Ege adaları içerisinde yer alan Taşöz adası, doğu ege ya da boğaz önü adaları diye adlandırılan takımadaları konumundaki yedi adadan biridir.  Çeşitli zamanlarda baskınlara ve işgallere uğramasına rağmen 457 yıl Türk hâkimiyetinde kalmıştır. Lozan Antlaşması’nda diğer Ege adaları ile birlikte hukuken Türk egemenliğinden çıkan ada, Osmanlı tarihinde soğuk savaş zaferlerinin yaşandığı II. Abdülhamit Han döneminde, bizzat Sultan’ın yönettiği bir diplomasi oyunuyla Osmanlı’da kalmıştı. 
 
 Yitik Hazine yayınlarından Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak imzasıyla yayınlanan Taşöz Operasyonu isimli eser, II. Abdülhamit Han zamanında Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecini yaşadığı bir zamanda, sahip olduğu toprakları koruma konusunda ortaya koyduğu refleksleri Taşöz Adası örneğinde ele alan akademik bir çalışma.
 
  II. Abdülhamit Han, yıkılmak üzere olan bir devleti 33 yıl boyunca ayakta tutan, hiçbir savaşa katılmadan devletin sınırlarını ve gücünü başarıyla muhafaza eden önemli bir dahi ve reformcuydu. İçerde ve dışarıda 1908 yılına gelene kadar kendisine ve kurduğu rejime karşı koyan muhalefetle mücadelesinde hep kazanan taraf olması onun dâhiyane siyasetini ortaya koyması açısından önemli bir göstergedir. Gücü merkezde toplayan, geniş istihbaratı ile Devlet-i Âliye üzerinde oynanan tüm oyunları başarıyla engelleyen, ateşten bir çemberin içerisinde bulunmasına rağmen düşmanına nefes aldırmayan bir yönetim biçimi ortaya koydu. Böylelikle Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman gibi büyük padişahlar tarafından elde edilen geniş ve mutlak bir otoriteyi kullanan son padişah oldu. 
 
 
 
DÖNEME AİT BİRÇOK ARŞİV BELGESİ İLK KEZ KULLANILDI
 
Osmanlı tarihinde en fazla olayın cereyan ettiği bir döneme imza atmıştı II. Abdülhamit Han. Kelimenin tam anlamıyla bir varlık yokluk mücadelesi vermişti. Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya ve Avusturya gibi dönemin büyük güçlerinin ‘hasta adam’ diye tabir ederek, Osmanlı Devleti’ni kendi aralarında paylaşmaya çalıştıkları bir dönemde, onlara harika bir diplomatik stratejiyle karşı koydu.  ‘Korkak, şüpheci, endişeli, basiretsiz’ ithamlarına karşı o ihtiyatlı yaklaşımı, maceradan uzak realist politikalar izlemiş, hesaplanabilir riskler alarak muzaffer olmuştu.
 
Başbakanlık Osmanlı Arşivi merkez alınarak ortaya konan çalışmada çok sayıdaki arşiv belgesi ilk kez kullanıldı. Taşöz özelinde ele alınan Abdülhamit Han’ın dış politikası, döneme ilgi duyan okurlara önemli ipuçları veriyor. Zamanın imkânları ve içinde bulunulan zorluklar düşünüldüğünde Abdülhamit Han’ın diplomasi adımları herkesi hayrette bırakacak türden. 
 
Kitapta iç ve dış tehditler karşısında Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü korumaya çalışan, devlete ve topluma yeniden hayat veren kapsamlı reformlara girişen ve modern Türkiye’nin doğuşunu gerçekleştiren kadroların ortaya çıkmasını sağlayan yetenekli bir Osmanlı sultanının portresi yer alıyor. Ayrıca Osmanlı Devleti açısından Taşöz’deki Mısır vakıf idaresi nasıl görünüyordu? Taşöz sorunu ne zaman, nasıl ortaya çıktı? Osmanlı devlet adamları bu sorunu nasıl yorumladırlar? Sultan II. Abdülhamit’in bu konuda izlediği politikanın çelişkileri var mı? Taşöz Osmanlı için ne kadar önemliydi? Dağılma döneminde Osmanlı kendi toprakları için nasıl bir refleks ortaya koydu? Gibi birçok soruya cevap veren eser, Osmanlı’nın son dönemini aydınlatacak türden zengin bir içeriğe sahip.- bugün