Osmanlı'nın kurucusu, merhum Osman Gazi'nin, sağlığında Bursa'yı sadece uzaktan gördüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bursa'nın fethedilmesini ve kabrinin de Bursa'ya taşınmasını arzu eden eden Osman Gazi, oğlu Orhan Gazi'ye, son derece anlamlı bir vasiyet bırakmıştı. Diyor ki Osman Gazi: 'Zulümden, bid'atten sakın, benden ibret al ki, bu diyarlara zayıf bir bey olarak gelip, haketmediğim halde bunca inayet-i celile-i rabbaniye'ye mazhar oldum. Sen de benim yolumdan git ve bu Din-i Muhammedi'yi ve ashabını, bundan başka sana tabi olanları koru.Allah'ın hakkını ve kulların hukukunu gözet. Senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma. Adalet ve insafa riayetle zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe teşebbüste Allah'ın yardımına güven. Ey oğul! Yaradandan korkmayan, yaradılandan hiç korkmaz' Evet değerli kardeşlerim, Bundan 600 yıl önce, Osman Gazi, Bursa önlerinde oğlu Orhan Gazi'ye bu nasihatte bulunmuştu. İşte bu nasihat, 600 yıl boyunca bu topraklarda yankılandı, 600 yıl boyunca kulaktan kulağa ulaştı, gönülden gönüle ulaştı ve bugün de bizim ufkumuzu aydınlatıyor. Şunu da çok büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki, tıpkı 600 yıl boyunca olduğu gibi, bugün de biz, Arap halklarını kardeşimiz, yol arkadaşımız, iyi ve kötü günde dostumuz, komşumuz olarak görüyoruz.

Türkiye, her ne kadar yönünü Batı'ya çevirmiş olsa da, veya böyle tanıtılıyor olsa da sırtını asla ve asla Doğu'ya, Güney'e dönmeyecektir. Son yüzyıl içinde, aramıza konulmuş olan mesafelerin, sınırların, aramızdaki engel ve bariyerlerin tamamının sanal olduğuna inanıyoruz. Bin yıllar boyunca bir arada yaşamış, birbirine dost, komşu, akraba, hatta kardeş olmuş milletlerin, bugün yapay engellerle birbirinden uzak kalmasına, uzak tutulmasına bizim gönlümüz razı gelmiyor. İşte bu anlayıştan hareketle, son 9,5 yıl içinde, Hükümet olarak, kadim dostlarımızla, kardeşlerimizle, çok farklı bir iletişim ve işbirliğini tesis ettik."