Tam Gün Yasası'nın kamuoyuna yansıyan son taslağına göre tam zamanlı mesai sonrasında da muayenehanelerin çalışmasının olanaksız hale geleceğini, muayenehanelerin fiilen kapanacağını ve yasa tasarısının hekimlerin verimli çalışması ve hastaların en iyi sağlık hizmetini alması konusunda objektif verilere dayanan bilimsel bir zeminde tartışılmadığını savunan Türk Kardiyoloji Derneği, muayenehanelere gelen hastaları kapsayan bir araştırma yaptı.

İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Gaziantep ve Konya gibi büyükşehirlerde üyesi olan kardiyoloji uzmanlarının muayenehanelerinde 788 hasta ile yapılan araştırma sonuçlarını kamuoyuna duyuran Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr.Oktay Ergene, araştırmanın Tam Gün Yasasının ana gerekçesini oluşturan hastaların hastaneden muayenehaneye yönlendirilmeleri ya da zorlanmaları tezinin artık geçerli olmadığını gösterdiğini ve bu sonuçlarla yasanın gerekçesinin de ortadan kalktığını söyledi.

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene araştırma sonuçlarının aktarıldığı basın toplantısında, araştırmanın, hastaların yüzde 97,5"inin muayenehanelere gönüllü olarak, yüzde 94"ünün tavsiye üzerine ve sadece yüzde 2,5"inin ise hastaneden geldiği sonucunu ortaya çıkardığını açıkladı. Araştırmada ayrıca, hastaların yüzde 70"inin muayenehaneye sürekli geldikleri, yüzde 89"unun ise muayenehaneye gelmeden önce en az bir hastanede muayene olduklarını, yeterli sonuç alamadıkları için muayenehaneye geldikleri yönünde görüş belirttikleri yer aldı.

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Ergene, toplantıda yaptığı konuşmada, "Tam Gün Yasası"nın geçmişten gelen bazı yanlış uygulamaların oluşturduğu önyargılar zemininde hazırlandığını düşünüyoruz. Bu nedenle aslında konuyla ilgili olan ama bu zamana kadar hiçbir şekilde görüşü alınmayan hastalar arasında bir araştırma gerçekleştirdik. Üyemiz olan, Üniversite ve Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çalışan kardiyoloji uzmanlarının muayenehanesine giden hastalar arasında gerçekleştirdiğimiz araştırma sonuçları hastaların yüzde 97,5 oranında gönüllü olarak muayenehaneye geldiklerini, sadece yüzde 2,5 oranında istediği hekime muayene olabilmek için muayenehaneye gelmek zorunda kaldıklarını gösteriyor" dedi.

-"MUAYENEHANELER GERÇEK HÜVİYETİNE KAVUŞTU"-

Türk Kardiyoloji Derneği olarak, aynı kurum içinde hekimin en iyi şartlarda çalışarak sağlık hizmetini sunduğu, hastanın en iyi şartlarda sağlık hizmetini aldığı tam gün çalışmayı desteklediğini söyleyen Prof. Dr. Oktay Ergene sözlerine şöyle devam etti:
“Sağlık Bakanlığı"nın 2003 yılından beri uyguladığı doğru politikalar sonucu muayenehanelerin yüzde 92"si(çoğunluğu gönüllü) zaten kapandı. Varlığını sürdüren yüzde 8 civarındaki muayenehane ise araştırma sonuçlarına göre hastaların daha farklı, daha kaliteli sağlık hizmeti talebinden dolayı devam ediyor. Artık hastalar muayenehaneye hastaneden yönlendirme ile değil yüzde 94 oranında tavsiyeyle, yüzde 86 oranında hekimine inanarak geliyor. Hasta-hekim birebir ilişkisinin en iyi sağlandığı yer olan muayenehaneler gerçek hüviyetine kavuştu."

-"GÖNÜLLÜ GELENLER ÜÇ GRUPTA TOPLANIYOR"-

Hastaların kaliteli sağlık hizmeti alma alternatiflerinin bulunmasının temel bir hasta hakkı olduğunu belirten Türk Kardiyoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Aksoy, ise araştırmalarında muayenehaneye gönüllü gelen başlıca üç hasta grubunun ortaya çıktığını hatırlatarak şöyle dedi:
"Birincisi, mevcut kamu ve özel hastanelerde problemi çözümlenemeyen hastalar, ikincisi, hekimle daha yakın, bire bir ilişki içinde olmak isteyen hastalar, üçüncüsü, hastane ortamından rahatsız olan, daha farklı ve kaliteli bir sağlık hizmeti isteyen hastalar. Muayenehanelerin kapatılmasının bu hastaları mağdur edeceğini, muayenehanelerin yasaklanmamasını, bilakis hastanelerdeki hizmet kalitesinin muayenehaneler ile rekabete girmesi sağlanarak hizmet kalitelerini artırmaları gerekiyor. Muayenehaneleri zorla kapatmak yerine kamu ve özel sağlık kurumlarında hizmet kalitesinin geliştirilmesiyle muayenehane sayısının azalması tercih edilmelidir; ancak yine de hala muayenehane ortamını tercih edecek bir hasta grubunun olacağı anlaşılmıştır. Muayenehanenin varlığını hastaların talebi-hekimlerin arzı belirleyecek.”