Muharrem SARIKAYA/ GAZETE HABERTÜRK

Başbakan Tayip Erdoğan, kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin tavrından sonra Türkiye'nin bir derecelendirme kuruluşu oluşturmak için harekete geçtiğini söyledi. Başbakan , S&P ile anlaşmanın gözden geçirilip tek taraflı olarak iptal edilebileceğini açıkladı. Resmi ziyaret için bulunduğu Pakistan'ın başkenti İslamabad'da sorularımızı yanıtlayan Başbakan Erdoğan, şu açıklamayı yaptı: 

İTİBARLARINI SARSTIK
"Öncelikle bu S&P 'nin yapmış olduğu açıklamayı daha önce de söylediğim gibi tamamıyla ideolojik buluyorum. Onu siyasi bir yaklaşım olarak ele alıyorum. Kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasetten ari olduğunu düşünmek mümkün değil. İflasa giden ülkenin derecesini yükseltmeye çalışıyorlar aynı kararda bizimkisini de durağana çeviriyorlar. Bunlar artık itibarlarını kaybettiği gibi, bu sene G-20 toplantısında kredi derecelendirme kuruluşlarını tartışacağız. Zaten S&Paçıklamasının bizim piyasalarda bir etkisi olmadı. Biz iyi yönettik. Bizim yaptığımız açıklamalar bu kuruluşun itibarını dünyada sarstı. 
S&P ile biz her yıl anlaşma yapıyoruz. Gerekirse gözden geçirir tek taraflı olarak anlaşmayı iptal ederiz. Bizi engelleyen bir şey yok. Arkadaşlarla çalışıyoruz. Buna mani bir şey yok."

ONLARIN ARKASINA TAKILIP BATAN ÇOK OLDU
Erdoğan, "S&P gibi Moodys ve Fitch de var. Onlarla da bir fesih yapılırsa Türkiye'nin read edilmeyen ülkeler arasında yer alması, risk oluşturmaz mı?" sorusuna da şu yanıtı verdi: 
"Borçlanmayı bu ülkeler belirlemiyor. İşinizi kolaylaştırıyor. Ne olur, biraz daha koşturmanız gerekir. Bizim yatırım konseyine gelen 17 kuruluş var. Bunlar dünyanın en'leri arasında. Bunlar Türkiye ile ilgili kredi derecelendirme kuruluşlarından fazla bilgiye sahip. Vergi veriyor sistemi biliyor. Piyasa nedir, pazar nedir, bütçe durumunda Türkiye'nin durumunu görüyor. Türkiye'nin bu süreç içinde en çok itibar gören yanı, sanal bütçeler yapmamasıdır. Güven noktasındaki yanımızı dünyaya çok iyi yansıtmıştır. Bir ülkede güven ve istikrar varsa zaten yatırımcı geliyor. Yoksa gelmiyor. Bu kredi derecelendirme kuruluşlarının arkasına takılıp çok batan oldu. Biz Türkiye diyoruz ki, bu kuruluşumu gerçekleştirdiğimiz zaman bu ülkelerin maliyeleriyle yapacakları görüşmeler bizi çok farklı bir yere taşıyor."