“Geniş Aile”nin bir anda bu kadar popüler olmasında, karikatüristlerden oluşan senaryo grubunun ve oyuncu kadrosunun payı büyük. Ancak öyle bir oyuncu var ki, aslan payını o kapıyor. Bahsettiğimiz kişi tabii ki evin sorumsuz ve serseri oğlu Cevahir"i canlandıran Ufuk Özkan... Başarılı oyuncu, hakkında merak edilenleri Esquire dergisine anlattı.


Ne oldu da oyunculuğa başlamaya karar verdiniz?

- Ben, oyunculuğu bir çeşit terapi olarak görüyorum. Doktora gitmek yerine, oyunculuk yapıyorum. Herkesin içinde olan bir şeyi, canlandırdığım karaktere monte ediyorum. Mesela benim, dizide canlandırdığım Cevahir karakteriyle çok ortak noktam var. Ben de hayata onun gibi mizahi yönden bakıyorum, ondaki mahalle jargonu bende de var. Ancak televizyon ve tiyatro oyunculuğunu birbirinden ayırıyorum. Ben televizyonu çok ciddiye alan bir insan değilim, kariyer yapmak gibi bir derdim de yok, sadece para kazanıyorum. Ama tiyatroyu çok önemsiyorum, çünkü tiyatro oyuncunun er meydanı gibi, akla karayı birbirinden ayırıyor.

Ekranlarda birbirine benzeyen pek çok dizinin olduğu, pek çok yeni dizinin ilgi çekmediği için yayından kaldırıldığı bir dönemde “Geniş Aile” dizisinin elde ettiği başarıyı neye bağlıyorsunuz?

- En baştan beri bu dizinin ses getireceğini biliyordum. Ancak bu sesin, bizi sağır edecek ölçüde yüksek olacağını zannetmiyordum. Dizinin bu kadar yoğun ilgi görmesi, beni de şaşırtıyor. Kadro çok iyi, ekip çok kaliteli, ben de Cevahir rolüne yakıştığımı düşünüyorum. Senaryomuzu iki karikatürist; Cüneyt ınay ve Kamuran Süner yazıyor. Dolayısıyla sahnelerimiz de karikatür tadında oluyor, her şey bir anda olup bitiyor. Dizideki ilginç benzetmeler, kelime oyunları, espriler insanların hoşuna gidiyor ve bu durum, yüksek izlenme oranlarına sahip olmamızı sağlıyor. şurası bir gerçek ki, Türkiye"de komedi yapmak çok zor. “Avrupa Yakası”ndan başka hiçbir komedi dizisi, insanları ekrana kilitleyemedi. Umarım “Geniş Aile” başarısını devam ettirir.

BENİ DOLMUŞTA GÖREN ŞAŞIRIYOR

Sokakta rastladığınız insanlardan ne gibi tepkiler alıyorsunuz? Bu dizi, hayatınızda neleri değiştirdi?

- Ehliyetim olmadığı için her yere toplu taşıma araçları veya taksiyle gitmek durumunda kalıyorum. ınsanlar beni dolmuşta gördüğünde çok şaşırıyor. Sanırım bizi rezidanslarda oturuyor zannediyorlar. Kimse yanlış anlamasın ama şöhretten biraz rahatsız olmaya başladım. ınsanların ilgisinden şikayetçi değilim ancak bazen çok sıkıntı çekiyorum. Sohbet etmek, fotoğraf çekilmek, dizi hakkındaki sorulara cevap vermek bazen yorucu olabiliyor. Bu yüzden en kısa zamanda ehliyet ve ardından otomobil almayı planlıyorum.

Şöhretle tanışmış pek çok insanın tersine doğal, kendi halinde ve mütevazı bir görünüşünüz var. Öyle ki, insanın gerçekten Cevahir"in siz olduğunuza inanası geliyor. Eskiden beri hep böyle miydiniz, bizim gibi düşünenlerin sayısı çok mu?

- Bakın, ben oyunculuktan başka bir iş yapamam. Boyacılık yapamam, ampul bile değiştiremem, elimde kalır, çarpılırım! Ancak benim en büyük düsturum şudur; ukalalıkla özgüveni birbirine karıştırmamak. Bizim meslekte kendi sığ kafasında hiyerarşi yaratan, yüksek tahtlarda oturduğunu zanneden, dün ekmek peynir yerken bugün havyar yiyen, kendini bir resmin, bir çerçevenin içine yerleştirmeye çalışan çok fazla insan var. Ben böyle insanlardan olamam. Buna aile terbiyem müsaade etmez. Zaten ben yaptığım işi çok da büyütmüyorum. Bir gün çok şöhretli olsam bile sevdiklerimi, eşimi, büyüdüğünde oğlumu utandıracak bir şey yapamam. şöhret, sadece benim kaşemi değiştirir.

HER ŞEYİMİ KAYBETSEM ÇEVİRMENLİK YAPARIM

Nasıl yani, şu an her şeyi bırakıp gitseniz, yaşadığınız şöhreti bir anda kaybetseniz hiç etkilenmez misiniz?


- Benim de hayatımda inişli çıkışlı, maddi sıkıntılar yaşadığım dönemler oldu. Ama her zaman dürüstçe dilemeye devam ettim. Her düşüşten sonra tekrar kalkabildim. ıngilizce ve Almanca biliyorum, bugün her şeyimi kaybetsem bile çevirmenlik yaparak hayatımı kazanabilirim. Hayata hep iyi tarafından bakan, kötü bir durumun içinde bile fırsatları bulmaya çalışan bir insan olduğumdan, sıkıntıları atlatırım.