TMMOB Gıda Mühendisleri Odası tarafından son dönemde bazı basın-yayın organlarında süt ve süt ürünleri hakkında yapılan yanlış yayınlar hakkında basın toplantısı düzenlendi.

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Ataman, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi durumunda, sağlıklı bir toplumun olacağını belirtirken, son dönemde bilgi kirliliği nedeniyle tüketicinin tüketmesi gereken sağlıklı ürünlerden bile kuşku duyar hale geldiğini söyledi.
Gıda güvenliği ile ilgili bazı sorun ve riskler olduğuna işaret eden Ataman, ancak tüketicinin dikkatinin gerçek risklerden uzaklaştırıldığını ve bir başka boyuta çekildiğini vurguladı.

Gıda güvenliğiyle ilgili bilgilendirmeler yaparken, bilim adamları ve meslek mensuplarının çok dikkatli ifadeler kullanması gerektiğini vurgulayan Ataman, gıda güvenliğinin “multi disipliner” bir alan olduğunu ve birçok meslek mensubunu ve uzmanı içinde barındırdığını kaydetti. Ataman, şöyle devam etti:

“Bir bakıyorsunuz bir, iki kişi her konuda uzman ve her konuda tüketiciyi yönlendiriyor. Bunun mantığını hakikaten anlamak mümkün değil. Alerji konusunun uzmanı başka, UHT konusunun uzmanı başka. Uzmanlık alanları spesifikken, bu konuyla ilgili bilim adamları uzmanlık konuları hakkında konuşurken, bir takım kişiler hiç kimseye danışma ihtiyacı hissetmeden bilgilendirmede bulunuyorlar. Gıda teknolojisi konusunda ne zaman eğitim almışlar, gıda teknolojisiyle birlikte hangi ürünün hangi bileşenin başına neler geliyor, ne zaman araştırmışlar, bunları anlamakta güçlük çekiyorum. Ya biz bir şeyleri yanlış biliyoruz ya da farklı bir nokta, farklı bir hedef var diye düşünüyorum.

Gündemde hep gıdayla ilgili bir takım krizler yaratılıyor, bilgi kirliliği oluşturuluyor. Son dönemde basında UHT sütler, süt tüketimi, yoğurt, yoğurt ekşiyor mi gibi konularla uğraşıyoruz. Ölü süt, canlanan süt, yoğurt yaparken enzimler ölüyor, inek sahibinden süt almayı önerme hatta maya yerine toprak kullanma gibi söylemlere şaşırmış durumdayız. Bilime böyle yaklaşan insanların kendi mesleklerini de aynı mantıkla yapmasından korkulması gerekiyor.”
Basının bilgi kirliliği önünde ilkeli durması gerektiğini ifade eden Ataman, gıda güvenliği ile ilgili program yaparken, konunun uzmanlarının çağrılması gerektiğini söyledi.

Ataman, televizyondaki gıda ürünleri hakkındaki yanlış yayınları önleme amacıyla RTÜK'e de yazı gönderiklerini ve gıda konusunda uzman olmayan insanların programlara çıkarılmamasını istediklerini ifade etti.

UZMANLAR SÜT KONUSUNDA NE DEDİ 

Toplantıya katılan uzmanlar da süt ve süt ürünleri hakkındaki iddialar konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Hacettepe Üniversitesi Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof Dr. İsmail Çelik, uzmanlarca 2 yaşına kadar anne sütünün, 2 yaşından sonra da 2 bardak süt içilmesi önerisinde bulunulduğunu hatırlatarak, kalsiyum kaynağı sütün, kemikleri büyütecek ve kanserden koruyacak dünyanın içime en uygun ürünü olduğunu ifade etti.

Çelik, “Tıp doktoru diplomasıyla süt içmeyin iddiasında bulunanların diplomasını yırtması ve diplomanın üstüne basarak konuşması lazım” dedi.
Ankara Üniversitesi Süt Teknolojisi Bölümü Başkanı ve Gıda Teknolojisi Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Celalettin Koçak da sütün canlı organizmalar için gerekli besin değerlerini barındıran yegane ürün olduğunu ifade etti. Sütte en önemli konunun hastalık yapıcı etkenleri olan patojenleri öldürmek olduğunu belirten Koçak, pastörize ve UHT yöntemiyle, yüksek teknoloji ile bu patojenler öldürülürken, sütün doğal niteliklerine hiçbir şekilde zarar verilmediğini söyledi.
Türkiye'de kişi başına 26 kilogram süt tüketilirken, bunun 6 katı süt tüketen ülkeler bulunduğuna dikkati çeken Koçak,”biz süt içirmek için uğraşıyoruz, 1-2 kişi çıkıp, süt içirmemek için çalışıyor” dedi.

A.Ü. Süt Teknolojisi Bölümünden Prof. Dr. Emel Sezgin de çiğ sütün içinde hastalık yapıcı etkenlere sahip patojen bulundurması nedeniyle insan tüketimine uygun olmadığına işaret ederek, çeşitli uygulamalar ve teknolojilerle sütün insan tüketimine emin ve dayanıklı hale getirildiğini bildirdi.
UHT, pastörize gibi bu uygulamalar konusunda tüm dünyada binlerce araştırma yapıldığını ve bunun insan sağlığına olumsuz etkisi bulunmadığının tespit edildiğini anlatan Sezgin, “çocuklara süt içirmeyin gibi iddialarda bulunanlar hangi çalışma ya da araştırmalara göre bu sonuca varıyor. Bunu anlamak mümkün değil” diye konuştu.

Aynı bölümden Prof. Dr. Asuman Gürsel de pastörize ve UHT teknolojisiyle hastalık yapan mikroorganizmaların yok edildiğini belirtirken ancak sütün besin değerinde bir azalma olmadığını bildirdi.

Prof. Dr. Ayşe Gürsoy, bir insanın gözünü ilk açtığında ağzına ilk giren besinin süt olduğunu hatırlatırken, süt hakkında iddialarda bulunulurken dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hamit Köksel de UHT, pastorize gibi uygulamalarının sadece Türkiye'de değil tüm dünyada aynı şekilde yapıldığına işaret etti ve bu konuda insanların kafasını bulandırmamak gerektiğini söyledi.
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Beslenme Bilimlerinden Dr. Reyhan Nergiz Ünal ise sağlıklı bir süt tüketimi için ısıl işlemin kaçınılmaz olduğuna işaret ederken, gazlı ve şekerli sıvı tüketiminin süt tüketiminden daha fazla olduğu Türkiye'de günde 2 bardak süt içilmesini önerdiklerini söyledi.
Sütle ilgili mesajlarda çok dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Ünal, ısıl işlemin iddiaların aksine sütteki alerjen özelliğini azalttığını kaydetti.

AA