Dünyada kadınlar arasında en sık görülen ikinci kanser türü, rahim ağzı kanseri. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Fatih Güçer, ileri evreye ulaşıncaya dek herhangi bir belirti göstermeyen rahim ağzı kanserinde, hastaların büyük çoğunluğunun düzenli PAP smear testi yaptırmadığı için artık cerrahi şansın kalmadığı safhada hekime gittiklerine dikkat çekiyor. Güçer, bu nedenle hastalıktan korunmada düzenli smear testi ve HPV aşısının büyük önem taşıdığının altını çiziyor.

Rahim ağzındaki anormal hücre çoğalmasıyla meydana gelen rahim ağzı kanserinin en önemli nedeni olarak Human Papilloma Virüs (HPV) gösteriliyor. Cinsel ilişki ve temas yoluyla bulaşan HPV’nin kuluçka süresi yaklaşık dokuz ay olmakla birlikte, virüs yıllarca sessiz kalabiliyor.

AŞI HPV'NİN İKİ TİPİNE KARŞI KORUYOR
HPV’den korunmak için aşının önemli bir etken olduğunu dile getiren Doç. Dr. Güçer, “HPV aşısı canlı bir aşı olmadığı ve hepatit aşıları gibi genetik teknoloji ile hazırlandığı için birçok kişiye rahatlıkla uygulanabiliyor. Aşı üç doz olarak, altı aylık süre içinde, koldan uygulanıyor. Şu an piyasada bulunan HPV aşısı kansere sebep olan HPV tiplerinden sadece tip 16 ve 18’e karşı koruyucudur” diyor.

Kanserlerin yüzde 30'unun nedenini aşının korumadığı türden HPV tiplerinin oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Güçer, aşı olmanın kansere yakalanmama garantisi vermediğini, aşı olunsa bile düzenli PAP smear taramasının da yapılması gerektiğini vurguluyor.

HPV, PENİS KANSERİNİN DE NEDENİ
Doç. Dr. Güçer, prezervatif kullanımının, cinsel yolla bulaşan hastalıkları engellese de rahim ağzı kanserinin en büyük nedeni olan HPV’den tam olarak korunma sağlamadığına dikkat çekiyor. Doç. Dr. Güçer, “HPV’nin bulaşması için bir sıvı alışverişi gerekmez. Ten teması ile de bulaşabilir. HPV prezervatif tarafından kaplanmayan alanları enfekte edebilir” uyarısında bulunuyor.

HPV, rahim ağzı kanseri dışında anal kansere, baş-boyun bölgesi kanserlerine, vajen ve kadın dış genital organlarının kanserine (vulva kanserine) sebep olabiliyor.