The Economist'in 'Mahkeme draması' başlıklı yorumunda, "Modern bir demokraside bir mahkemenin beş yılı aşkın süredir hükümette yer alan ve daha dokuz ay önce yeniden seçilmiş bir siyasi partiyi yasaklayabileceği düşüncesi tuhaf görünüyor. Ama Türkiye'de bu gerçekleşebilir" denildi.
Refah partisinin 10 yıl önce yasaklandığı hatırlatılan yorumda, şimdiki durumun 1997-98'den farklı olduğu aktarıldı.

'Ilımlı İslamcı' olarak nitelediği AKP'nin, Refah Partisi'nden daha ölçülüğü olduğuna vurgu yapan The Economist'te, "Refah Partisi çalkantılı bir koalisyonun içindeydi, AKP'nin ise parlamentoda büyük bir çoğunluğu var. Dahası savaş zamanından bu yana Türkiye'nin en iyi hükümetini oluşturdular. Türk seçmenlerin Erdoğan'ı ve AKP'yi büyük farkla yeniden seçmesi şaşırtıcı değil. Ancak parti, ordunun ve laiklerin gazabına uğradı" ifadelerine yer verildi.

The Economist dergisi yorumun devamında ise Başbakan Erdoğan'ın partisinin kapatılması riskine karşı ne yapması gerektiği sorusunu ele alıyor. "Atatürk'ün laik geleneğinin Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede liberal demokrasiyi korumanın en iyi yolu olduğu anlaşıldı. Bu gelenek korunmaya değer" denilen yorumda, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün zaten bu ilkeye sadık olduklarını açıkça vurguladıkları beyan edildi.

"Kapatma davası başarılı olacak mı?" şeklinde bir soru soran The Economist, yorumunu şöyle sürdürüyor: "Aklı başında bir mahkeme bu davayı düşürürdü. Maalesef, Mayıs ayında Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesini engelleme kararında da görüldüğü gibi Anayasa mahkemesinin kendisi de katı laik sistemin bir parçası. Uzayan bu krizi bitirmek için Erdoğan şimdi anayasayı değiştirme ve barışçı siyasi partilerin kapatılmasını daha da güçleştirme planını hayata geçirmeli. Demokrasinin laiklikten önce geldiğini ilk ve son kez gösterebilirse, Türkiye gerçekten modern bir Avrupa ülkesi olacaktır"

CİHAN