Kayseri eski Jandarma Komutanı Emekli Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın, Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ katıldı.

Duruşmada, Abdulmecit Em, Abdullah Em, Mehmet Emin Yılmaz, Mehmet Kaya, Mehmet Faruk Cilasun ve Hatay İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık Şube Müdürü Binbaşı Hasan Başkök, tanık olarak dinlendi.

Binbaşı Başkök, Cizre'ye 1993 yılında atandığını ve komando bölük komutanı olarak görev yaptığını anlattı.

Cizre'ye gitmeden önce görüştüğü kişilerin kendisine ''etliye, sütlüye dokunma'' dediğini ifade eden Başkök, ''Gittiğimde sıkıntılı bir dönemdi. Cudi ve Gabar Dağı arasında bir karakolumuz var. Dağda katırlarla örgüte mühimmat taşındığını tespit edip o bölgeye operasyon düzenlendik. Çok sayıda mühimmat ele geçirildi. Bu olay bir dönüm noktasıydı. Bu olaydan sonra örgüt bize karşı saldırılara başladı. Çatışmalar yoğunlaştı. Ben ve bir astsubay yaralandık. Örgütün de bir sorumlusu ölü ele geçirildi'' dedi.

Sanık Cemal Temizöz'ün kendisinin komutanı olduğunu ifade eden Başkök, Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz'a, ''Mahsuru yoksa ona 'komutanım' diye hitap etmek istiyorum'' dedi.

Cizre'de bulunduğu bölüğe terör örgütünce roket ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendiğini kaydeden Başkök, şunları söyledi:

''O dönem cehennemi yaşadık. Başımızı dahi kaldıramadık. Çatışma gece saat 02.00'ye kadar devam etti. Polisler panzerle yardıma geldi. Bir polis memuru şehit oldu. Bir ay sonra yeniden bir saldırı düzenlendi. Ancak biz mevzilerimizi hazırlamıştık. Bu nedenle zarar görmedik. Her gün yolumuza mayın döşeniyordu. Bize dost görünenler, bize saldırıyordu. Böyle bir ortamda görev yaptık.''

-''O YILLARDA 10-20 KİŞİ BİRLİKTE GÖZALTINA ALINIYORDU''-

Tanık Başkök, ''komutanım'' diye hitap ettiği sanık Temizöz'ün istihbarat bilgileri doğrultusunda çok sayıda örgüt üyesi ve örgüte yardım eden kişiyi yakaladıklarını anlattı.

Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, dosyadaki bir tanığın ifadesinde yer alan, ''6-7 kişilik sivil bir sorgu ekibi vardı'' sözlerini hatırlatarak, ''Bu konu hakkında ne biliyorsun. Böyle bir sorgu ekibi var mıydı?'' diye sordu.

Tanık Başkök, ''1993-1994 yıllarında 10-20 kişi birlikte gözaltına alınıyordu. Bunların ifadelerini almak için bir ekip vardı. Merkez Jandarma Karakoluna takviye amaçlı resmi bir ekip bulunuyordu. Bunlar genelde sivil kıyafetliydi. Komutanıma bağlıydılar. Cizre İlçe Jandarma Komutanlığında beyaz renkli Toros marka otomobil bulunuyordu. Ancak bu aracın kime ait olduğunu bilmiyorum. Bizim envanterimizde sivil bir araç yoktu. Adli işlemler için kullanılan iki sivil araçtan biri de Toros markaydı'' dedi.

-''KÖTÜ MUAMELE VEYA ÖLDÜRME OLAYIYLA KARŞILAŞMADIM''-

Sanık Temizöz'ün talimatları doğrultusunda gittiği köylerde vatandaşları meydanda topladıklarını ve kadın erkek olmak üzere iki kısma ayırdıklarını ifade eden Başkök, ''Komutanım gelirdi. Orada mülakat yapılırdı. Bazı şahısların alınmasını isterdi. Biz de onları alıp jandarmaya getirirdik. Onlara kötü muamele yapılması veya bazılarının öldürülmesi gibi bir olayla hiç karşılaşmadım. OHAL dönemi olduğu için şüpheliler 1 ay gözaltında tutulabiliyordu. Ancak bizde daha çok 5-10 gün kalınıyordu. O dönemde çok adam alınıyordu'' diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Yılmaz'ın ''JİTEM diye bir birimin çalışmalarını duydun mu?, Karakolda itirafçılar çalışıyor muydu'' soruları üzerine de tanık Başkök, ''Bizde öyle bir birim yoktu. Cizre'de jandarmaya genelde korucular gelirdi. Sivil vatandaşlar pek uğramazdı. Bize teslim olan bir örgüt üyesi vardı. Bir operasyonda bize örgüt üyelerinin kullandığı 20-25 yeri gösterdi. Oralarda çok sayıda mühimmat bulduk. Onun dışında itirafçılar bulunmuyordu. Ama orada askerlik yapanlar arasında olup olmadığını bilmiyorum. Biz askerlere 'Sen kimsin' diye sormazdık'' diye konuştu.

Başkan Yılmaz, tanık Başkök'e bu kez iddianamede anlatılan sorgu ekibindeki ''Yavuz'', ''Tuna'' ve ''Selim Hoca'' kod adlı kişileri tanıyıp tanımadığını sordu.

Tanık Başkök, ''Onları hatırlıyorum. Merkez karakolda bu isimde kişiler vardı. Niye kod isim kullanıyorlardı bilmiyorum. Bedran, Hıdır ve Abdulhakim adlı kişileri tanımıyorum'' dedi.

Kendisinin Şırnak Tümen Komutanlığına bağlı operasyon birliğinde bulunduğunu anlatan Başkök, ''Irak'tan Cudi'ye kadar bir bölgede operasyonlara katıldım. Cizre merkezde ne olup olmadığını bilmiyorum. Operasyondan döndükten sonra 1-2 gün dinlenip yeniden operasyona çıkıyordum'' diye konuştu.

Tanık Başkök son olarak ''Köylülere dışkı yedirildiği'' iddiasının yaşandığı Cizre'nin Yeşilyurt köyünde operasyon hazırlığı yaparken aşırı soğuk nedeniyle sığındığı bir evde vatandaşların kendisine ısınma ve kıyafetlerinin kurutulması için yardımcı olduklarını ifade etti.

Diğer tanıklarda iddianamede yer alan Ramazan Uykur ve Ramazan Elçi'nin öldürülmesi olayıyla ilgili görgü ve bilgilerinin olmadığını anlattı.

Mahkeme heyeti, duruşmaya öğleden sonra devam edilmek üzere ara verdi.

-İSTENEN CEZALAR-

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık iddianamede, sanıkların TCK'nın ''adam öldürmek'', ''cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'' ve ''adam öldürmeye azmettirmek'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün dokuz, Kamil Atağ'ın yedi, Tamer Atağ'ın iki, Adem Yakin'in yedi, Hıdır Altuğ'un üç, Fırat Altın'ın (Abdulhakim Güven) altı, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

Sanık Temizöz'ün 1993'te Cizre'de ''terörle mücadele ediliyor'' görüntüsü altında ''korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu, grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı'' ileri sürülen iddianamede, grubun sorgulanan bu kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.