Ekonomik krizle boğuşurken, bir yandan da kendisini şimdilik teğet geçen yolsuzluk davaları yüzünden, yargının nefesini ensesinde hissediyor. Cumhurbaşkanı son olarak, Senato’daki kontrolü sol partilere kaptırarak bir yara daha aldı.
 
2012 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanan Nicolas Sarkozy'nin partisi, Fransız parlamentosunun üst kanadını teşkil eden Senato’da çoğunluğu, muhalefetteki sol partilere kaptırdı. Fransa’da solun bu zaferi kimi çevrelerce, "Sarkozy’nin 'zenginlerin cumhurbaşkanı' imajına bir tepki" olarak yorumlanıyor.   
 
YARGI SARKOZY’YE DOKUNACAK MI
Öte yandan, Fransız yetkililerin Pakistan’a 1993 yılında sattığı denizaltılardan yasadışı komisyon alındığını ortaya döken Karaçi skandalı ve bu komisyonun Edouard Balladur’ün 1995 seçim kampanyasında kullanıldığı iddiası kapsamında, Sarkozy'nin önce 30 yıllık dostu Thierry Gaubert, ardından sağdıcı Nicolas Bazire’in gözaltına alınıp sorgulandı. Bu gelişmeler doğrultusunda Sarkozy’nin çevresindeki yargı çemberinin daraldığı öne sürülüyor.
 
Sorgulamalar sırasında Gaubert’in eşi İtalya Prensesi Helene de Yugoslavie’nin hâkime “Eşim sık sık Ziyad Takieddin adlı Pakistanlı ile beraber Londra üzerinden İsviçre’ye giderek, valiz içinde paralarla dönerdi” diye ifade verdiği öğrenildi. Fransız gazetesi Le Monde’un, Sarkozy’nin sağ kolu eski İçişleri Bakanı Brice Hortefeux’nun bu ifadeyi önceden öğrenerek Gaubert’i arayıp “Dikkat et, eşin polise konuşmuş” diye uyardığını ortaya çıkarmasıyla, durum daha da çirkinleşti.
 
MUHALEFET KARAÇİ’Yİ KULLANACAK
Bu dava, muhalefetin eline güçlü bir koz vermiş gibi görünüyor, çünkü Sarkozy, Balladur’ün kaynağı şaibeli seçim kampanyasının tam ortasındaydı. Seçim kampanyasının hem sözcüsü, hem de Gaubert ve Bazire’in çalışma arkadaşıydı. 
 
Ana muhalefet Sosyalist Parti’nin Cumhurbaşkanı aday adayı Ségolène Royal, olan biteni “Sarkozy sistemi çürümüş” şeklinde yorumlarken, aynı partinin bir diğer güçlü aday adayı François Hollande "Nicolas Sarkozy tarihe, sağa Senato'daki çoğunluğunu kaybettiren lider olarak geçecek" dedi. Eski sulh yargıcı ve Fransız Yeşiller Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı Eva Joly ise, Sarkozy’nin, Balladur’ün seçim kampanyası davası kapsamında mutlaka dinlenmesi gerektiğini savunuyor.
 
EKONOMİK ENDİŞELER HALKI SARKOZY’YE İTEBİLİR
Senato’daki yenilgi her ne kadar "önemli bir uyarı" niteliğinde olsa ve Karaçi davası mideleri bulandırsa da, ekonomik ve finansal sıkıntıların, "Yunanistan’a benzeme" korkusunun seçmeni, hiç denenmemiş bir lidere oy vermekten alıkoyup, Sarkozy’nin kollarına itebileceği olası senaryolar arasında bulunuyor.
 
Seçim kampanyalarında sergilediği yüksek performansın da etkisiyle, Sarkozy seçmenin oyunu alsa bile, Fransa halkının kendisini büyük bir istek, destek ve heyecanla seçmeyeceği aşikâr. Başka bir deyişle, "kötünün iyisi" tekrar yönetime getirilmiş olacak. Cumhurbaşkanı’nın sosyalist adaylara karşı bir diğer avantajı da seçim arenasına "işleri" sebebiyle daha geç girecek, dolayısıyla daha az yıpranacak olması. Yine de halihazırdaki yönetimin eline yüzüne bunca çamur bulaşmışken, iddialı bir öngörüde bulunmak için erken. Fransız seçmenin kararı, önümüzdeki yedi ay içinde yaşanacak gelişmelerle şekilleneceğe benziyor.