İki yıl boyunca Los Angeles'ta kalan ve kendi tabiriyle 'yenilenen' Meltem Cumbul , hayatının kendini aramakla geçeceğini söyledi.

Yaşadığı değişimi Hello! dergisine anlatan Cumbul, 'Kendini keşif uzun bir yol. O yolculuk sırasında labirentlerden korkusuzca geçerken kendinizi şaşırtan şeylerle karşılaşabiliyorsunuz. Bu süreç devam ediyor. Şimdi çok derinde bir yerdeyim. Sanırım ömrüm kendimi anlamaya çalışmakla geçecek' dedi.

O eski coşkunuz yok. Mutsuz musunuz?
Kendini keşif uzun bir yol. O yolculuk sırasında labirentlerden korkusuzca geçerken kendinizi şaşırtan şeylerle karşılaşabiliyorsunuz. Tüm bu süreçte diğer insanları da daha iyi anlayabiliyorsunuz. Çünkü kendinizle ilgili bir bilgiyi karşınızdaki insanda bulabiliyorsunuz. Dolayısıyla sakin, dingin, gözlemleyen bir süreç... Bir iç yolculuk olduğu için dışarıdan mutsuz gibi duran ama “Mutluluk ya da mutsuzluk nasıl bir şeydir?” gibi soruları da bana sorduran bir süreç. Sadece çok enerjik ve çok kahkaha atan insanlar mı mutludur? Aslında o dönemlerde mutsuzluğumu kapamaya çalışıyordum. şimdiyse kendime, hislerim neyse o süreci yaşatma izni vermeyi öğrendim. Yani hiçbir şeyin üstünü kapamadan... Kendimi kabul etmeye çalışıyorum. Böylece insanları da daha iyi anlıyorum.

Bu süreçte nasıl bir Meltem ile yüzleştiniz?
Bilmiyorum ki... Bu süreç devam ediyor. şimdi çok derinde bir yerdeyim. Aslında çok mutlu bir süreç yaşıyorum.

DEĞİŞİM ARAYIŞI İÇİNDEYDİM

Amerika"ya gidişinizi şu cümlelerle özetliyorsunuz: “Üstüme ölü toprağı serpilmiş gibi hissediyordum. Dışarıdan her şeyin çok parlak, en top noktada gözüktüğü dönemde ben yerin dibindeydim. Her şey sanki değerini kaybetmişti gözümde; kendim de dahil olmak üzere...” Amerika bir kaçış mıydı? Yoksa gerçekten kendinizi bulma sürecinin bir temel taşı mıydı?
Bir değişim arayışı içindeydim. Londra"ya gitmiştim. Arkadaşım Mehmet Kurtuluş ile sevgilisi beni Amerika"ya davet etti. Kalma sebebim ise aktör koçu Eric Morris"in orada olmasıdır. Morris, bu yolculukta beni çok ilerletti. Onun oyunculuk metodunu çok benimsedim.

Neydi bu metod ki sizi alıp götürdü?
Oyunculuk normal hayattan ayrılan bir şey değil. Oyunculuk, içgüdüsel olarak yaptığım birçok şeyi tanımlamama ve kendimi ifade etmeme yardımcı oldu. Ben metod oyuncusuyum. Morris, bir duyguya ulaşabilmek için 32 yol geliştirmiş. Ben ne kadar deşifre edilmeyi sevmesem de aktör koçları ile deşifrasyona çok uygun biriyim. Oynarken kendi yarattığım şeylerden de faydalanıyorum. Bir şeyi öğrenmeye başlarsam, bunu en ince ayrıntısına kadar öğrenmek gerektiğine inanırım. O anlamda akademik bilgiye inanıyorum. Bizim işimiz entelektüel bir iş gibi gözükse de çok insani, yani duygular ve hislerle ilgili. Dolayısıyla bana çok faydası oldu.

Bu yolculukta Meltem"le ilgili aynada neler karşınıza çıktı?
Büyük çatışmalar! Bir yandan kendine çok güvenli bir taraf, öte yandan güvensiz bir taraf... Tabii bu oyunculuk için uygun, çünkü her türlü karaktere direkt adapte olabiliyorsunuz. Ama bunlar beni hayatta çok yoruyordu. Sadece bir tarafa ağırlık vermişim. Kendine güvensiz, utangaç, çocuk ve kırılgan tarafım çok ezilmiş. Bunları dengede tutabilmemin en büyük yardımcısı da Eric Morris"tir. Alt kişiliğini ne kadar çok ezersen, günün birinde kafana balyoz gibi iner. Ömrüm kendimi anlamaya çalışmakla geçecek...

Hedeflerinizde bir değişim oldu mu?
Hedefim sadece ve sadece işimi iyi yapmak, mükemmeliyetçilik... Bir de oyunculara, oyuncu adaylarına birazcık yardımım dokunsa bile çok mutlu olacağım.

AŞK YAKAR İÇİN ÇOK ÇALIŞTIM

“Aşk Yakar” dizisinin senaryosunda da, casting"inde de bulundunuz...
Canla başla çalıştığım, benim için çok kıymetli bir proje... Bunun karşılığı olur ya da olmaz. Ben sonuçlarla çok fazla ilgilenen biri değilim. Daha çok o yolculukla ilgileniyorum.

“Aşk Yakar” bir ara yayından kaldırıldı.
Ekonomik kriz... “Aşk Yakar”ın bayağı fanatik bir kitlesi oluştu, ama yüksek reytingler alan bir dizi değil. Devam ettiğinden dolayı mutluyum. Kanalın da buna izin veriyor olması çok güzel...

KIVANÇ TATLITUĞ HAKKINDA KONUŞMAM!

Kıvanç Tatlıtuğ...
Bu konularda asla konuşmam. Sen de sormamış ol. Asla kendimi deşifre etmem.

Peki neden yazılıp çiziliyor?
Röportajı bırakalım!

Siz yalnızlığı seviyor musunuz?
Evet. Türkiye"yi daha iyi tanımak istiyorum. şanslıyım ki, Güneydoğu"da da çalıştım. Mesela Karadeniz"e gitmedim. Boş vaktimde otomobille gezmek istiyorum.

GAZETEPORT