Meclis Dersim Alt Komisyonu, 1937-38 yıllarında Dersim'de yaşanan kanlı olaylar sonrasında kimsesiz kalan kızların okuduğu yatılı okulun kayıtlarına ulaştı.

Belgesellere konu olan 'kayıp kızlar'ın bir kısmı bugün hayatlarının son demini yaşıyor ancak aileleri ve akrabaları hakkında hiçbir bilgileri yok. Komisyondaki vekiller, 14 bin kişilik sürgün listesi ile okul kayıt defteri arasında karşılaştırma yapacak. Soyadları ve doğum yerlerine göre, hangi kızın hangi sürgün ailenin yakını olduğu tespit edilmeye çalışılacak. Böylece kayıp kızlara 75 yıl aradan sonra kardeşlerine veya yakınlarına kavuşma fırsatı doğacak. Resmî kayıtlara göre Dersim olaylarında 13 bin sivil hayatını kaybetti, 14 binden fazla kişi de batıya sürgün edildi.

Anne ve babasını kaybeden kız çocuklarının önemli bir bölümü, devlet eliyle Elazığ'daki Sıdıka Avar Yatılı Bölge Okulu'na kaydettirildi. Erkek çocukların akıbeti ise bilinmiyor. Yaklaşık 500 kimsesiz çocuğun okuduğu yatılı kız okulundan mezun olanlar, yine devlet eliyle ya üst rütbeli subayların ev hizmetine 'besleme' olarak verildi ya da düşük rütbeli askerlerle evlendirildi. Türkiye'nin dört bir yanında yaşayan bu kızlardan bir kısmı hayatta değil. Yaşayanlar ise Dersimli olduklarını biliyor ancak ailelerinin akıbetine veya yaşayan akrabalarına ilişkin hiçbir bilgileri yok. İnternetteki 'dersiminkayipkizlari.com' sayfası aracılığıyla yakınlarını aramayı sürdüren kayıp kızlar, yapımcılığını Kazım Gündoğan'ın yaptığı 'İki Tutam Saç' belgeseline de konu edilmişti.

TBMM Dersim Komisyonu'na, bugüne kadar olayların mağdurlarından 6 bin dilekçe geldi. Başvuranların önemli bir bölümü, olaylar sonrası ailelerinden koptuklarını ve yakınlarını aradıklarını belirtiyor, Meclis'ten bu konuda yardım istiyor. Bir kısmı ise mağduriyetinin giderilmesini talep ediyor. Komisyon da bu talepler doğrultusunda ilgili tüm kurumlardan arşiv bilgilerini istedi. Bugüne kadar 100 bin civarında belge geldi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın tozlu arşivlerinde bulunan ve ilk kez gün yüzüne çıkan Elazığ Sıdıka Avar Yatılı Kız Bölge Okulu'nun kayıt defteri, komisyon uzmanlarını en çok heyecanlandıran belge oldu. Çünkü bu defterde, okulda eğitim verilen kayıp kızların isimleri, baba adları ve doğum yerleri tek tek yazıyor. 1952 yılında kapanan okulun tüm arşivlerinin yok olduğu düşünülüyordu. Olaylar sonrasında Dersim bölgesindeki kayıp kızların devlet tarafından toplatılarak yetiştirildiği okulda, öğrencilere okul derslerinin yanı sıra el becerileri de kazandırılıyor ve meslek edinmeleri sağlanıyordu. Okuldan mezun olan kimsesiz öğrenciler, evlendikleri ya da besleme olarak verildikleri askerlerle birlikte daha sonra Türkiye'nin dört bir yanına dağıldı.

Sultan Nine, 75 yıldır kardeşlerini arıyor

Komisyon uzmanları, okul kayıtlarından hareketle Sultan Kulaalp adlı kadına ulaştı. Kulaalp'in anlattığına göre, çiftçilik yapan babası Mehmet Ali Ağa, askerler tarafından elleri arkadan bağlanarak kurşuna dizilmiş. Babası, ölümünden hemen önce, 'benim değil, komşunun çocukları' diyerek iki evladının hayatını kurtarmış. 81 yaşındaki Kayaalp, henüz 6 yaşındayken yetim ve öksüz kalınca devlet tarafından söz konusu okula yerleştirilmiş. Okulu bitirdikten sonra Dersim'e giden Sultan, iki kız kardeşinden hiçbirini bulamamış. Bugün hâlâ onların akıbetini merak ediyor.

Dersim Komisyonu, okul kayıtlarından yola çıkarak 'böyle bir okul neden öngörüldü, okula kimler alındı, okulda nasıl bir eğitim verildi, mezun olanlar neden askerlerle evlendirildi veya askerlere besleme olarak verildi' gibi soruların cevaplarını bulmaya çalışacak. Okul kayıtları, ömrü boyunca yakınlarına ulaşmak isteyen ve Türkiye'nin dört bir yanında yaşayan 'kayıp kızlar' için de büyük bir umut olacak. Komisyon yetkilileri, 14 bin kişilik sürgün listesi ile okul kayıtları arasında bir karşılaştırma yapacak. Soyadları ve doğum yerlerinden hareketle hangi kayıp kızın, sürgün edilen hangi aile ile akrabalık bağı bulunduğu tespit edilmeye çalışılacak.