İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, başka suçtan tutuklu sanıklar Vedat Ergin, Yavuz Erdoğan, Rüştü Vatansever, Şükrü Türe ve Muhammet Korkut Beşiroğulları, bulundukları cezaevlerinden getirildi.

Duruşmada, kendilerine İstanbul Barosu'ndan avukat atanabileceği belirtilerek, "avukat isteyip istemedikleri" sorulan sanıklar, avukat istemediklerini bildirdi.

Kimlik tespiti sırasında mesleği sorulan Vedat Ergin, "elmas
işleyicisiyim" diye cevap verdi.

Gelirinin sorulması üzerine "belirli bir geliri olmadığını, geçimini ailesinin sağladığını" söyleyen Ergin, telefon numarasının sorulması üzerine "12 yıldır hapishanedeyim, telefonum yok" dedi.


Mahkeme Hakimi, Ergin'e bu davada sadece "Cumhurbaşkanı'na hakaret etmek" suçundan yargılandığını, Başbakan ve İstanbul Emniyet Müdürü gibi diğer görevlilerin bulunmadığını hatırlatarak, savunmasını buna göre yapmasını
istedi.

Vedat Ergin'in "Bizim için birbirlerinden farkı yok" diyerek, savunmasının başında diğer kamu görevlilerinden de bahsetmesi üzerine hakim tarafından tekrar uyarıldı.

Bunun üzerine Ergin, "20 yıldır sizin gibi değerli hakimlerimizin karşısına çıkıyoruz. Neyin ne olduğunu iyi biliyoruz. Ben sizi anladım. Bırakın da savunmamızı yapalım" diye konuştu.

Yazılı savunmasını okuyan Ergin, adliye binasına girdiği sırada, diğer sanıkların ise duruşmada Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiklerini söyledi. Ergin, "Ne ben ne de ağabeyim, ne de canlarım küfrü onaylamıyoruz. Ama bize başka çare
bırakmadılar" diye konuştu.

Kendisinin ve ağabeyinin birçok kez öldürülmeye çalışıldığını öne süren Ergin, bu durumun 4 sebepten dolayı olabileceğini düşündüklerini, bunların da "Mustafa Duyar'ın öldürülmesi, Selçuk Parsadan'ın yaralanması, Alaattin Çakıcı
ile aralarındaki husumet ve hiçbir kurumun ajanlığını yapmamaları" olduğunu söyledi.

AK Parti iktidarının karşılaştıkları haksızlıklara bir son vereceğini düşündüklerini anlatan Ergin, ancak bunun böyle olmadığını, Alaattin Çakıcı'nın lehine bazı gelişmeler yaşandığını öne sürdü.

Yargılandıkları davalardan hak etmedikleri ağır cezalar aldıklarını savunan Ergin, yetkililere yazdıkları dilekçelerin cevaplarının gelmediğini anlattı.

Uğradıkları haksızlıklarla ilgilenilmediği için böyle davrandıklarını söyleyen Ergin, "Silahım yok, külahım yok. Dilin ateşi fırın ateşinden daha fazladır. Biz de dilimizi kullanıyoruz" diye konuştu.

Ergin, mahkemeye yazılı ifadesinin yanı sıra değişik makamlara yazdığı dilekçelerden oluşan 234 sayfa delil sundu.

Hakimin savcılık ifadesinde kabul ettiği ve hakaret içeren sözlerini
okuması üzerine Ergin, "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşine yönelik
küfretmediğini, diğer sözleri ise kabul ettiğini" söyledi.

Diğer sanıklar da "Ergin ailesine yapılanlar nedeniyle Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'e hakaret ettiklerini" belirtti.

Duruşmaya gelmek isteyip istemedikleri sorulan sanıklardan Vedat Ergin,
"Duruşmalara gelmek istiyoruz. Birbirimizi görmek için gelmek istiyoruz. Yoksa
mahkemeyi ne yapalım, sevdalısı değiliz" diye konuştu.

Duruşma, eksikliklerin tamamlanması amacıyla ertelendi.

Duruşmaya girmeden önce bir süre adliye koridorunda bekletilen Vedat
Ergin ve diğer sanıkların çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı.

Sanıklar duruşmayı izlemek için gelen yakınlarıyla uzaktan konuştu. Bu
sırada Vedat Ergin'in yakınlarına "Tekirdağ'dakilere moral verin, biraz
psikolojileri bozuk" dediği duyuldu.

Mübaşirin sanıkların adını okuyarak, varsa sanık avukatlarını da salona
çağırması üzerine Ergin, "Allah savunuyor bizi" ifadesini kullandı.

-İDDİANAMEDEN-

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıkların 29
Kasım 2007'de Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne, yargılandıkları davanın
duruşmasına katılmak üzere getirildikleri belirtiliyor.

Sanıkların adliye binasına girerken ve duruşma sırasında Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'e hakaret ettikleri belirtilen iddianamede, bu nedenle 1 ile 4 yıl
arasında hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.
VATAN