Başkanlık sistemi dedikleri bir ara gündemden düşmüştü. Tekrar gündeme geldi şu günlerde. Tartışmalar başladı yine kaldığı yerden.

Başkanlık sistemi mi? Parlamenter sistem mi?

Cevabınız ne olur bilmem.

Ama tarih gün gibi ortada.

Emeviler döneminde Hazreti Peygamberin dünyada en çok sevdiklerinden olan, torunu Hazreti Hüseyin ve yakınları Kerbela’da şehit edildi.

Abbasiler döneminde İmamı Azam zindanlarda şehit oldu.

Turgut Özal ihracatı artırmak için teşvik yasasını çıkarttı ülke hayali ihracatçılarla tanıştı. Ortalık hayali ihracatçılardan geçilmedi.

Fakir fukara için yeşil kart çıkartıldı, az kalsın yeşil kart sayısı ülke nüfusunu geçecekti.

Boş araziler ekilip dikilsin diye dönüm başına teşvik verildi, teşvik alanların çoğu, harmanı kağıt üzerinde yaptı.

Diğer yandan Tunceli Ovacık’ta komünist belediye başkanı devlete ait boş arazilere nohut fasulye ekip kazanılan parayla üniversite öğrencisi okutuyor. Okumayı teşvik etmek için bir saat kitap okuyan çocuğa bir saat bisiklet bindiriyor.

Aynı komünist sistemin merkezi diyebileceğimiz eski SSCB’de bir avuç elit kesim bütün ülkenin kaymağını yerken, garibim işçi ve köylü yıllarca bir topan ekmeğe talim etmiş ve de milyonlarca muhalif özellikle Stalin döneminde katledilmiştir.

Sultan İkinci Mahmut âyanların kabadayılığından yılınca ayanlık sistemini kaldırır, yerine muhtarlık sistemini getirir. Ama aynı ayanlar bu kez de muhtar olur.

Cumhuriyet ile birlikte egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ama ne hikmetse seçilen vekiller yine hep aynı seçkinlerdendir. Belediye başkanları dünün ağaları, beyleridir. Dünün ayanlarıdır yani. İstisnalar hariç bu gün de böyledir bu.

 Ne güzel söylemiş Neyzen Tevfik:

 Türkü yine o türkü sazlarda tel değişti,

 Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti.

 

Tabi ki cumhuriyettir insan aklına, insan onuruna, insan yaradılışına en uygun yönetim şekli. Bir kere bu, su götürmez bir gerçektir.

Başkanlık sistemi de, bu günkü parlamenter sistem de cumhuriyete dâhildir muhakkak.

Ama gelin görün ki;

İnsan adil, insan dürüst, insan aydın, insan ufku geniş, insan gönlü derya olmadıktan sonra ha başkanlık olmuş, ha parlamenter sistem olmuş ne fark eder.

İnsan ve insanların oluşturduğu toplumun eğitim ve ekonomik standardını yükseltmedikten, zengin ile fakirin arasındaki derin uçurumları azaltmadıktan Başkanlık olsa ne olur, olmasa ne olur.

İnsan yetiştirmeliyiz, insan…

Eğer bu milleti,  bu insanları ve bu ülkeyi azıcık seviyorsak, bırakalım artık şu sistemmiş, bu sistemmiş diye didişip durmayı...

Özellikle de eğitimle uğraşmayı. Okulların adını, tabelasını, eğitim süresini kısaltıp uzatmayı bırakalım artık.

Gerektiğinde bilgileri güncelleyelim. Yeni öğretim teknikleri, yöntemleri geliştirip uygulayalım.

İnsan yetiştirelim artık, insan…

Kendi fikrimize, kendi ideolojimize, kendi inancımıza uygun insan değil. Hemen hemen bütün insanlığın kabul ettiği evrensel değerlere uygun insan.

 

Sağlıcakla kalın…