına veya çocuğuyla tek yaşayanlar, yani boşanmış veya eşinden ayrı yaşayanlar giriyor. Geçen yıl toplam hanehalkı sayısı, yüzde 2.68 ve 503 bin 465 adet artarak 19 milyon 311 bini aştı. Toplam hanehalkı sayısı 503 bin artarken tek yetişkinli aile sayısındaki artış 758 bin ile toplamdan yarı yarıya daha fazla oldu.

Bu artışın yaklaşık 78 binini tek başına yaşayanlar oluşturdu. Asıl artış ise eşinden ayrılarak çocuğuyla yalnız yaşayan ailelerde oldu ve buradaki artış yaklaşık 681 bini buldu. Tek yetişkinli aile sayısı kriz öncesi 2008 yılından bu yana yüzde 86.3 arttı. Oysa bu süre içinde toplam hanehalkı sayısındaki artış sadece yüzde 8.5. 2008-2011 arasında hanehalkı sayısı 1.5 milyon artarken, bunun dörtte üçünden fazlasını tek yetişkinli aile sayısındaki artış oluşturdu.

Tek yetişkinli ailelerin toplam hanehalkları içindeki payı, neredeyse Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ideal aile tipi olarak teşvik ettiği üç ve daha fazla çocuklu aileleri yakaladı. Tek yetişkinli ailelerin toplam içindeki payı yüzde 9.15'ten yüzde 12.84'e çıktı. Üç ve daha fazla çocuklu ailelerin toplam içindeki payı ise yüzde 13.93 ile yalnız yaşayanların payından sadece 1.09 puan daha fazla. Yalnız yaşayanların sayısında patlama yaşanırken ataerkil aile sayısında sürekli bir düşüş yaşanıyor.

Geçen yıl ataerkil veya geniş aile sayısı 146 bin ve yüzde 4.5 azaldı. 2011'de en fazla düşüş yüzde 49 ve 388 bin ile bir arada yaşayan aile sayısında görüldü. Bir arada yaşayan aile sayısı, krizin vurduğu 2009 yılında 500 binlik yüksek bir artış göstermişti. Aynı yıl ataerkil aile sayısının artmak yerine azalması, krizde işsiz kalanların baba evi yerine akraba ve dostlarına sığındıklarını gösteriyor. Bu da aile bağlarındaki bir zayıflamanın göstergesi. Tüm bu veriler, krizin artçı etkilerinin aile kurumunu sarsmaya devam ettiğini gösteriyor.

İsmet ÖZKUL / HABERTÜRK