Alınan bu kararın hakkaniyete uygun olmadığını savunan Ömer Özmen, “Daha önce olduğu gibi yine siyasi ve ideolojik kaygılarla hareket eden Danıştay"ın bu kararları hukuk açısından son derece sakıncalıdır. Daha önce, benzer bir durumda yetkisizlik kararı veren Danıştay"ın ikinci kez yürütmeyi durdurmasını hukuken anlamak mümkün değildir. Bu karar içinde bulunduğumuz siyasal ve toplumsal gerginliği daha da artıracak niteliktedir.Danıştay"ın bu kararı ile Anayasa"nın 10. maddesinde belirtilen "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" hükmü ve 42.maddesinde belirtilen "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir" hükmü hiçe sayılmıştır. Anayasada düzenlenen bir hakkın mahkeme kararı ile kısıtlanması veya ortadan kaldırılması mümkün değildir. Anayasa"da belirtilen hakların geniş anlamda ve bilakis hakların genişletilmesi yönünde yorumlanması gerekmektedir” dedi.
ÖZGÜRLÜKLER ESAS, YASAKLAR İSE İSTİSNADIR
Danıştay"ın kararı sonucu bu yıl 1 milyonu aşkın öğrencinin adaletsizliğe ve haksızlığa uğrayacağını kaydeden Özmen, “Bu sonucu hukuk, mantık ve insaf ile izah etmek mümkün değildir. Bu iş yap-boz oyunu değildir. Milletimizin engelleri kaldırsın diye işbaşına getirdiği AK Parti hükümeti, anayasa değişikliğini göze alamamakta ve geçici, sonuç almayan, oyalayıcı taktiklere başvurmaya devam etmektedir. Yaşanan süreç, Anayasa değişikliği yönündeki taleplerimizin ne kadar haklı ve ivedi bir konu olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Çünkü darbe ürünü olan 1982 Anayasası ve buna dayanarak yapılan çarpık kanunlar, özgürlüklerin önündeki en büyük engeldir. Derhal yeni bir Anayasa yapılmalı ve referanduma götürülerek millet idaresine sunulmalıdır. Aksi halde yaşanan kaos artarak devam edecektir” diye konuştu.
“12 Eylül darbesinin ürünü olan YÖK"ün, 28 Şubat darbesi sürecinde aldığı karar hala yürürlükten kaldırılamamıştır” diyen Özmen, şunları söyledi: “Üniversiteye girişte meslek liseleri de dâhil olmak üzere tüm lise mezunlarının mağdur olmadan eşitliğini sağlayacak yasal düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Hükümet daha fazla kararsız kalmamalı kalıcı ve köklü bir çözüm için adım atmalıdır. Saadet Partisi olarak başından bu yana Türkiye'de kapsamlı bir siyasi ve hukuki reform sürecinin gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bütün vatandaşlarını eşit, özgür ve özde yurttaşlar olarak gören, millet iradesi üzerinde hiçbir vesayet ve dayatmanın kabul edilmeyeceği köklü ve yapısal bir reform sürecinin önemini vurguluyoruz. Eğer hükümet, bizim yaptığımız çağrılara, uyarılarımıza ve tekliflerimize kulak verseydi, Türkiye bu tartışmaları çoktan aşmış olacaktı. Danıştay"ın aldığı bu son karar; uyarılarımızın haklılığını ortaya koymakla kalmayıp, Türkiye'nin, siyasi ve hukuki reform ihtiyacının ne kadar ertelenemez olduğunu da göstermektedir. Bu noktada, hükümetten keyfi yorumlara, ideolojik mülahazalara imkân tanımayacak yasal ve yapısal düzenlemeleri bir an evvel hayata geçirmesini talep ediyoruz ve bu konuda atılacak tüm adımları destekliyoruz”