Taner; 8 Ağustos 2006 tarihinde Türkiye ile 55 ülke arasında imzalanan Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması ile ilgili olarak "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti arasında Karayolu ile yolcu ve yük taşımacılığının düzenlenmesi hakkındaki anlaşmanın onaylanmasının uygun bulunduğuna dair 303 sıra sayılı kanun tasarısı'yla ilgili MHP grubu adına söz aldı. İki ülkenin ithalat ve ihracat mevzuatındaki eksiklikler nedeniyle nakliyecilerin sıkıntılarının hala devam ettiğini, ifade eden Taner, Türk bankalarının vermiş olduğu teminat mektuplarının kabul edilmediğini ve Türk nakil araçlarına uygulanan yüksek navlun ve şoför vize işlemlerinin uluslararası taşımacılık yapan kişileri sıkıntıya soktuğunu belirtti.
Taner konuşmasında “Kara yolu yolcu taşımacılığının Türkiye'deki payına baktığımızda deniz ve hava taşımacılığı yüzde 5'lerdeyken, kara yolu taşımacılığı yüzde 95'tir. Bu yolcu taşımacılığının yüzde 70'i otobüslerle, yüzde 30'u ise diğer taşıtlarla yapılan ve yaklaşık 500 bin kişiyi ilgilendiren bir sektördür. Yük taşımacılığında ise toplam taşımacılığın yüzde 93'ü kara yoluyla yapılmaktadır. Bu da 700 binden fazla kamyon, 75 bin civarında çekici ve römork ve diğer araçlarla yapılmaktadır. Bugün ülkemizin ihracatının yüzde 53'ü, ithalatının ise yüzde 34'ü kara yolu taşımacılığıyla yapılmaktadır” dedi.
Avrupa'nın en iyi taşımacılık filolarına sahip olan ülkemizin nakliyecilik sektörünün belli sorunlarına bakıldığında ise, kota sorununun en önemli sorun olarak devam ettiğini kaydeden MHP Aydın Milletvekili Recep Taner. “Genel olarak nakliyecilerin en önemli sıkıntıları da, maalesef akaryakıt giderlerinin yüksek oluşudur. Şu anda maliyetlerin yüzde 35'i civarında bir akaryakıt maliyeti bulunmaktadır. Petroldeki ham madde fiyatları anında akaryakıt fiyatlarına yansıtılırken, maalesef, petrol düşüşleri, aynı şekilde ham madde fiyatlarının düşüşleri petrol fiyatlarına yansımamaktadır” ifadelerine yer verdi.
Akaryakıt fiyatlarındaki artışın Hükümetin akaryakıt üzerinden almış olduğu dolaylı vergilerin yüzde 75 civarında olmasından kaynaklandığını, Türk taşımacılık sektörünün, akaryakıt fiyatlarında meydana gelen yüksek maliyetten dolayı akaryakıt almakta güçlük çektiklerini bir kısmının ise kaçak mazot satan firmalara yönelerek ucuz akaryakıt alarak veya akaryakıt istasyonlarında, yol kenarlarında 7 numara, 10 numara yağları satın alarak ayakta kalmaya çalıştıklarını belirten Recep Taner, “AK Parti'nin yapmış olduğu bazı uygulamaları da uluslararası taşıma yapan firmalarımız ve şirketlerimiz anlayamamaktadır. Geçmişte, uluslararası taşıma yapan firmalara yurt dışına çıkışları sırasında gümrüklerde bir depo ÖTV'siz akaryakıt verilmekteydi. Bu ne hikmetse, bu Hükümet döneminde 550 litreyle sınırlandırıldı. Tabii, nakliye mesafelerine göre bu 550 litrelik akaryakıt yetmediği zaman, maalesef, şoförlerimiz gittikleri ülkelerden ihtiyacı olan akaryakıtı temin etmekteler ve bu da Türk ekonomisine belli bir şekilde zarar vermektedir. Bunun yaklaşık maliyetinin de 60 milyon dolar civarında olduğu belirtilmektedir. Maliye Bakanlığının ne motorlu taşıt vergisi genelgelerinde ne araç muayene yönetmeliklerinde, ne de kanunlarımızda "standart depo" diye bir tarif bulunmamaktadır. İmalatçı firmalar tarafından orijinal olarak üretilen 800 ile bin litre arasındaki depoları kabul etmeyip "Standart depo 550 litre alır" düşüncesini kabul etmek de mümkün değildir. Uluslararası nakliye yapanlara gümrük çıkışlarında verilen akaryakıt miktarının tekrar düzeltilmesi için Hükümetten gerekli çalışmayı yapmasını beklemekteler” dedi.
Değerli milletvekilleri, hafta sonu görüştüğüm Aydın Şoförler Odası Başkanı Ali TUNCAL şoför esnafının sorunlarından bahsederken gördüğüm şey, maalesef, yolcu ve yük taşımacılığı yapan esnafların patlama noktasında olduğu gerçeğidir. Diyorlar ki "Cansiparane her türlü zorluklara katlanarak köylerdeki çocuklarımızı il ve ilçe okullarımıza götüren yani taşımalı eğitim yapan esnafımız, eylül ayı hak edişlerini kasım ayının 15'inde ancak alabilmişler ve şimdi de ekim ayının hak edişlerini beklemekteler." Sayın Millî Eğitim Bakanımıza konuyu ilettik, kendisinden bu konuda destek beklemekteyiz. Bir iki gün içinde il özel idarelerine para aktarılmadığı takdirde önümüzdeki Kurban Bayramı'nda ne kurban kesebilecekler ne de bayram yapabilecekler. Yetklilerin gerekli çalışmayı bir an yapmaları gerekmektedir.”dedi.